Detaycı kişiler bir rivayete göre, bastonu eline erkenden alıyorlarmış. Erken yaşlanıp erken ölseler de bu dünya biz "sülalem raad"cılara kalsa dimi?

(geliyorum)

 

Öyle rahat öyle rahat olsam ki, kafatasımı kedilerin önüne hiç tereddütle boşaltıp geri evime, koltuğuma dönsem. Ne siyaset ne din ne de başka bir şey, insan ve diğer tüm canlıları ilgilendiren hiçbir konuyla ilgili ve alâkadar olmayıp sadece akşam yemeğim için hazırlık aşamasına kafa patlatsam biraz da. Keşke tüm sorunum evlilik programlarındaki Mustafaların, Mehmetlerin benimle evlenmesi olsaydı. Keşke tek sorunum öğrencilik hayatıyla sınırlı kalsa. Gitgide küçülüyorum: Keşke tek sorunum altımı pisletmek olsaydı ya sonra? Benim daha büyük sorunum var bakın; insan sevmiyor olmak ve bir de bu insan canlısına yeşil elmaya güvendiğim kadar güvenmemek.

(gelmek üzereyim)

Yeşil elmanın kurtlu tarafını ısırmadan yiyebilirsin ama bu insan evladının kurtlu tarafı hiç belli olmuyor. Dolayısıyla yemekte çok zorlanıyorsun. Tamam hepsine haksızlık etmeyeceksem de; kendini baştan belli edenler de var çilek gibi. Nahoş tadına rağmen onu yeme isteğinden vazgeçmiyorsun. Peki ya sen, sen nesin, bre kurtlu yeşil elma çocuğu! Seni nasıl seveceğim asıl seni, nasıl güveneceğim sana ha?!.

Yanlış anlaşılmasın yapı itibariyle güvensizim ben. Şüpheci... Doğuştan yani doğuştan o. Güvenmediğim için sevgi anlayışım da değişiyor tabii. Sevmiyorum deyip kısa keseyim hiç uzatmadan neyse. Nezdimde insan çeşitlerine tropikten çıkıp psikolojikten devam edelim mi:

(geldim)

Ya ben artık bu güven  işlerini bırakıp patates baskısına dönsem mi ki? Çünkü anladım ve biliyorum ki güven müven yok, bam bam bam! Öldüm çıkıyorum bb.

(gidiyorum)

imza mimza yok