gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Kadın'ın Yeri ve Önemi

10 Mart 2016, 22.25
A- A+

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınların değerleri bilinerek kutlandı… Öncelikle tabi, o günün anlamı önemli… her günümüz gibi aslında…O günü kutlamak yanında, eminim anmak da değerli… Çünkü o tarihte büyük bir acı gizli…  

Benim için Kadının simgesel olarak da önemi büyük. Tarihteki yeri de öyle.
Fakat, Kadın; günümüzde hala başlık parası ile alınıp satılıyorsa;
Kadın; toplumda birey olarak görülmüyorsa,
Kadın; toplum düzenine karşı bir tehdit, bu nedenle de mutlaka kontrol edilmesi gereken bir güç olarak görülüyorsa,
Kadın; hala şiddete maruz kalıyor ve hatta öldürülüyorsa…
Bunun yanında ölümün ardından bile adak isteyen yani törelerle geleneklerle beslenmesi ve susturulması gereken bir güç gibi algılanıyorsa, O toplumda bir takım şeyler hep patlamaya hazırdır...

Kadın ve erkeğin birbiriyle olan ilişkisi, şiddete yöneldiği sürece kültür ve toplum; ne yazık ki kendine yabancı, kendine düşman kalacak. Batı kültüründe, kadının birey olmasının boyutu, ümitsizliğe karşı bir ümitle, her zaman bir açık kapı bırakırken, ülkemize baktığımızda hep birey ötesi bir boyuta yani maneviyata kaçış vardır.

Üzülerek söylüyorum ki, hala kadın, fiziksel şiddet görüyor, tacize uğruyor, cinsel obje olarak görülüyor, kadın cinayetleri devam ediyor.

Toplumsal mesajlar verirken kolektif bilincimizin uyandırılması için lütfen istemediğimizi değil, istediğimize odaklanıp, o mesajı verelim. Bunu her platformda sözlü, yazılı olarak dile getirdim. Hala daha dile getiriyorum. Dile getirmeye de devam edeceğim. Toplumsal ve kolektif algıyı bu yönde geliştirmeliyiz…

Hiçbir zaman Kadına Şiddete Hayır dememeliyiz...
Her zaman;
KADINA DEĞER VERMEYE EVET!!!!!”
“KADINA DEĞER VERMEYE EVET!!!!!”
“KADINA DEĞER VERMEYE EVET!!!!!
” Bu bilinçle bu farkındalıkla olaya odaklanalım lütfen.

Yıllardır bilinçaltımıza işledikleri "savaşa hayır" mesajı ile insanlar hep "savaş"a odaklandı... yani istemediğimize… Hiçbir yerde BARIŞA EVET mesajı görmedim ben. Biraz BARIŞ'a, SEVGİ’ye, İNSAN OLMANIN VERDİĞİ DEĞERİN FARKINA VARMAYA odaklanalım.

Bundandır ki, şu anda odak olunan dişil enerjiyi büyütmemiz lazım... Dünya ananın iyileşmesi için bu gerekli. Çünkü bu yaşadığımız dünya; kadın enerji alanı üzerine kurulmuş bir dünyadır. Toprak ana diyoruz, Yaşamın kaynağı diyoruz. Artık bu bilinçle yarınlara uyanalım.

Daha evvelde belirtmiştim. Rahmetli Türkan Saylan Neden hep kız çocuklarına burs veriyordu? Çünkü o da biliyorduki, Her şey Kadınlar da başlar ve Kadınlar da biter.

Ataerkillik, dünya üzerindeki dişil enerji ile analaştığı zaman barışabilir. Burada İlahi dişil enerjiyi önemsememiz gerekmektedir.

Kadın; hem dişil hem de eril enerjiyi barındırandır.

Toplumsal düzlemde kendi ayakları üzerinde durmak zorunda kalan, mücadele veren, emek veren kadınlara artık “erkek gibi” dememeliyiz. Onlarda yükselmiş eril enerjilerini, dişil enerjileri ile onurlandırarak dengelemeliyiz.. Ki toplumsal olarak ve hatta dünya olarak güzelleşelim. Sevgi ve barış yayılabilsin. Ve cennet gibi bir dünyada yaşayabilelim…

Kadınlarımıza güçlerini geri verelim.
Sevgili kadınlar, Gücünüzün farkında ve güçlü olun...

Sevgi ve saygıyla .

YORUMLAR

11 Mart 2016, 11.54
genel olarak doğru ve güzel bir tespit. Ancak, dişil enerjinin; aşırı kıskançlık, diğer dişilleri her alanda rakip görmesi, aşırı sahiplenme gibi olumsuz yönlerinin bazen aklın önüne geçerek büyük felaketlere neden olduğunu da unutmayalım. Bunu erkeğin üstünlüğü anlamında söylemiyorum. Her iki cinsin de üstün ve eksik yanları vardır. Önemli olan her alanda dengeyi kurmaktır.
12 Mart 2016, 16.00
Sevgili simyacı,sizinle saatlerce bu konuda konuşabilseydik keşke.

Ben ömrüm boyunca asla feminist menifist falan olmadım .Bunun sebebi çok değerli bir babanın evladı olmamdan, yani yıllarca kötü baba kötü koca kötü erkek yok biliyor  veya bir erkek evlat sahibi olmamdan kaynaklanabilir.Oldum olası kadın erkeğe eşittir gözüyle bakmışımdır.Erkek fizik olarak kadından güçlüyse de,duygusu sezgisi pratiği erkekten güçlü olan kadının bu yönden erkeği tamamladığına inanmışımdır.İyi günler geçire geçire bu günlere geldik sayılır dı..ama artık ben resmen korkuyorum..Atatürk'ün kadınlara sağladığı haklarla okuyup çalışıp bir yerlere geldikten sonra,bunların elimizden birer birer hemde cahil kadınlarca yok edildiği görmek,en tarafsız kadını bile azılı bir feminist haline getirecek günlere geldik sanırım.  

Dün ,bir first lady 'nin ''harem bir okuldur'' açıklamasına Ünlü hanım tarihçimiz ,kendisi de canlı tarih olan sayın profesör Hilmiye ÇIĞ'ın tarihi cevabını okuduktan sonra ,gerçekten irkildim.Uzay çağında  millet Ay'ı bitirdi,Satürn Mars'a yerleşme planlarını yaptılar belki de yerleştiler bile .Biz hala, Atatürk''ün kurduğu cumhuriyetin sayesinde geldiğimiz yerde ,bazı hanımlara rahat batmasını anlayamıyorum..İran ,İran derken bu gidişatla Afganistan yanımızda İsviçre  gibi kalacak..
Cumhuriyetin tüm nimetlerinden yararlanıp sonra ona ihanet etmeyi anlamıyorum .
Cennet anaların ayakları altındadır hadisimize rağmen kadınların şiddete uğramalarını tecavüz edilip öldürülmelerini anlamıyorum...Hele hele tecavüzcü takım elbise giydi diye ''iyi hal indirimi almasını hiç anlayamıyorum...
Nerden geldik,nereye gidiyoruz...


Sevgili babalar,kız evladı babaları n'olur kızlarınızı  okutun,okutun..Belli mihraklardan ,terörden evlatlarınızı koruyun.Okulları bitince evlatlarınız zaten gelişmiş,aklı açılmış,anyayı konyayı gerçeğini öğreneceğinden doğru yolu kendi sağa sola sapmadan bulacaktır...


Dünya bizi arap özentisi kandırılmış insnalarımızla değil, bilimde ilimde kendini kanıtlamış kadınlarımızla,evlatlarımızla tanısınlar..Bu da ancak eğitimle olur.


13 Mart 2016, 20.18
 Moderliğin ölçütü kadındır, geleneksel dönem ve modern dönemde erkeğin rolü çok fazla değişmemiştir. Kadının rolü çalışma hayatına girmesiyle değişmiştir. Bazı hızla gelişen toplumlarda daha hızlı değişmiştir ki kadına şiddetin bu ülkelerde daha sık görülmesinin nedeni de budur. Erkek, kadının statüsünü önce kabul eder ama içselleştirmesi öyle kolay gerçekleşmez ve bu da bir yerde patlak verir. Türkiye de bu ülkelerden biridir ve maalesef birkaç nesil bu şekilde devam edecek.

Dişil enerji dediğiniz şey kadının uzlaşmacı ve yüksek iletişim becerileridir. Kadın beyni ve erkek beyni farklı çalışıyor, haliyle becerileri de farklı. Bazı uzmanlar gelecekte kadınların bu becerileri ile hakettikleri yere ulaşacağını; Siyaset, hukuk vs gibi insan odaklı alanlarda kadınların egemen olacağını söylüyor. Erkekler ise daha çok fizik ve mühendislik gibi teknik alanlara kayacaklar.
15 Mart 2016, 16.22
Yine mükemmel bir yazi olmus..Emeginize saglik..
16 Mart 2016, 11.23
Çok teşekkür ederim yorum ve katkılarınızdan dolayı..
sevgili perperike, Cumhuriyet, erkeklerle kuruldu ama demokrasinin işleyebilmesi Kadınlarımıza bağlıdır. Her zaman böyledir. Dünya üzerinde de örneği çoktur.Kadını önemsiyorum çünkü o Kadın olmasaydı, Atatürk' te bunu çok iyi bildiğinden kadın haklarını Amerikadan da İsviçreden de Norveçten de önce verdi.Eğitim konusunda çok haklısınız, önemli bir husus.Hep okuyun, okuyun, okutun diye neden diyorum.. İnsanın; şartları elvermemiş olabilir tabiki eğitim konusunda ancak kadın erkek farketmez; insan kendini hayata hazırlamalıdır. Araştırmalı, sorgulamalı, okumalı, bilgi edinmeli, kendi kendini eğitmeli. Ben astronomi eğitimi almadım ama kütüphanemde sayısız astronomi kitabım vardır mesela bunun gibi. Farkındalığımızın artması için basmakalıp düşüncelere saplanmayıp, kimsenin algılarımızla oynamalarına izin vermemiz gerekir. 
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın