gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Dehaya Saygı(!) !!!!!

18 Kasım 2016, 15.12
A- A+


Gün geçmiyor ki, biz kadınlara yönelik iyileştirici düzenlemeler olmasın. İşte yine onlardan birisi; tecavüzcünun mağdurla evlenmesi halinde, cezai erteleme söz konusu olacak. Yaşasın! Büyük deha!


Yani nedir? Diyelim bir kızı gözünüze kestirdiniz. Derhal bir tenhada kıstırıp tecavüz edebilirsiniz. Böylece; eğer dilerseniz, ömür boyu tecavüz edebilme hakkına sahip olmuş olacaksınız. Hem de ceza filan almadan!


Peki bu durumda biz kadınlar ne yapmalıyız? Biz kadınlar, tecavüzcümüze iyi davranmalıyız. Olay esnasında tecavüzcümüzü ne kadar mutlu edersek, bizimle evlenmek istemesi ihtimalini de o kadar yükseltmiş oluruz. Böylece, evlilik müessesesinin kutsallığına sığınıp, olanca şerefimizle hayatımıza devam edeceğiz. Namus ve şeref temizleyici bir deterjan gibi düşünelim evliliği. Aynı zamanda; başımıza gelenden ötürü yaşadığımız travmayı da, toz pembe bir aşk sevişmesi anısına dönüştürebilen bir mutluluk hapı gibi düşünelim.


Ve teşekkür edelim kadınlar olarak bu büyük deha sahiplerine. Zihniyetin şekli şemaili, şu kapak fotosu gibi bir şey. Deha sahipleri de aşağıdaki linkte mevcut. Allah akıl fikir versin.


http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyasetsmile Resmi2216/Skandal_onerge_Meclis_te__Cinsel_istismara_ugrayan_magdur_tecavuzcusuyle_evlendirilsin.html#

YORUMLAR

18 Kasım 2016, 18.53
Daha eski zamanlar da tecavüz denilince akla sadece KADIN geliyordu...
Artık........
Bu " tecavüz" her şeye yüklendi...
*** Kadınlara...
*** Çocuklara...
*** Hayvanlara....
*** Eşyalara/Maddelere...
*** Haklarımıza...
*** Hane-i tecavüz kavramımız bile var.....
*** Hatta ve hatta "tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak" diye bile söylemlerimiz var..
Belki de ilk meşrulaştırma çalışmaları da böyle başladı...Peki; tecavüz kelimesini cinsel saldırıya
dönüştüren bakış açısını nasıl geliştirdik acaba?
TDK'yı açıp hangi anlamlar yüklenmiş diye baktım biraz önce...
(Gerçi TDK bizim bildiğimiz TDK değil artık.. istedikleri anlamları ekleyebiliyorlar ne de olsa...)
İlk karşıma çıkan şey;
tecavüz
isim (teca:vüz) Arapça tecāvuz
Araplardan kopyaladıklarımızdanmış...
Başka neler kopyalandı bir düşünün...
TDK'ya göre tecavüz;
1. isim Saldırı
2. Namusuna saldırma, sarkıntılık
3. Başkasının hakkına el uzatma
4. Aşma, ötesine geçme
Bu kavramlara göre baktığımda;
Saldırıyı; namusa saldırı, sarkıntılık olarak 2 anlamda da kullanmışlar.. Neden bedenlere saldırı,
sarkıntılık olarak almamışta, namusa almış acaba? Beden demek namus demek değil ki?
Sonra namus için ne demiş acaba TDK diye de baktım..
namus
isim (na:mus) Arapça nāmūs
Yine mi Araplardan kopyalamışız... !!!
1. isim Bir toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, iffet
2. Dürüstlük, doğruluk
Bu anlamlarda namus bedenle ilişkilendirilmemiş...
İffet'e baktım tabi ki...
iffet
isim Arapça ʿiffet
1. isim Cinsel konularda ahlak kurallarına bağlılık, sililik
2. Namus
Yine Arapçadan kopyaladıklarımızdan....

Halbuki; TÜRKÇE dil olarak, yapı ve aile bakımından Arapça ve Farsçaya hiç benzemiyor.. Ancak
TDK ve tabi ki kullandığımız sözcükler/kelimeler hep kopyaladıklarımızdan oluşuyor... Ne acı...
Yüklenen anlamlara baktığımızda ise; kelimelere hep farklı anlamlar yüklenmiş...
Bu yüklenen anlamlara göre de; fiiller oluşmuş...

TECAVÜZ kelimesi olarakta hem anlam hem de fiil olarak hep bedene saldırı olarak anlamışız...
Böyle algı oluşmuş...
Şimdi gelelim günümüze...

TECAVÜZ kelimesi ile ilişkilendirilen, yüklenen tüm anlamlarda ne kadar sesimizi çıkardık...?
 ne kadar tepki verdik.. ? ne kadar ETKİ oluşturduk?
Hep tepki verdik...
Ama etki oluşturamadık...
Artık konu çocuklarımıza kadar uzandı...
Biz bir kez daha buna ETKİ oluşturamazsak,
Yüklenen anlam olarak 4. olarak yazılan " Aşma, ötesine geçme" durumuna doğru gidiyoruz...
Her defasında ötesine geçildiği gibi....
BİZ BUNUN ÖTESİNE NASIL GEÇEBİLİRİZ?
BİZ BU DÜZENE DUR DEMEK İÇİN NASIL ETKİ OLUŞTURABİLİRİZ?
bu soruların cevaplarını artık almamız gerekiyor..
Burada ETKİli olabilmemiz için neler yapmalıyız? Sosyal gücümüzü nasıl ortaya dökebilmeliyiz ki
sesimizi duyurabilelim? Bu sisteme nasil dur diyebiliriz? Bunun için yapmamiz gerekenler nelerdir?
Bizi cozume goturecek hareketler nelerdir? Hep birlikte nasil yol almaliyiz ki bu gidisata, bu sürece
müdahale edebilelim? Artik fiziksel düzlemde birşeyler yapabilmeliyiz... Lütfen çözüm odaklı olalım ve neler yapabilirizi tartisalim/konuşalim... hareket alanımızı daraltmaya çalışanlara, özgürce yaşamamızı engelleyenlere, çocuklarımızın geleceklerini karartma çalışmalarına karşı duracağımız bir yol mutlaka ki vardır ve biz bunu bulmalı ve beraber hareket etmeliyiz... korkudan beslenenlerin bizleri daha fazla korkutmasına, endişelerimizi kullananların bunlar üzerinden bizleri daha fazla kışkırtmalarına, hareket alanımızı daraltma çalışmalarına ve tabi ki üzerimize daha fazla baskı kurmalarına izin vermememiz
için neler yapmalıyızın cevabını bulmamızı talep ediyorum?

Cezbe, yorumum biraz uzun oldu ama sinirlerim gerçekten çok kötü..
19 Kasım 2016, 01.12
Ne yapabiliriz Simyacı? İzlemedik mi: "Tasarıyı onaylayanlar", hooop eller havaya.  "Kabul edilmiştir!" Söyler misin bu durumda ne yapabiliriz? Gidip oy veriyoruz, yasal platformlarda tepki gösteriyoruz. Ama etki oluşturamıyoruz dediğin gibi. Şapkamızı önümüze koyup "demokrasiyi nasıl rehabilite edebiliriz''i konuşmamız gerekiyor, tek yol bu. Bunu bizim konuşmamızın da bir işe yaramayacağını düşünürsek, oturup tırnaklarımızı yiyebiliriz beraberce.


"Bu tip evlilikler, bu ülkede vardır". "Şimdiye kadar evlilikle noktalanmış 300 kadar tecavüz davası var" Önergeyi savunan bu beyanatları dinledik devlet büyüklerinden. Temelinden yanlış olan bir durumu, doğruya evirmek için, yine yanlış bir yöntem kullanıyorlar. Yanlışın üzerine doğru inşa edilebilir mi! Kaç yaşında olursa olsun, bir kadın tecavüzcüsüyle evlenmek ister mi! Mutlak bir zoru, bir zorunluluğu vardır ki bunu kabul ediyor. Hüseyin Üzmez vakasını aklımıza getirelim. Çok da aklıma getirmek istemiyorum ama kızın annesinin tavrını hatırlayalım. Dünyada, annesi dahil, tüm insanlar tarafından yapayalnız, çaresiz bırakılmış bir kız çocuğu vardı orada.  


Mesela; eğer tapu varsa, eşi tarafından zorunlu bir cinsel temasa maruz kalan kadın, tecavüze uğramış olmuyor mu yani? Bütün bu akıl bulanıklığı buna işaret ediyor. Bildiğin düşünce ishali ya! Mide bulantısı, karın ağrısı, çürümüşlük 9n3hmğevhğe904hn3ğıea


Tdk'yla benim de zorum var ama Arapça, Farsça kelimeleri seviyorum. Bu yüzden rahatsız değilim senin gibi yazdığın kelimelerle alakalı, anlamca bir sıkıntıları da yok bana göre. Namus ve şeref yoksunluğu, mağdura değil mütecavize aittir tabii. Bedende de değil elbet namus kavramı. Fakat tecavüzcüsüyle evlenerek namusunun temizlenmesi gerektiği savunan, kadını bu onursuzca birlikteliğe mahkum eden zihniyet öyle olduğunu düşünür.


Şu linki bir daha vereyim, yine düzgün çıkmayacak gerçi ama...

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyasetsmile Resmi2216/Skandal_onerge_Meclis_te__Cinsel_istismara_ugrayan_magdur_tecavuzcusuyle_evlendirilsin.html#

19 Kasım 2016, 04.02
Toplumun değer yargılarıyla oynanılmasına alıştık artık. Fakat ilk defa bu kadar aleni bir şekilde kadınlar objeleştiriliyor. Milyonların desteğiyle, halkın yaşam standartlarını yükseltmek adına makam ve mevkii edinenlerin, süper gücüz naraları atılırken, 5. sınıf insan haklarını bizlere deklare etmelerine seyirci kalamayız, kalmamalıyız. Bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılıktan, sırf desteklediğimiz siyasi parti olması hasebiyle verilen yanlış önergeleri desteklemekten ve susmaktan vazgeçmediğimiz müddetçe, standartlarımız düşecek ve hergün nefes almakta daha fazla zorlanacağız. Irk,dil,din,köken farketmeksizin herkes, bu önergeyi veren ve altına imza atan milletvekillerini kınamalı ve istifa etmeleri için sesimizi duyurabildiğimiz her mecrada bu konunun üstüne gitmeliyiz. O veya bu partili olmanın, şu veya bu görüşü desteklemenin ötesinde öncelikle hepimiz insanız. Ve bu düşünce yapısıyla hareket eden hiç kimsenin bizim vekilimiz olmadığını her mecrada dile getirmeliyiz.
19 Kasım 2016, 10.25
bu noktaya nasıl gelindi tabiki sindire sindire alıştıra alıştıra herşey istikrar denen maddi istikrarla başladı ülke krize sokuldu birileri tarafından sonrada denize düşen misali önüne bi yılan atıldı herkes sarıldı yılana insanlar maddi çok zor durumda oldğundan bi çıkar yolu umut ederek başımıza bitakım yönetici adayları sunuldu ve aç insanın dini, siyaseti olmaz denir doğrudur bu dolaysylada adaylar yöneten oluverdi bi anda ve başlangıçdan bugüne kadar herşeyy yavaş yavaş millet alışltrılarak sessiz tepkisiz hale getirldi her konuda bu düzen gayet güzel işledi işlemeyede devam ediyor bu tecavüz olayı ise  zirve noktası oldu kanun koyucuların. az beyin jimnastğ.i ülkede tecavüz eden kesim kim?  ve yasayı çıkarmak isteynler kim?   galiba biyerde çakşıyolar bunlar ne yazıkki tepki vercek sivil toplum örgütleride bu düzene hizmet eden kişiler tarafndan ele geçirlmiş durumda 
  link açılmyo  bende sıkntı olablir bilmiyorum. erkeğin kadına tecavüzünde ceza bu. peki  çocuğa bebeğe hayvanlara da tecavüzler oluyo bu durumda ne gibi ceza düşünldü acaba yada erkeğin erkeğe tecavüzünde  kanun koyanlar ne düşndü ? ne gibi ceza alacaklar? 
 işin çözümü bilinçli toplum tepkisidr insanlar sessiz kaldıkça herşey istendği şeklde devam edecek.
19 Kasım 2016, 19.23
Kendi yaptıklarını örtmek için gece onayladıkları ve hatta yürürlüğe koydukları o kadar çok önerge oldu ki.. Fabrika ayarlarına nasıl döneceğiz onu merak ediyorum.. En basiti devletin tek çatı altında birleştirdiği SSK ve Bağkur birbirinden bihaber ve hatta hala birşey bilmiyorlar.. En basit bu örneğin tüm kurumlarda yaşandığını düşünürsek hukukta işlemiyor doğal olarak...

Oy kullandığımızı sanıyoruz sadece..
Dönen oyunları ve bu paket programları en az sizlerde benim kadar biliyorsunuz..

Resetlenmesi gereken ve fabrika ayarlarına dönmesi gereken bir ülkemiz var...
20 Kasım 2016, 01.38
Başbakan: 3000 mağdur ailenin mağduriyetini gidermek için bu yola başvurduklarını söylüyor. Tasarıya muhalif olanları, ucuz siyaset yapmakla eleştiriyor. Ucuz siyaset para etmiyormuş, piyasa eskisi gibi değilmiş.


Peki ama 10 yıl sonra da aynı durumlar söz konusu olunca, yine mi böyle bir af çıkartılacak? Bu yapılanın ismi de "günü kurtarma siyaseti" mi oluyor, biz buna "ucuz politikalar" diyebilir miyiz? Bugün sayısı 3000 olan vaka sayısı, bu faillerin affıyla, gelecekte 300.000 olmayacak mı? Caydırıcı olmaktan çok, teşvik edici bir af değil mi bu?


Adalet Bakanı: Bu tasarının, sadece bahse konu olan 3000 aile için geçerli olduğunu, ne ceza unsurlarının, ne de geçerli ceza sürelerinin değişmediğini, söylüyor.


Ne güzel! Bir arpa boyu yol alınamayan bir konuda,  gelecekte hiçbir şeyin değişmeyeceğini söylemek ne demektir?? Bu kadar parmak sayısına sahipseniz radikal değişiklikler yapsanıza o zaman. Onyıllardır devam eden bu çarpık zihniyete "dur" desenize o zaman. Örneğin; bu mağdur dediğiniz ailelerin cezalarını asla af yoluna gitmemeyi denesenize. Bu mağduriyetleri, ileride bir şeylerin değişmesi için emsal bir caydırıcılık olarak kullansanıza. Bugünu kurtarmayıp da geleceği kurtarmayı denesenize. Öngörsenize bir şeyleri. Yokk!!


Parti Genel Başkan Yardımcısı: Kendisinden öğrendik ki; bu konu iyi anlatılamamış. Meğer bu tasarı, tecavüzle alakalı filan değilmiş. Reşit olmadan, aile onayıyla evlenen çiftler, çocuklarını nüfusa kaydettirmek veya herhangi bir devlet kurumuna başka konular için gittiklerinde ortaya çıkıyormuş durum. Diyelim 20 yaşında birinin 5 yaşında çocuğunun olması durumunda, kanun "gel bakalım sen buraya" deyip, içeri tıkıyormuş insanları.


Yani neymiş; Bedene yönelik tecavüz ve hayata yönelik tecavüz farklı şeylermiş. 14 yaşında bir kızı zorla veya ailenin rızasını alarak evlendirmek tecavüzle eşdeğer bir şey değilmiş. Bir çocuğun bedenini becermek başka şeymiş, hayatını komple becermek başka şey... 14 yaşında bir kızın, çocuk doğurabilmek için henüz üreme organları bile tam manasıyla gelişmemiştir beyler bayanlar. Bu tip bir doğum, hem çocuk hem anne için de risk demektir. Bu yasa değil, bu Allah'ın kanunu. Ama ne gam!


Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlık: ............. (Derin bir sessizlik)
Bu sükunete söyleyecek tek söz yok. Şahane!


Bu mağdur ailelerden bir kadın çıktı konuştu: 14 yaşında olay olmuş. Hakim 10 yıl erteleme vermiş cezaya. 10 yıl sonra, hem kocası, hem de ailesini içeri almışlar. Biri kucağında, 3 tane çocuk var görüntüde. Öğretmişler birkaç cümle konuşuyor, gel de "cahilsin" diye kız bu kadına şimdi. Son cümle şöyle; bu tasarının kanunlaşmasını, mağduriyetimizin giderilmesini İSTİYOM.


Ben de mağdurum ya, ben de mağduriyetim giderilsin İSTİYOM! Ben de, bu tür çağdışı, akıldışı durumlara maruz kalmamak İSTİYOM. Günü kurtarma politikaları değil, kalıcı çözüm üreten politikalar, politikacılar İSTİYOM. Çok şey İSTİYOM tabii!
20 Kasım 2016, 17.19
Bu ülke sil baştan yeniden yaratılmalı.. tüm hukuk sistemi de dahil olmak üzere.. yoksa üst üste
çıkarılan, kabul edilen önergelerle artık neyin ne olduğunu herkes unuttu..

Bilinçli olmak için önce aile içinden başlanmalı... her yönden.. bakış açısından algıya kadar.. aile
içinde başlarsa bu topluma daha çabuk yayılır... ve politika/siyaset hepsi paket program.. bunlarla
düzeltilmez bir şey.. bir önceki nesil başarılı olsaydı bugün herşey farklı olurdu..
artık aynı yollardan gitmenin, aynı araçları seçmenin bir mantığı yok..

Ve bu iş siyaset ve politikayi da aşti.. bu her zaman olduğu gibi kuresel güçlerin paket programı..
bunlar gitse yerine gelecek olanda paket program olduktan sonra bu noktada çözüm yok..

Oynanan oyunlar öyle büyük ve öyle küresel ki...
Bizler de bu oyunun piyonlarıyız...
Bunu farketsek ve bu oyunu oynamaktan vazgeçsek...
Piyon olmayı kabul etmesek mesela...
Oynamıyorum diyip mızıkçılık yapsak...
Oyuncular olmazsa oyun kurucular ne yapar?
Oyun dağılır ve biter....
Oyun kurucular paketler halinde önümüze sunuyorlar oyunları... amac bizi ölçmek.. tepkimizi... hislerimizi... ne yapıp ne yapmayacağımızı.... deneme sürümlerine bakıp tepkiler veriyoruz...
nerede açık var.. nerede eksik var.. bu oyun nasil oynanır.. oynanır mı oynanmaz mı...
bir çok veriyi sunuyoruz..
Ve sonra daha geniş kapsamlı oyun paketini sunuyorlar önümüze....
Ve bu döngüde böyle sürüp gidiyor...
Peki dün tepki verenler bugün nerde ne yapiyor?
Malum haftasonu...
sosyal medyada dün tepki verenler bugün nerde yemek yiyor, nerde eğleniyor, kimlerle sahilde, kimler haftasonu kaçamağında...
Yine hepsi sosyal medyada...
Demem o ki...
Bizimle güzel dalga geçiyorlar.....
Bizde buna izin veriyoruz....
Bildiğimiz yollarla çözümler bulamıyorsak hala...
Bilmediğimiz yollara girme vakti çoktan geldi...
En büyük silahımız ise AKIL...
Bilinçlenmek ve bilinçlendirmek....
Algı operasyonlarında akıl tutulması yaşamamak...
Kendimize ve gücümüze sahip çıkmak...
Bakiş açılarımızı değiştirip genişletmek....
Eskilerin bakış açılarına tutunmadan...
Onların yolundan gitmeden...
Onlar basarili olsalardi bugun daha farkli olurdu...
Artik onlarin basarisiz oldukları yolları unutmamız lazım..!!
22 Kasım 2016, 03.34
Sallayın gitsin arkadaşlar. Yarın tasarı geçse ne olacak, geçmese ne? Üremeye bakalım diyeceğim ama şunu da biliyorum; akıllı insanlar değil, akılsız olanlar şiddetle üremekte bu ülkede. Yani, bir halt olacağımız yok, gelecek de iyi görünmüyor, tünelin ucunda ışık yok. En iyisi devekuşu taklidi yapalım.


Teşekkür ederim görüşlerinizi paylaştığınız için.
22 Kasım 2016, 16.32
Efendim "bizim düşündüğümüz gibi olmayan(!)" tasarı geri çekildi neyse. Demek ki pek de hoş bir şey değilmiş. "Siz bilmiyorsunuz, siz anlamıyorsunuz" şeklinde muhalif olanlara eleştiri getirirken, konu hakkında zerrrece bilgisi ve bilgiye dayalı FİKRİ olmadan; kendilerince yetkin görünen makam sahiplerinin ağzından çıkanı harfiyen onaylayan, papağan gibi onların söylediklerini tekrar eden zihniyetin dışavurumlarına alışkınız.


Ve ancak o yancılık bu konuyla alakalı olarak "gençler sevmiş, evlenmiş" diyerek böyle bir saçmalığı gerekçelendirir. O da yetmez, bilmem kaç yıl öncesine gider başka hükümetleri filan suçlar, bugünkü muhalefete giydirir vs. "Siz dini bilmiyorsunuz" der. Bugün olanı gider Cumhuriyet Tarihinde arar filan... Yeter ki pir-ü pak olana zeval gelmesindir.


Ben bu şu anda geri çekilmiş olan tasarı sahiplerine, tasarıyı onaylayanlara iyi dileklerde bulunacağım. Madem ki, "gençler sevmiş, evlenmiş"miş olay, hepsinin 1.dereceden akrabalarının başlarına böyle bir şey gelsin. Sevgiye her zaman destek veriyoruz zira.
24 Kasım 2016, 20.26
Çok ilginç..cidden çok ilginç evet bu kanun tasarısı'nın aksak, izaha muhtaç yanları muhakkak var
18 yaşın altındaki evlilikler cinsel istismar olarak görüldüğünden yasada bu  şekilde geçiyor ve de
sorunlu..ama buradan hareketle köşede sıkıştır tecavüz et evlen kurtul hangi kanunlarda var
tecavüzcüleri dışarı salalım maksadıyla yapıldığını idda etmek bu algıyı yaratma çabasına girmek
hiç ahlaki değil kaldı ki "Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın" cümlesi
zaten tecavüz vakalarını ayrı bir alana taşıdığına işaret ediyor.Taciz ve tecavüz suçlarına verilen cezaların 2 katına ,mahkeme kararıyla 14 yaşında evlenmeye cevaz veren yaş haddini 17 ye çıkaranda
bu adamlar yani tamam hatalı işler çok ama insaflı da olmak gerek. Benim nazarımda iktidarda kim
olursa olsun buna  yönelik bir girişimin aklından geçmeyeceğidir kaldıki CHP(komisyonda) sorunun  yani isteyerek  yapılan erken  evliliklerden doğan  mağduriyetlerin giderilmesinden yana. Ama
bakıyorsunuz Kılıçdaroğlu ''5 yaşındaki çocuğa tecavüz edeni salacaklar'' diyor kürsüden...yazık.
 Başka bir blog yorumunda 15 temmuz şehitleri ile alakalı hiç hoş olmayan bir gönderme yapmışsın
Şehitlerin 1.derece akrabaları istekli olmadıkça askere alınamaz (TMK 12.04.991 3713).Yani burada 25 yıl önce tanınmış bi hakka ek yapılmış. Tabi senin hatan değil bu, kürsüye güvenden kaynaklı
bir hata.....
25 Kasım 2016, 00.24
Bence de çok ilginç. Sizi dikkatli bir okur diye hatırlıyordum. Fakat hiç iyi okuma yapamamışsınız sanki. Şehitlerle alakalı yazdığım yorumda, "bu hükümetin icadıdır" filan mı demişim? "Kürsüden dinlemek" yine de bir fiile işaret eder ama siz hayali bir varsayımla beni neyle suçluyorsunuz böyle çözemedim. "Keşke bir tarafını yaralayıp 15 Temmuz gazisiyim diye başvursaydın" geyiklerini hiç duymadınız mı? Popülizm abartısı sizce eleştirilmesi gereken bir durum değil mi? İroni yapıp, ona işaret etmiştim. Ayrıca devlet güçlü olsun, tüm şehit ailelerine gerek muafiyet, gerek yardım, her ne yapılabiliyorsa yapılsın. Buna kimin ne itirazı olacak? Hem illa şehit olması gerekmiyor da, mümkün olabilse de; ilk seferde ölümden dönen, ikincisinde yerin altından çıkamayan maden işçisinin, "artık bu ailenin erkeği benim" diyen 16 yaşındaki oğluna ve ailesine de gerekli ayrıcalıklar uygulanabilse mesela.


O yorumu dikkatli okumamışsınız, bu yazıdaki yorumları da sanırım dikkatli okumadınız. Sonunda çıktılar ne dediler: İyi anlatamadık. Eh biz de dinlediğimiz, okuduğumuz kadar bilebiliyoruz. Bağladıkları yer çok mantıklıymış gibi siz neyi savunuyorsunuz anlamadım ben. Bana ne X partisinden, Y partisinden! İsmi Ahmet olandan, Mehmet olandan! Şu söylediklerimle aynı fikirde olmayan herhangi birinden bana ne arkadaşım! Hepsi de bir yani...


Yani neymiş; Bedene yönelik tecavüz ve hayata yönelik tecavüz farklı şeylermiş. 14 yaşında bir kızı zorla veya ailenin rızasını alarak evlendirmek tecavüzle eşdeğer bir şey değilmiş. Bir çocuğun bedenini becermek başka şeymiş, hayatını komple becermek başka şey... 14 yaşında bir kızın, çocuk doğurabilmek için henüz üreme organları bile tam manasıyla gelişmemiştir beyler bayanlar. Bu tip bir doğum, hem çocuk hem anne için de risk demektir. Bu yasa değil, bu Allah'ın kanunu. Ama ne gam!


Küçük bir kısmını kopyaladım yorumun. Bu söylediklerimle alakalı bir itirazınız varsa dinlerim, tartışırız. İşi "o parti, bu parti"ye dökecekseniz söyleyecek sözüm yok. Siyasi tartışmayı, objektifliği düstur edinmiş insanlarla yapabiliyorum artık çünkü. Aksi halde sıkıyor. Onu yapacağıma, papağanlarla beraber çekirdek çitliyorum. İnanın daha çok verim alıyorum. Hem eğlenceli, hem doyurucu.

25 Kasım 2016, 23.59
fly_me_to_the_moon önergenin verilme baş amacı sözde daha önceden tecavüze uğrayan ve bişeklde tecavüzcsüyle evlenen fakat bir süre sonra tecavüz suçundan ceza alıp hapis yatmalarına çözüm için verimş bi yasa önergesi başlangıç noktası bu. fakat ek maddelrle ensar vakfı ve benzeri tecavüz suçlularını aklama çabası asıl amaçtır.(akp ye yakın çevreleri oy depolarını yani arka bahçelerini) hiçbi ensar vakfı üyesinin raporlarda tecavüzn tesbit edildği halde ceza almaması  bu davalardaki savcıların  farklı yerlere atanması (sürgün) en açık örneği madem konuya hakim çok biliyo gibi yazıyosun diğer kşileride bilmemekle itham ediyosun sende  dersini iyi çalış yarım yamalak bilgiyle mağdur kişilerin hemde öyle böyle mağduriyet değil sonu intihara kadar giden masum kişilern karşısında yer alma bu bi insanlık ayıbıdır. partisi şunu bunu öte yanda dursun 
29 Kasım 2016, 02.20
Giriş cümlesi  düşük olmakla kalmamış mağdurun bile içeri alındığı izlenimi oluşturarak kafaları da
karıştırmış öncelikle ensar vakfı olayının rezil hocası 584 yıl+84 yıl hapis aldı bunu bir kenara yaz
ayrıca bir fraksiyonun ya da izm'in adamı değilim çapıma güvenirim ve olaylara objektif bakarım
yazmayacaktım bu blog'a ama işte bir sebep doğdu.Vakıflar ya da dernekler eliyle eğitime hele
kafasına göre takılıyorsa karşıyım ama karşı olduğum diğer şey bir kanunun öyle dümdük bir
tecavüzcü kitlesinin dışarıya salınması için yapıldığı fikridir.Alt-orta sınıfın bilinç sorununun ben de
farkındayım töre örf anane vb.yi öne alan davranış kalıplarının yaşanan bir takım sıkıntıların nedeni
olduğunu düşünüyorum burada derin sosyal analizlere girmenin anlamı yok çünkü ortada dolunay
gibi görünen  sorun var ve bu sosyal bir gerçeklik,yani olmuş vakıa kabak gibi ortada insanlarsa
çözüm bekliyor.Belki bir kısmında reşit olmayan erkek çocukların da olduğu çok sayıda gayrı resmi
evlilikler yapılmış ''burası isveç olur mu'' demeyeceğiz herhalde yılların vakası bu topraklarda ve bu
insanlar 8 yıl 16 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve çocukları var kimisinin...baskı, zorlama, maddi
 çıkara dayalı yapılmış olan evlilikleri almıyorum bunların içine bu tasnifi hafiye gibi çalışıp yetkilileri
ortaya çıkarmalı.Denebilirki daha 16 bile değil ben istedim dese ne geçerliliği var işte elleri kolları
bağlayan bu olayda hiçbir şekilde tasvip edilmese de gerçekleşmiş olması ve acı olan çocuğu var
kimisinin, ha derseniz yasalar ne için af için mi çeksin cezasını orası ayrı ama unutulmamalı ki
bekleyeni de olacak çoğunun kimi kundakta kimi bir iki yaşında ajite değil gerçek bu yoksa tekrar
söylüyorum bu kapsama yediği halttan mağdurla evlenip yırtacak adileri kaynap yapmak daha
büyük adiliktir ve bu sorunun çözümüne yönelik çalışma, ''kendi aramızda yapalım yaş tutunca
resmiyete kavuştururuz'' pişkinliğini de tarihe gömmelidir.
   Üçüncü kez yazıyorum cahilce bu işe bulaşan ailelere yönelik derin bir araştırma, muhatapları
dinleyerek yapılacak titiz bir çalışma ile bir miktar çözüme ulaşılmalı,  genelleyip 'masumdur
cahillik etmişler' gibi kolaycılığa kaçma niyetim zaten yok,sorun her boyutu ile ele alınmalı sonraki
mağduriyetlere fırsat verilmemeli.
  Asi_akrep_06 bilmem anladın mı bu konuda bana sıkıntı veren kısmı gerçi umutsuz soruyorum
tecavüz edenleri potansiyel seçmen görüp onları çıkarmaya yönelik adımlar atan idarecilerin
olduğunu söyleyen bir zihneyete birşeyler söylemek bile zor ki bu idarecilerin çok hatalı işleri de
oldu ama tecavüz ve cinsel istismar cezalarını 2 katına çıkaran, mahkeme kararıyla yapılacak
evliklerde yaş sınırını 17 ye çıkaran da bu adamlar..bir de sürgün edilen savcılar demişsin google
da tarama yaptım did you mean dedi,sende varsa linki yaz biz de aydınlanalım ha yok twitter sa
kaynağın o hesap büyük ihtimal sizlere ömürdür...
 Cezbe ölümleri yarıştırmıyoruz maden ocağı ya da tersane işçisi ölümleri de bir kayıp ve arkada
kalan çaresiz gözü yaşlı insanlar var keşke çok şey yapılabilse ama yapılacak olan kısıtlı ve bu
mantık ucu açık noktalara da götürür yani intihar eden tekstilcinin geride bıraktıklarına..?
burada kabul edelim ki özel bir durum var ve bunu popülizmle temellendirmek hata ayrıca benim
18 yıl önce bildiğim kanunu neden bilmiyor diyemem bir parti başkanına ama bunu bilmemek bir
gafa vesile oluyorsa onu da yapan düşünsün.Ben farklı bir noktaya temas etme niyetini anlamış
olsam da metaforunun iç burkucu olduğunu söylemek zorundayım.

30 Kasım 2016, 01.57
Fly; düğümün mantıklı çözümüne dair çok önemli bir detay yazmışsınız. Ki aynı fikirdeyim; konuyla alakalı her davanın ayrı bir hikayesi var ve  her bir dava titizlikle ayrı ayrı değerlendirilmeli. Bu ayrı hikayelerin kimisi, diğerlerine göre çok masum görünebilir. Fakat "yasa" dediğiniz bu davaların hepsini tek bir potaya sokuyor. Konuyla alakalı tek bir istisnai durum bile olsa, yasaya eklenen bu maddeyle, o 1 kişiye haksızlık edilmiş olmayacak mıydı? Ki ne 1'i, ne 10'u yani... Bu işin bir yönü, bu yönü bile haklı değil gerçi...


Bakın gelinen noktada hala bir şeyler çözülememişse radikal değişiklikler yapmak şarttır. Bugün mağdur olanı mağdur etmemek üzere getirilmek istenen, yarının doğrusunu inşa etmez. Cezalarını çeksinler. Çeksinler ki ilersi için, kız çocuklara bunları reva gören zihniyete caydırıcı bir emsal teşkil etsin. Evet, çocuklar babalarından, büyükbabalarından, büyükannelerinden ceza süresince uzak kalacaklar. Mevzunun asıl mağduru olan kadın, bu cezanın uygulanmasıyla bu defa başka tür bir  mağduriyet yaşayacak. İşte bu noktada devlet kadına sahip çıksın, kadını hem manen hem maddi anlamda desteklesin ceza bitene kadar.


 Mağduriyetin giderilmesi adı altında getirilmek istenen bu af, bu çarpık gidişi normalleştirirdi ancak. İzlediniz mi bilmiyorum; Fas tv kanallarından birinde, kocasından dayak yiyen kadınların yüzlerindeki morlukları nasıl kapatacağına dair bir kadın programı yayınlanmış. Bütün kadınlar ayakta tabii... Normalleştirmek işte tam da böyle bir şeydir. Reşit olmamış bir kız çocuğunun, şu veya bu şekilde evlenmesi tartışmaya kapalı bir konu olmalı. Bu kadar net.


Şehitlerle alakalı yazdığımı irrite edici bulmuş olabilirsiniz. Buna bir şey diyememem tabii. Fakat faraziyeler üzerinden hareket etmemelisiniz. Kılıçdaroğlu'nun konuşması da bilmediğine işaret etmiyordu, bugün başka şeyler de söyledi örneğin. Herhangi bir partinin her dediğine eyvallah çekenler ne kadar düşünme özürlüyse; aynı partinin her söylediğine itiraz edenler de o kadar düşünce özürlüdür bana kalırsa. Yalnız ben şunu anlayamıyorum: Hükümet eden muktedir olandır. Benim hayatımı bir vatandaş olarak 1.derecede etkileyen iktidarda olanlardır. Yani yanlış yapmaması gereken öncelikle onlardır. Muhalefettekinin ne yaptığı beni direkt etkilemez. "Yanlış anlayan, yanlış anlatan, eksik yapan, yanlış yapan, kandırılan, öngöremeyen" hep onlarken neden herhangi bir eleştiride hemen muhalefet masaya yatırılıyor??
 

 Ölü yarıştırmak benim hiç yapmayacağım bir şey. Aynı yukarıdaki konu gibi, kategorizasyona girmeden "şehitler, dullar, yetimler vs." kim ne derece mağdursa ona yardım edilmeli bence. Kişisel fikrim böyle. Şehit yakını olup da hiç ihtiyacı olmayan birine verilen para, leblebi, çekirdeğe harcanırken; gerçekten ihtiyaç sahibi herhangi bir mağdurun karnını doyurma gibi temel gereksiniminin bir kısmını karşılayabilir. Bu yüzden bu tip yardımlar sosyal kurumlarca denetlenip öyle verilmeli bana kalırsa. Bu konu üzerine 5-10 sayfa yazıp sizi, eminim hiç benimsemediğiniz sosyalizme ikna etmeyi başarabilir miydim acaba :)


Popülizm halihazırdaki hükümet tarafından kullanılan bir numaralı argümandır Fly, politikasını güne yatırım yapan bir popülizm üzerinden şekillendirdiği şu konuştuğumuz konularda da farklı biçimlerde görünebiliyor. "Asalım, keselim, hadım edelim!" nidalarıyla "halka tabiyiz" mesajları da bunu gösteriyor. Antrparantez; bu ülkede bu tip düşünmeyen % 50 de halktır yalnız. Gerçek bir halkçılıkla örtüşmeyen durumlar bunlar bence. Çok şey var yazacak bu konuyla ilgili olarak da keseyim artık. Yorumu onaylayacak operatöre de yazık neticede :) Umarım ifade edebilmişimdir kendimi.
 
06 Aralık 2016, 03.33
yönetim, bloglara ve yorumlara beğenme butonu koyarmısnız. hayır sayısal değerlerle puanlama butonu koyun 
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın