gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Önceeeeee Ekşiiiiiii ;( - Sonraaaa Tatlıııııı :)

27 Aralık 2017, 10.32
A- A+


Ben reklamları ciddi takip ederim. Bize bir malı kakalarken, neyi ve nasıl kullandıkları çok ilgimi çekiyor çünkü. Reklamları izleyip de ürün alan insanların oranının çok fazla olduğu düşünülmese de mutlak bir etkisi oluyor pazarlamada. "İnsanlara akıl seviyelerine, istidat ve durumlarına göre  hitap ediniz" der ya hadis. (Ben bunu başaramıyor olsam da çok doğru bulurum bu söylemi) İşte tam da bunu merak ediyorum: Bize nasıl hitap ediyorlar??


Çok bildik bir çamaşır suyu reklamı var. Ayşe teyze, reklamın bir noktasında tahminimce 1,5 lt'lik bir çamaşır suyunu şakkadanak!! çıkarıyor çantasından. Yani torbadan filan değil, el çantası bu. E olabilir, şu kullandığımız devasa çantalardan filansa... Ve fakat kaçımız, çantamız büyük olsa bile koca çamaşır suyunu el çantasına koyar ki? Nasıl bir saçmalıktır bu böyle! Bize böyle hitap ediyorlar, demek ki müstahakız :)


https://www.youtube.com/watch?v=lF6ExU-7520


Ben bu reklama ayar oluyorken, bir de ne göreyim: Yine bir detarjan reklamı, bu defa parti modunda insanlar var; tuvaletler, takım elbiseler içindeler. Adam hırşşşş!! diye çıkarmaz mı kocaman deterjanı ortalık yere! Bu reklamların hangisi hangisini taklit etmiş bilmiyorum. Ama "yuha!!!" diyorum. E müstahakız demek, global manada hem de... smile Resmi


https://www.youtube.com/watch?v=im3islL2M8E


Bu iki reklam için ters köşe yaptıkları da aklıma gelmedi değil hani. Sonuçta, bir şeyin en iyisi, iyi olduğundan ötürü dikkat çekebileceği gibi; en saçmasapan olanı da aynı oranda, berbatlığından ötürü dikkat çeker. Meybi beybi yani, bilemiyorum. Ben hala insanların bizi salak yerine koymadıklarını umut etmek gibi bir iyimserlik halindeyim.


Biz Türkler, gülünçlü şeyleri iyi kıvırıyoruz misal. En iyi başardığımız komik olabilmek. Reklamlar da buna dahil. En iyiler ve en sevdiklerimiz, güldüklerimiz oluyor reklamlarda da. Cem Yılmaz, Ata Demirer filan alıp götürüyorlar reklamı. Diğer türlüsünü de beceremiyoruz açıkçası. Nadiren düzgün bir reklam oluyor. Genelde hiç dikkat çekmeyen, tırt reklamlar. Ya çocuk, ya tanınmış veya tanınmamış seksi kadın/erkek, ya da sevimli bir karaktere dayandırılmış basit şeyler. Yaratıcı zekamız yok, hikayemiz yok hikayemiz! Ondan olmuyor, olamıyor, olduramıyorlar.


Şimdi asıl söz etmek istediğim reklama gelelim. Bu reklamın orijini yabancı sanırım. Araştırmadım  yazarken açıkçası hiçbirini, tahminen yabancı olduğunu söylüyorum. Çocuklara hitap eden bir reklam olduğu için de, formu; hem dikkatimi hem de tepkimi çekti. Çok da seviyorum reklamı bu arada. Ama bir çocuğun algısı nasıl gelişir bu reklamı izlediğinde? Esasında tünel yok, tünel görüntüsü verilmiş bir duvar. Ve bisikletli bodoslama dalıyor duvara. E tabii uf oluyor. Sonra da sevimli karakter çıkıp yara bandı  ikram ediyor şakazedeye :) Yani nedir: Eşşek şakasının dibini bulabilirsiniz, kafa göz yarılmış önemli değil, bir yara bandı verirsiniz geçer. Bir çocuk bunu nasıl algılar bilmiyorum artık.


https://www.youtube.com/watch?v=BAuJRXN7gAc  


* Ya canım sıkıldı da yazıvereyim dedim bu biloğu :) Ayrıca yukarıdaki kapak fotosunun konumuzla uzaktan yakından ilgisi yok. Okurken çat çat kırıp yersiniz belki diye koydum. Çerez niyetine...


YORUMLAR

29 Aralık 2017, 00.08
Reklamlarda daha çok bizim hayvanî tarafımıza hitap ediyorlar, yani ilkel benliğimize bilinçaltımıza. O yüzden kullandıkları dil ağırımıza geliyor. İzlerken buna inanacak kadar gerizekalı insan var mı acaba diye düşünebilirsiniz ama o kadar basit değil. Prime time da yayınlanan popüler bir programa reklam vermenin saniyesi bilmem kaç bin tl. Adamlar reklam için milyonlarca para harcıyorlar, haliyle bizim salakça bulduğumuz o reklamı bilinçaltımıza yerleştirmek için ciddi anlamda kafa yoruyorlar. Cinsellik, korku, açlık ve bilmediğimiz binbir çeşit numaralar. Sonunda sen de kola alacaksan eğer şu anda 3-4 çeşit reklamı oynayan ve 365 gün reklam veren malûm markanın kolasını alıyorsun.
30 Aralık 2017, 00.13
Gözümüzün algılamadığı, bilincimize ulaşmayan ama bir şekilde kaydedilen görüntüler, bilinçaltımıza işlenir evet Seratonin. Bunun için yapabileceğimiz bir şey yok. Ben daha çok reklamlara, estetik-mantık  çerçevesinden baktım. Blogda kullandığım üç reklam ürününden sadece birini tüketiyorum örneğin ben. Sonuçta; öncelikle, ürünün kalitesi belirler tercih edilir olmasını. Malum markanın kolasını alıyor olmamız; tekelleşmeden ötürü, artık  tercih seçeneğimizin kalmamasıyla da alakalı olabilir. İlla kola içmek istiyorsak el mecbur yani. Uludağ gazozu önerebilirim ben ama :)


Siz malum marka ve reklamlarından söz edince aklıma geldi: Malum markanın yıldızı meşhurdur bilirsiniz. Bu yıldızı her türlü şeye yerleştirirler misal, biz de bunları kullanırız. Subliminal filan da değil; öyle olduğu gibi reklamlarını yaparlar. Çok yakın zamanda, özel salonlardan birinde, bu yıldız eşliğinde flood atan birine rastladım. Söyledim de kendisine nasıl bir şeyi kullanıyor olduğunu, ama kime, ne söylüyorsun! Bir dayak yemediğim kaldı :) Şunun için yazıyorum bunları: Bize gönderilen uyarılar, sunulan şeylerin hepsi de yararlı ve masum değil; böcekli olanı var, virüslü olanı var malum. Demek ki bizim de bir güvenlik duvarı oluşturmamız gerekiyor onlara karşı. Bu duvarı nasıl öreriz peki? Bence asıl odaklanmamız gereken konu bu. Bilinçli, akıllı, uyanık ve dünyadan haberdar olmamız gerekiyor. Bu duvarı bunlarla örmemiz gerekiyor. Yoksa; samanı şerbetleyip kadayıf niyetine yedirmeleri, işten bile değil bize. Ki yaptıkları da bu zaten.


Teşekkür ediyorum yorumunuz için, boyut kattınız; keşke ciddi bir yazı yazsaydım bu konuyla alakalı, dedirttiniz bana.

31 Aralık 2017, 00.30
Rica ederim de, çokta ciddiye almamak gerek diye düşünüyorum. Bilenler biliyor, bilmeyenler bilmek istemiyor ve haliyle daha mutlular. Ve siz de uzaktan biraz mutsuz gibi görünüyorsunuz. Yeni yılda serotonine dikkat etmeniz gerekebilir. Seratonin değil serotonin. Lütfen bunlara dikkat edelim. Biz yazıldığı gibi okuruz. 
Şarkısı da var : https://youtu.be/cAyMpUFboA4
02 Ocak 2018, 02.22
Aa sizin söylediğiniz o programı yükledim ben. Kurup "çalıştır" yapacağım sadece. İçimdeki idealisti de ruhlar mezarlığına gömeceğim. Çok çok az kaldı. Sonra, bireysel mutluluğumu dünyanın en mühimli şeyi haline getirip; tüm lüzumsuzları, lüzumsuzlukları ve dahi berbatlıkları nesneye indirgeyecek; böylece, beklentilerimi sıfırlamış olacağım. Hatta onların kötü, acınası halleriyle eğlenip; kendim için Allah'a şükredeceğim her daim. 2018 modeli böyle benim Serotonin. Dediğiniz gibi; takmayacağım yani. Siz de takmayın ama, bir harflik bir tapaj hatasına kafayı takmaya değmez, onca önemli şeyi önemsememek gerektiğini düşündüğünüze göre...


Sizin nicki yanlış yazdığım gibi,  sizi de başka bir yorumcuyla karıştırmışım ben :) Biraz acele yazmıştım yorumu.  Sağlam bir yorumcu arkadaşımızdı o da; düşünce gücü yüksek, yazı altlarında güzel fikir alışverişleri yapabildiğimiz biri... Vardı eskiden öyle yorumcular, iyi yazarlarla aynı akıbete uğradılar, ne yazık. Ha sizin çiçeğinizi de unutmuşum, buyrunuz :)  smile Resmi

19 Ocak 2018, 11.02
Bir başka yerde yakaladım sizi, demekki istek ve arzuları minimumama indirgeyeceksiniz. Bu konuya bayılıyorum. Yaşamak için yemek yiyin. Yemek yemek için yaşamayın.
 Ama kadın da kıyafet erkekte para. İnsanlar kıyafeti ile karşılanır, Sohbeti ile uğurlanır. 
Epiktetosu okudunuzmu. Diyoki evlat benim değil veren de ben değilim. Veren alırsa benim olmayan şeye neden üzüleyim.
Sizin sohbet, resim ve yorumlarınızla tanıyorum. Alışkanlıklardan feragat edebilmek. Bi hikaye anlatayım diycem ağır gelir diye
 korkarım. Hani derler ya bu dünya geçici bunlar ağızla söylenen cümleler olarak kalıyo. Bir ayet açın o ayetle saatlerce belki günlerce empati kurun. Bir dost bulun karşılıklı samimi ve hata söyleyen. Bu dünya da şems lazım yoksa yarımız.
20 Ocak 2018, 07.05
Doğru söylediğiniz tabii; tek kişilik yaşamak gerek. Bunu, tam manasıyla becerebildiğimi söyleyemem ben de. Stoacılılık, kendime yakın bulduğum bir felsefe. Yalnız tevekkül kısmında aşırılık olduğunu düşünüyorum. Birazcık tembel bir felsefe olduğunu söyleyebilirim :) Dinler elbette doğruyu söylüyorlardır. Fakat dinleri, tam manasıyla kavrayabilecek yaratıklar olmadığımızın çok sayıda ıspatı var. İnsan eliyle bozulan kavramların biri bu da. Hep bu konuya gönderme yapıyorsunuz. Haklısınız da söylediklerinizde. Fakat insan faktörünü ve dinler üzerinde yarattığı deformasyonu biraz kaçırıyorsunuz gibi. Anlamadan inandığınızda, inandığınızın size laftan başka faydası olmaz. Herkese bir Şems lazımdır evet. Daha iyisi; her insanın içinde, Şems'in mevcut olmasıdır. Teşekkür ederim Tiagmo, güzel yorumdu. Eski yazılarımı da okuyorsunuz, bunun için de ayrı bir teşekkür smile Resmi  
20 Ocak 2018, 17.12
Yalnız tevekkül kısmında aşırılık olduğunu düşünüyorum. Birazcık tembel bir felsefe olduğunu söyleyebilirim.

Tevekkül bir nevi herşeyini ona bırakmak. Çalışkan kul olmak şart. Söyleyebilirim diyosunuz yine emin değilsiniz. Ve insanlara göre yaşıyosunuz. 


Dinler elbette doğruyu söylüyorlardır

Din tektir ve doğrudur.

Söylüyorlardır bilmiyorsunuz, bilmediğiniz içinde emin değilsiniz.


dinleri, tam manasıyla kavrayabilecek yaratıklar olmadığımızın çok sayıda ıspatı var.

Sizde bu konuda haklısınız zirveye varmak gibi bir ihtimal yok, bu yolda yaşamak var.
İbni sina bile söylemiş dini tamamlamak gibi imkan yok.
( yolda derken bu konuyu öğrenme aşaması)

 Fakat insan faktörünü ve dinler üzerinde yarattığı deformasyonu biraz kaçırıyorsunuz gibi.

İnsanlara göre yaşamak yine. Yine emin emin değilsiniz. 


Anlamadan inandığınızda, inandığınızın size laftan başka faydası olmaz.

Aşk tan anlıyonuzmu. Bu kısmı size açıklayamam kafa karıştırıcı bir his. 


Herkese bir Şems lazımdır evet. Daha iyisi; her insanın içinde, Şems'in mevcut olmasıdır.

Şems insanın içinde yok bence insan bazen hatalı sorgulayabilir, kendini

Mektub blogun çok hoşuma gitti. Mevzular o mektuptan dolayı bu duruma geldi. Siz alanınızda çoook başarılısınız. Ama bana

 roman tarzı yazılar çok şey katmıyor. benim kitabım heran bişeyler vermeli okuyucuya victor hugo nun hepsini tolstoyun 

hepsini dostoyevskinin bi çoğu jack london bestseller  v.s bunlar bir kaç şey veriyo insan

montaigne epiktetos socrates platon bunlar daha çok şeyler veriyo

İbni sina farabi fuzuli bunları anlamak bile çok zor.


Hep bu konuya gönderme yapıyosunuz.

Hangi konu ile gelişiyoz, insan heran büyümeli romanlarınız süslü kelimelerle dolu.

Ama sürekli tv de internette göz alıcı ilgi çekici haberler ilginizi çekmezmi 

Çok aceleciyim eksik varsa affedin


20 Ocak 2018, 23.33
çok haklısınız tiagmo bey
21 Ocak 2018, 01.50
Üüüüüüüüü :) "Din tektir ve doğrudur" diyen biri felsefe nasıl sever? Soru işareti olmayan felsefe olur mu? Her şey gibi din de sorgulanabilir. Bu cümleyi kurduysanız bir tartışma ortamı doğmaz bize Tiagmo :) Siz matematikten mi söz ediyorsunuz da kesin yargı bildiriyorsunuz? Elbette yargı bildirmeyen bir üslupla konuşacağım. Neyse...Yormayın kendinizi fazla. Akademisyen :) bir arkadaşımız yazmış yukarıda bi yazı, dilerseniz onunla devam edin :) Benden bu kadar.
21 Ocak 2018, 08.21
Dinde herkesin anlayacağı bir dil vardır. Din herkele tartışılmaz.

Otherand : beni korkutuyosunuz. siz beni tasdikledinizmi, trolledinizmi anlayamadim. 

Cezbe: size dedim ya alanınıza yoğunlaşın. çaresizlik herşeyi öğretir. din ve felsefeyi ayirdim siz
 birlediniz, cezbe hanim bana hiddetleniyosunuz sanki cadı

Cern deneyi: parcaciklar çarpıştırıldı ve insan gözü ile görülmeyen ama var olan bir şey bulundu 
bunada isim buldular Tanri parçacığı
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın