gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Sarkaç - Düşüş

23 Mayıs 2025, 15.24
A- A+

Önce büyük bir gürültü koptu. Sanki iki ulu dağ birbirleriyle çarpışmış ve paramparça olmuşlardı veya yüzlerce aslan, yakaladıkları avı sırtlanlardan korumak için canhıraş kükrüyorlardı. Sonra sarsıntı geldi; asılı olduğum yerde tavanın bir sağına bir soluna çarpmaya başladım, kan içinde kalmıştım. Üzerimdeki kara yarılıp dağıldı. Ben serbest kalıp düşerken ilk gördüğüm manzara, beraberimdeki insanların hem yere hem de göğe doğru düzensiz bir devingenlikle savrulmaları oldu. Gök bütün enerjisi ve kudretiyle, olanca yıldırımını tepemize yağdırdı ve öyle bir ışık kapladı ki etrafı, bir müddet sonra hiçbir şey göremez oldum. Sadece düşüyordum, kurtulmuştum ve ölmek üzereydim.


Çukur beni yuttuğunda, hızla tam da düşündüğüm gibi bir taş misali çukurun içerisinde yol alıyordum. Sonra kulaklarımı sağır eden bir ses sardı etrafımı, kulaklarımın kanadığını hissediyordum. Bir müddet sonra bilincim kayboldu.


--
Annemin güzel yüzü karşımda duruyordu. Çatal bıçak kullanmayı öğretiyordu bana. Zarif ellerin hareketlerini izleyip o elleri taklit etmeye çalışıyordum. Ne gereksiz bir vakit ziyanıydı bu, içeride oyuncaklarım beni bekliyordu oysa! Sıkıldığımı anlayınca yanağıma bir öpücük kondurup “hadi git oyna” dedi. Hemen odama koşup babamın yeni aldığı yerküremin başına oturdum. Önce hızlı hızlı döndürüp üzerindeki şekillerin birbirine geçerek bir renk akışı halini almasını izledim. Neden dünyanın eğri durduğunu babam biraz anlatmış olsa da; o zamanlar hiçbir şey anlamamış ama o saatten sonra kıymetli küremi düz dursun diye bir daha eğip bükmeye de çalışmamıştım. Okula gidince şimdi anlamadıklarımın hepsini öğrenecek, bu kürenin üzerindeki her karayı, her denizi biliyor olacaktım. Büyülenmiş halde küreme bakarken, yüzeyinde garip bir şeyler olmaya başladı; sanki içindeki hava çekiliyor, küre büzüşüyor üzerindeki yer şekilleri birbirine geçerek çatlıyor ve parçaları şiddetle etrafa saçılıyordu. Artık tutamıyordum iyice ısınmıştı, zaten tutulacak küreye dair bir şey de neredeyse kalmamıştı. Çığlık çığlığa ‘anne!’ diye bağırıyordum.
--


Hiç olmazsa güzel anılarımın beni bu şekilde ziyaret etmesine sevinmekle beraber, uzun zamandır olduğu gibi güzel başlayan ve kabusa evrilen bu rüyalar, beni yeni gerçekliğime ve kıyamet hatırama geri döndürüyorlardı. Ne altı yaşındaydım, ne de beni koruyup sevecek bir anne babaya sahiptim. Onlar çoktan gitmişlerdi, belki de şanslılardı ki yaşanılan kıyamete denk gelmemişlerdi.



Uyandığımda, un ufak olmuş kemikleri vücuduna doldurulmuş büyük bir çöp torbası gibi hissediyordum. Bulunduğum yere, her yanımdan kan sızıyordu. Kanla yapışıp kuruyan kirpiklerimi, taze kan birikintisinde ıslattığım parmaklarımla yumuşatıp gözlerimi açmaya çalıştım. Çok da büyük olmayan, en fazla iki-üç metrekarelik cam bir odacıktaydım. Her yer tertemiz ve ışıl ışıldı. Kanlı ve pimpis kokan bir et parçasına benzeyen ben, oraya ait olmayan tek şey gibi görünüyordum. Yoğun bir can acısıyla olduğum yerden doğrulmaya çalıştım.



Büyük bir kuruluşun çalışma alanına benzer bir mekandaydım. Çok sayıda insan, bilgisayarları önünde çalışıyordu. Karşı duvarda epeyce büyük bir ekran, önünde bir yığın düğme ve kablo bulunan boylu boyunca bir panel vardı. Bildiğimiz büyük çalışma ofislerinden burayı ayıran; göz alabildiğine büyük, çalışanların sayılamayacak kadar fazla ve teknolojik donanımların çok ve karmaşık olmasıydı. Beni göremedikleri belliydi, yoksa bir saniye bile gözlerini ayırmadıkları bilgisayar ekranlarında benim gibi bir ucubeden daha dikkat çekici ve merak uyandırabilecek ne olabilirdi ki! Etrafımı daha iyi görebilmek için, cam duvarın yanına kadar süründüm, iki elimi cama dayayarak kalkmaya çalıştım. Bu çabamla beraber, olduğum yere acıyla çakıldım, “gözlerini açarsan yaşayacaksın” deseler, onu bile yapamayacak kadar halsiz ve acı içindeydim. Zaten bir saniyeliğine bile olsa camda gördüğüm korkunç aksim, sonsuz bir uykuya dalıp bir daha uyanmamak istememem için gayet yeterliydi. Yaşamak isteyen de kimdi! Yine ve yeni bir kabusa kendimi bıraktım.

YORUMLAR

24 Mayıs 2025, 01.53
Adeta düş, "Düşüş" olmuş; "Sarkaç" 'ın devamı giderek daha derin bir hal almış. Hem kaos, hem bilim kurgu, hem de gizem iç içe geçmiş. Ayrıca o küçük çocuk, bu karmaşanın ortasında masumca ışıldamış.

Cam mekanda sıkışıp kalmak bir kapanış mı yoksa yeni bir başlangıcın eşiği mi? Elbette yönlendirme niyetinde değilim. Şayet olacaksa, bu serinin devamını merakla beklerim.

Elinize sağlık...
24 Mayıs 2025, 06.34
      Sevgili Cezbe ,
     Gerçek bir kabussa  eğer ,ben okurken gerçekten  ürperdim... Hayali bir kabussa  da yine güzel bir senaryo olur. Her anlamda çok akıcı, çok güzel yazı olmuş. Çok beğendim...
      Emeğine ,yüreğine ,ellerine sağlık.
      Selam ve sevgiler.

24 Mayıs 2025, 21.15
Renewuens; epey bir yazdım devamını, güzel akıyor. Burada belki bir bölüm daha paylaşabilirim, başka şeyler de yazayım. Bu arada Üç Cisim Problemini’nin dört bölümünü izlemişim, şimdi devam ediyorum. Sıkılıp bırakmamışım büyük ihtimal, unutmuşum veya dizi izleyecek zamanlarımı başka bir şey işgal etmiş. Bir ihtimal de; hani insanlar güneş tarafından kurutulunca, diğerleri onları güzelce katlayıp sonra suda çözdürüyor ve can veriyorlar ya .dddd hah işte o bölümü izleyince “üüü senarist feci çekmeye başladı” deyip bırakmış olabilirim .ddd Teşekkür ediyorum yorumunuz ve desteğiniz için smile Resmi


Sevgili Perperika; teşekkür ederim beğeniniz için. Kurgu elbette yazdıklarım, altyapısında her türlü gerçek, rüya, kabus vs. olabilir tabii. Hayal gücü, insana dair her şeyin toplamı ne de olsa. Benden de size sevgiler, saygılar öğretmenim. Zevkle okuyorum yazdıklarınızı smile Resmi

28 Mayıs 2025, 18.24
Hııhııı ! oldu canım, her seferinde kendime diyorum ki bu hanımefendinin yazdıklarını ayık kafayla okumayacaksın dddd . Yaaa   yoksa bunları yaşadınızmı gerçekten, tabiki anneniz ve babanız ışıklarda uyusunlar onların dışındaki olan her şeyi sanki yaşamış gibi anlatmanız enteresan gerçekten.Size şu konuda kesin katılıyorum bu sadece film değil,dizi film de olabilir.Malum sizin içinizde Çaki nin olduğunuda biliyorum. Teşekkür ediyorum sayenizde ,korkarakta mutlu olabiliyorum dddd..
29 Mayıs 2025, 09.18
Nasıl onaylıyorlar bu yorumu bilmiyorum ben. Bildiğin yazı baltalama bu yorum, üstelik alkol vs. maddelere yönlendirme barındırıyor bariz olarak. Yani ne diyor Bsylmz; yazıyı kafanız güzel olmadan okumayınız, için, çekin vs. vs. Suç bildiriminde bulunacağım gerekli makamlara! Beyefendi lütfen sayıyla kendinize gelin. 1-2-3-4-5. smile Resmi smile Resmi


Öyle senaryo diye düşününce, illa ki edebi olmaktan uzaklaşıyor yazılan. Çünkü yazarken hareketi ön plana alıp duygu ve düşünceyi ikinci plana itiyorsun mecburen, o zaman da yazının derinliği kayboluyor. Biraz sıkıntı verse de bana seviyorum bunları da yazmayı. Bu arada, bu tip kafa yakan yazı yazanlar için bir önerim var. Hep bunu yapmak istedim ama tabii egosantriklerin tepkilerinden çekindim. Şimdi rahat rahat kendi yazımın altına şu linki atayım. Bütün olay bu. Uyurken güzelce örtüneceksiniz; oranız buranız açık uyumayacaksınız. En tehlikeli zamanlar bu zamanlar. Malum mevsim geçişlerinde hava yine de serin oluyor. En risksiz uyuma kıyafeti. No kabus no hezeyan no abuklama .p 


https://www.instagram.com/reel/DCWOuQSMAD6/?utm_source=ig_web_button_share_sheet

02 Haziran 2025, 19.03
Öncelikle Gamyun denetim masasını takdir ve tebrik ediyorum, zira benim sizin bu güzel yazınıza  hatta tüm yazılarınıza ne kadar saygılı olduğumu biliyorlar.Bazen kendime çok kızıyorum kendimi çokta ifade edemediğim (Yazarak) için . Lütfen beni yanlış anlamayın. Sizin yazdıklarınıza haddim mi benim olumsuz eleştiri yapmak naçizane bazen mecazen latife yapmak istiyorum,lütfen beni yanlış anlamayın,zira sizin yazdıklarınıza çok saygı duyuyorum hatta feyyzz aldığım bir çok yazınız var. Tekrar özür dilerim belki kendimi tamda ifade edemediğim için.Benim için çok değerlisiniz.
02 Haziran 2025, 20.35
Selam... Öncelikle başınız sağ olsun Sayın Cezbe... Bunaldım yazıyı okurken. Sebebi yazıyı beğenmeme değil, farklı farklı ancak insanın göğsünde sancıya sebep olan düşlere yelken açmak yordu beni.. Kendi kendime düşlere daldım sizinkilerden farklı. Bir de yazıyı okurken Emre Fel'e konsantre olamamak gerdi beni:) Kaleminizi sıcak tutun:) TuRK...
03 Haziran 2025, 07.47
Aaa ciddi misiniz Bsylmz ben şaka yapıyordum. İç Ses: Yok yav, anlamıştır espri yaptığımı. Ben sarıyorum derken sargıya geldik .ppp Evet evet öyledir.
Naffetmiyorum! .ddddd 


Allahım ne müşkülpesent yorumcular var! Birisi, ayık kafayla okumamak gerekiyor ,der; ötekisi Emre Sal dinliyordum konsantre olamadım, der!! Cık cık cık!! Türk; öncelikle Emre dinlerken videosunu izlemeyerek gayet yerinde bir tercih yapmışsın. Çünkü müzik dinlemek adına, adamın kendi klip içeriğinden daha odak kaydırıcı, kendini müziğe vermeyi sabote edici hiçbir eylem biçimi yok. Buraya kadar tamam. Eh ama efendi gibi dinlesene adamı, niye yazı okuyorsun yanında smile Resmi Hadi diyelim illa okuyacaksın, bari şarkının konseptine yakın, daha domestik daha dünyaya özgü bir şey okusaydın. Lahmacunla şarap da içersin sen kesin .dddd Ama yine de yazıyı okumaktan ötürü, kafanı şarkıya veremediğini söylemen benim için iyiye işaret .dddd İçinin bayılması, bunalman da fena değil, yine iyiye işaret .ddd Sana Emre’den bir serzenişle ve teessüflerimi sunarak bitiriyorum. smile Resmi Teşekkür ederim yorumun için, gördüğüme sevindim smile Resmi

Müşküle tabi zulüm
Peki derdime dert niye
Beni anlamadın da kanatma canım(ı) ne olur! .ddddd

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın