Enerji eşit madde: Enerji maddeye, madde enerjiye sürekli dönüşüm halindedir. Evren oluşmadan önce mekan kavramı yokken zaman vardı. Zaman bir boyut olarak düşünüldüğünde yani dördüncü boyut- belki de var olan ilk boyut demek gerek; çünkü diğer boyutlar ancak madde varsa vardır - Zamanın hep var olduğunu yadsıyamayız. Çünkü " zamandan önceki zaman" söylemi ile zamanın varlığı kabul edilmiş demektir. Zamandan önceki zaman deyince bir paradoks; bir kaos oluşur. Zamanın öncesi , sonrası yoktur. Yani zaman ezeli ve ebedidir. Henüz nebulalar, saman yolları, galaksiler yokken zaman vardı.

Maddenin oluşumu dört milyar yıl önceye tarihleniyor. Maddeden önce enerji oluştu. Henüz mekan oluşmadığı için, zaman içinde enerji olağanüstü yoğunlaştı. O kadar yoğunlaştı ki sonunda bir atom halinde maddeye dönüştü. Yoğunlaşma, sıkışma devam etti. Bu sıkışma sonucu atom patladı. Bu patlamaya "Big Bang"( büyük patlama ) deniyor. Bu patlamayı sıfır; olduğu yeri de bir kürenin merkezi olarak kabul edersek; bu merkezden ışık hızıyla madde parçacıkları yayılmaya yayıldıkça da evreni oluşturmaya başladı. Bu oluşum halen devam etmekte, evren genişlemektedir. Henüz katı madde oluşmadan; ateşle gaz halindeki madde helezon; sarmal şeklinde dönerek merkezden uzaklaşırken, sarmalın kollarından kopan ateş, duman ve gaz kütleleri merkezdeki ateş kütlesinin çekimine tabi olarak etrafında dönmeye başladılar. Çekim gücü kuvvetli olan büyük kütleler güneşleri onların kütle çekimlerine uyarak etraflarında dönen daha küçük kütleler gezegenleri meydana getirdi. Henüz katı madde oluşmamış; merkezdeki ateş kütlenin etrafında duman halinde gaz kütlesi yoğun bir kuşak gibi ateş kütleyi çevreliyordu. Yüzlerce ışık yılı sarmal halinde dönmeye devam eden magmadan (ateş küre) kopan parçalar merkezdeki kütlenin çekimine uyarak etrafında dönerken gaz kütle ayrışmaya başladı; azot, oksijen hidrojen vd. gazlardan oluşan karışım havayı oluşturdu. Yoğun duman halindeki gazlardan farklı olan hava, yaşamın kaynağı olacaktı. Hava; büyük kütlenin etrafında dönen küçük kütlelerin birinin çekimine kapılarak etrafını sardı. Bu arada bir rastlantı ya da mucize gerçekleşti( Rastlantılar mucizelere çok benzer; eğer her olay, her olgu bir rastlantıysa bu yadsınamaz bir mucizedir; yok eğer bir üst aklın, müthiş bir zekanın ürünü ise bu daha da büyük bir mucizedir.) İki hidrojen atomu ile bir oksijen atomu birleşti (H2O.)Müthiş bir olay! Suyun oluşumu güneş etrafında küçük bir ateş topu olan dünyamızı olağanüstü bir konuma ulaştırdı. Yoğun sıcak; suyun buharlaşmasına, yükselen buhar soğuyarak bulutların meydana gelmesine neden oldu. Yükselen, yükseldikçe daha da soğuyan bulutlar ardı arkası kesilmeyen yağmurları oluşturdu. Sıcak yerküreye düşen yağmurlar tekrar bulutlara, bulutlar tekrar yağmurlara dönüştü. Bir devridaim başladı. Dünya giderek soğudu. İçinde ateşten bir çekirdek olan kaya; daha sonra toprak bir kabuk halini aldı. Yağan yağmurların buharlaşmayan bir bölümü dereleri , çayları, ırmakları gölleri, vücuda getirdi. Yerçekimiyle arazinin eğimi suların daha alçak yerlere doğru akmasının; dünyanın en çukur yerlerinde denizlerin, okyanusların meydana gelmesinin nedeni oldu. Akarsuların yeraltı sularının, topraktaki kalker, tuz, potasyum... vd. mineralleri denizlere taşıması; denizlerde buharlaşan suyun içindeki bu minerallerin deniz suyunda birikmesi deniz suyunun tuzluluk sebebidir. Sularda çok önemli bir oluşum diğer bir mucize: Protein! Canlı hücrenin oluşması, protein moleküllerinin evrimi sonucudur. Protein, sularda tek hücreli canlıyı ortaya çıkardı. Canlı hücre bölünerek başka hücreleri, bu hücreler birleşerek dokuları meydana getirdi. Sularda başlayan yaşam; daha sonra karaya çıktı.

AliÇ.

Not: Yazdıklarım çok eksiktir. Yanlışlar da olabilir. Ben bir bilim insanı değilim. Bir takım varsayımlara; öğrendiğim kadarıyla bilimsel verilere dayanarak bir yazı kaleme aldım. Kusurlar için hoşgörü bekliyorum.