gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Cizgileri sana biraktim, gidiyorum

19 Şubat 2017, 06.11
A- A+

Keske icimdekilerin bir tarifi olsa. Yalnizligimin, mutsuzlugumun, sessizligimin bir tarifi. Kemiklerime kadar hissediyorum duydugum bu tarifsiz aciyi. Hissettigim, anlattigim, paylastigim ne varsa uzaktaki limanda yaniyor ve ben seydediyorum gemilerimin batisini. Halbuki ne cok sey yuklemistim, ne cok sey sigdirmistim. Bazen sirlarimi, bazen aptalliklarimi, gulumseyisimi, gulmelerimizi, konusmaya baslamadan aglayislarimi. Bazen tek bir soz cok seyleri yikabiliyormus anladim. Tek bir soz seni en uzaga savurabiliyormus. Tek bir cizgi butun duygularin ustunu cizebiliyormus, sayende anladim bunlarin hepsini. Yanlisin ustunu cizerken onca sayfa yazdiklarimi kopardin icimden. Simdi kendimi yorgun hissediyorum, vucudua girmemis soguk alginliginin kirginligini yasiyorum. Iki gundur yapmam gerekenlere zor el atiyorum, ve ansizin hatirliyorum o konusmayi. Sonra aglamaya basliyorum. Baslamadigim gunun yorgunlugunu tasiyorum, gozumde buyuyor gun. Daha bir kac gun once ki basari mutlulugumun yerini bugun iki kotu sinavla tamamladim. Anlamsiz siklari isaretledim, anlamsiz cevaplar yazdim sorularin altlarina. Mutlulugumu paylasirsin diye paylastigim o aptal basarimin yanina kotu notlar ekledim. Kutlar miyiz?... Bir yanim sesslizligim yaninda huzur bulsun istiyor. Konusmadan ne uzucu ne de aciklayici tek bir cumle dahi gecsin istemiyorum aramizda. Sessizligimi duy istiyorum sadece. Sonra aramizdaki o cizgi beliriyor zihnimde. Dusman ulkeler gibi aramizda olan cizgi. Beni ben yapan, seni ise baska bir kimlige buruyen o cizgi. Ne kadar kendime bu bir sona hazirlik desem de, varligin da yoklugunun boslugunu hissediyorum daha simdiden. Korkuyorum anlatacaklarim oldugundan ya da sadece paylasmak istedigimden degil. O kucucuk bir saatin yerine ne koyabilirim bilmiyorum. Seninle konustugumuz o bir saatin yerine. Ne cok sey biriktiriyordum o bir saate anlatacak. Butun haftayi o bir saate sigdirmaya calisiyiyordu. Korkmuyordum cunku yaninda. Sanki olanlar canimi hic acitmazmis gibi, seninle paylasinca kabul edilebilirmis gibi. Bir saat bitiyordu sonra ve ben tren istasyonuna yuruyordum kulagimda melodi ve basliyordu ertesi gunun telasi. Ama biliyordum o an, o gun gelecekti yine ve ben sadece seninle konusacaktim. Kendimi tamamlayacaktim o odada seninle. Simdi etrafim cizdigin cizgiyle kapli. Karsi tarafta yaniyor iste limanim., uzaktan izliyorum. Yine konusacak olsakta, anlamsizlasiyor simdi soylediklerim, soyleceklerim. Yaktigin limanimda artik kendime siginacak kuytu bir yer bulamiyorum, ve yavas yavas eski sandalima yuruyorum. Geldigim yone dogru ama daha uzaga gidiyorum bu sefer. Cizgileri sana biraktim, ben gidiyorum....

YORUMLAR

20 Şubat 2017, 03.07
Gönül isterdi ki keyifli şeyler yazsın burada biz de gülümsemeyle yorumlayalım ama hayat eğlenceli bir şey değil zaten .
Her ateş 
Yükü kadar yakar....
Kalmak mı gitmek mi zor bilinmez 


Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın