YİNE EKSİLDİK...
17 Eylül 2016, 03.30 A- A+
Bazen gündeme dair bir şeyler karalamak istersin ya da yitip giden vatan evlatları gelir aklına ''ateşin düştüğü yer kadar'' yakmasa da bir an sıcaklık vurur sana da bir şekilde işte, yazıp içini rahatlatmak istersin ''heyy bakın duyarlıyım memleket meselelerine'' mesajını verirsin ya da fesat olmayalım dersek ''içimden bunlar geçti'' yazdım dersin.Bazen de bir şiirin kahramanı yapmak istersin kendini,başrol senindir,acı çeken sensindir,melankolinin dibine vurmuşsundur, melankolini satarsın bin bir caka ile şiirin ulaştığı yerlere.Hüznü yazmak daha kolay sanki ya da hüzün devrindeyiz de bir türlü evrilemiyoruz şen-şakrak kahkalara,kahkaha noktasına bile gelemiyoruz belki de ''ayıp olur'' diye.
Ne yazacaktım ben,birini yazacaktım.Şimdi sorsanız bana,''yazacağın kişi hüzne mi ait yoksa kahkahalara mı'' diye cevap veremezdim,verirdim de tatmin edemezdim verdiğim cevapla sizleri.''Bu dünyadan bir Tarık Akan geçti'' derdim belki de sadece.O'nu tebessümle hatırlamamızı sağlayan bir çok kareye, can yakıcı bakışlara,ödüllü filmlerine,bir eğitim neferi olmasına ve aklımıza gelebilecek binlerce fotoğrafa eyvallah,hepsi belleğimizde yer etmiş sağlam anılar,tekrar hatırlatıldığında ya da hatırlattığımızda uzaklara gideceğiz. Ama bu Güzel Adam'la ilgili benim hatırlayacağım ilk kare kalleş kumpaslara kurban gidenleri Silivri günlerinde barikatın en önünde direnişle selamlaması olacaktır,dik duruşu ve kendinden emin bakışları unutulmayacaktır.Nurlar içinde yat Ferit,Veysel Efendi kapıyı açtı......
Bilirim gidenlerle ölünmez ama kalanlarla da yaşanmıyor...
YORUMLAR