Ben Bir Hayalperestim
01 Haziran 2017, 22.00 A- A+BEN BİR HAYALPERESTİM
Kimsenin aklına gelmeyecek bir dünyam var. Klişelerle dolu sohbetlerim, vicdanım var. Acıma duygum tavan yapmış. Merhametim halen varlığını sürdürmekte. İyiliklerle dolu bir hayatım. Kötülüklere karşı savaşım var. Aşkı arayan mecnun misali kalpleri tavaf etmişliğim de. Kimsenin ayak basmadığı yerlere gittim. İnsanların korktuğu kuyulara düştüm. Taşıyamayacakları yükleri sırtlandım. Gökkuşağının sonuna gittim ama hiç altın bulamadım. Ben denize de düştüm yüksek dağlardan ama boğulmadım. Koskocaman gemiler de kaptanlık yaptım bir tanesi bile batmadı. Pilot oldum kimi zaman kartallar eşlik etti serüvenlerime. Bir çok fırtınaya yakalandım ama yolumdan asla şaşmadım. Kendimi sevdirecek bir gücüm var ama onu hiç kullanmadım. Çok insan tanıdım bin bir türlü hikayesi olan. Sırf konuşmaları için sohbet ettim. Onlar anlattı ben dinledim. Dinledim ve yazdım. Çok kitap yazdım ama hiç birisi okunmadı. Öğrendiğim tüm serüvenleri kaleme aldım ama en çok da seni yazmaktan hoşlandım. Seni anlatmaktan zevk aldım. Tüm insanlar bilsin istedim. Sen gibi bir karakterden yoksun olmalarına gönlüm razı olmadı. Belki sen de kendilerini görürler istedim. Kim bilir belki sen onların aynası olursun diye umdum. İnsanlar merak etmeye başladı “ kim bu ? “ diye sordular. Söylemedim. Seni kendime sakladım. İsmini vermedim. Adını fısıldamadım. Hem kim olduğu neden bu kadar önemli ki ?. Hayal ürünü olduğuna inanmadılar. İnanmak istemediler. Seni ben de aramaya başladılar. Benim bir parçam olduğuna, benden bir parça olduğuna inandılar. Seni bir sır gibi sakladım aşkını sakladığım gibi. Senin hakkında sürekli sorular sordular. Oysa ki ben seni hep anlatmıştım. Sanki hiç okumamış gibi davrandılar. “ nerede bu insan ? “ diye sordular. Kalbim de olduğunu söyleyemedim. Ruhumun eşi olduğundan bahsedemedim. Gündüzüm gecem diyemedim. Hayalim de dedim ve tebessüm ettim. Ne kadar çok istemişler hayalimin gerçek olmasını. Ne kadar da çok arzu etmişler bu hayalle yaşlanmamı. Sevmişler beni, seni de sevmişler. “ Sizi en çok etkileyen nedir ? “ diye sordum onlara. “ tebessümü “ dediler. Benim gibi onlar da gülücüklerinin melodisinde kaybolmuşlar. Hani sen bazen gözlerinle gülüyorsun ya işte ondan bahsediyorum. Hani yanakların şişiyor. Gülücüklerin yanaklarında toplanıyor ya işte ben onu anlatıyorum. Hani sen tebessüm ederken hafiften gözlerin kısılıyor ya işte ben onu seviyorum. Tıpkı benim gibi hayal etmek istiyorlar seni ama başaramıyorlar. Kıskanç gözlerle baktıklarını da biliyorum. Belki kızgınlar bana bu kadar şaşalı anlattığım için. Ama değil ki şaşalı. Ben hissettiklerimi yani hayalimi yazıyorum. Kim bilir seni nasıl hayal ediyorlar ?. Uzun boylu mu ? yoksa kısa mı ? Uzun saçlı da olabilir kısa saçlı da. Gözlerine kara diyorlardır. Kömür karası revaçtadır da. Kaşları kalem gibi mi diyorlar acaba ?. Seni hayal ediyorlar ve bana yakıştırıyorlar. Ne garip ben ise sana yakışanla ilgileniyorum.
Of konu nereden nereye geldi. Oysa ki ben hayalperestliğim den bahsedecektim. Konu yine döndü dolaştı sen de tıkandı kaldı. Tıpkı engel olamadığım yutkunmalarım gibi. Hayalperest olmanın en kötü tarafı kurulan hayallerin hiçbir zaman gerçekleşmeyecek olmasıdır. Tıpkı seninle bir arada olamayacağımız gibi. Tıpkı biz olamayacağımız gibi. Ki ne kadar çok isterdim benimle olmanı. Bana ait olmanı. Biliyorsun bunu sen. Gözlerime her baktığın da görüyorsun zaten. Saklayamıyorum elimde değil. Her zaman duygularım yüzüme yansır. Bir ayna misali.
Bir keresinde bir ejderha öldürdüm. Seni topal cadının sakladığı karanlık kaleden kurtardım. Bir efsaneyim ben. Kötülerin korktuğu iyilerin çok sevdiği ve herkesin öldürmek istediği. Jon duan’ım ben. Kalpleri çalan hırsızım. O kadar çok kalp biriktirdim ve kırdım ki sayısını ben bile unuttum. Bir tek sana kıyamadım. Bir tek seni kıramadım ve sadece senin isteklerine boyun eğdim. İşte bu yüzden ben seni anlatmaya doyamıyorum. Tüm hikayelerim de ki prenses sensin. Seni bazen bir ajan yapıyorum bazen de bir astronot. Bir keresinde seni hayalet olarak anlatmıştım. Sevdiğinden vazgeçmeyen ve onu her daim koruyan hayalet. Ve bu arada da kötü hayaletlerle savaşıyordun. Yazması da okuması da çok keyifliydi.
Hikayelerim daima mutlu sonla bitiyor. Ne yapayım çok seviyorum mutlu sonları. Hiç değilse insanlara umut veriyorum. Ama onlar bilmiyorlar ki bizim hikayemiz de mutlu son yok. Belki de bu yüzden her hikayem mutlu bitiyor. Seninle olan tüm sonları seviyorum. Mutlu veya mutsuz. İçin de sen varsan eğer her şey güzel. Dedim ya ben bir hayalperestim. Kurduğum tüm hayallerin başrol oyuncusu sensin. Hiç konuşmadan anlaşabilen nadir insanlardanız biz. Gözler kalbin aynasıdır derler ya işte benim aynam sensin. Hiç tadamayacağım bir hayalsin. Hiçbir zaman birlikte var olamayacağım bir hayalsin. Sen hayallerimin kadını ömrümün sultanı varlığımın amacı. Sen kavuşamayacağım hayalimsin.
Bazen sessizliğe bürünüyorsun. Suspus kesiliyorsun. Konuşmayı seven sen boğazına takılan sözcüklerle boğuşuyorsun. Ne söyleyeceğini bilmemek, evet bunu çok iyi bilirim. Ne desen düştüğün çukurdan çıkmanı sağlamayacak. Ne anlatsan göğüs kafesinde ki daralmayı iyileştirmeyecek. Ben kendime merhem bulamazken soruyorsun bana “ yanlış mı yapıyorum ? “ diye. Ben daha doğru mu yanlış mı yapıyorum bilmiyorum ki. Nasıl cevap vereyim sana ?. Nasıl gönlüne umutları ekeyim. Her anımı dolu dolu seninle yaşamak isteyen ben, bazen kaçmak istiyorum. Ama bilmiyor da değilim kaçmakla kurtulamayacağımı. Bugün bana “ gitme! “ dedin. Gitmedim, gidemedim. Hem sen Görmüyor musun ? Sana gelmeye cesaretim var ama gitmeye yok işte. Zayıfım demiştim sana karşı. Benim zayıf noktam sensin.
Huzur dolu bakışların beni benden alıyor adeta.
Bir dilini çözebilsem.
Bir de o anlam dolu bakışlarını tercüme edebilsem değme keyfime.
Ben boşuna sana “ yaz “ demedim.
Sen anlat istedim.
Sen söyle sen tercüme et istedim.
Zayıflığı mı anlat bana.
Karşında güçsüz kalışımı anlat.
Hislerini anlat bana.
Aşkını anlat.
Öyle bir anlat ki daha önce hiçbir kitap da okumamış olayım.
Öyle bir anlat ki bana aşkına doyayım aşkına hayran kalayım.
YORUMLAR