Mektup.
07 Mart 2017, 01.23 A- A+
Sizi bilmem ama ben ilk defa bir duyguya mektup yazıyorum .
Her şeyin bir zamanı var ,
Gelmenin , gitmenin , yaşamanın ve ölmenin
Ama ne olur şimdi değil.....
Bir ölüme hazır olmak ne demek ?
Ellerini bırakabilir misin en sevdiğinin ?
Kim bu kadar cesur olabilir?
Tanrısal kudreti taşıdığımız bir gerçek , her ölenin ardından ölüme alıştığımıza göre ve yaşayabildiğimize göre kah unutarak , kah unuttuğumuza utanarak kah usanarak , kah usanmadan uyanarak....
Ölüme mektup yazılır mı ? ya pazarlık edilir mi ?
Beni al O'nu bırak ....
Ve sinirlenerek Azrail'e ki cinsiyetsiz ama hep erkek silüetinde ,
Sen de erkek misin ulan ancak kadınlara mı yetiyor gücün ?
Buradayım işte tüm anneleri bırak gel al gücün yetiyorsa diyerek .... pazarlık edilir mi ?
Zaman bir ilüzyondur , bildiğimizin aksine geçmez ,
bekler .
Biz geçeriz içerisinden.
Tanrıyla her konuşma , dua değildir malum bazen içten içe yalvarma edasıyla karşı çıkılır hükümlerine .
Ben O'nsuz yaşamayı bilmiyorum .
Öğrenmekte istemiyorum .
Gel ,
Al .
Gücün yetiyorsa.....
Sitemlerimle....
Isientus.
YORUMLAR
Uzatmayayım da şunu söylemek istiyorum: Hayatın içinde kocaman bir gerçek olarak var bu durum. En değerlilerimizi vakit geliyor ve uğurluyoruz. Koca bir romanın, filmin içinde geçebilir bu anlatımlar diğer her şeyle beraber. Fakat tek bir yazı olunca, insanları üzmekten öteye gitmiyor. Kimsenin bu yazıyı okuyup üzülmeme şansı yok. Çünkü her birimiz, iki insanın parçasıyız. Onların bazıları gitmiş, bazıları gitmeye yüz tutmuş, bazıları da gidecek. Kaçınılmaz son bu. Anne-babya hiç sahip olamamış insanlar da vardır, onların üzüntüsü de apayrı...
Hele hele senin gibi kalemi sağlam bir insan yazınca bu tip bir yazıyı, kalbinden geçeni iyi ifade edebildiği için, insan içinde hissedip daha da kötü hissediyor okuduğunda. İşte bu yüzden okumadım, şöyle bir baktım. Benim düşüncem bunlar tabii... Öncelikle kurgu olması, gerçekse de şifa temennilerimle...