Dünyanın Bütün Askerlerine...
23 Ocak 2018, 08.58 A- A+
Hiç erkeklerin tesadüfen yaşadıklarını düşündünüz mü? Ben düşündüm bugün. Çünkü askerlik diye bir şey var. Var, çünkü savaş var. Kıçı kırık dünyayı paylaşamıyoruz. Ondan ölüyor erkekler. Potansiyel ölüler. Ölmeye ister gönüllü, ister gönülsüz gitsinler; ayaklarının biri çukurda, ölmeye meyyal...
Ne uğrunda öldükleri önemli elbette. Ama ölü, ölüdür. Gönüllü olanlar, sanırım daha mutlu ölüyorlar. Ulvi amaçlar için ölenler, vatan için, toprak için, özgürlük için... Ne için öldüğünü bilmeyenler var misal. Onlar çok acıklı. Dünyanın bir ucunda, daha haritada yerini bilmedikleri bir yere gidip ölüyorlar. Hem öldürüyor, hem de ölüyorlar. Sonra şiirler yazılıyor öldürdükleri için: Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler, diye. Bir davanın askeri olanlar var sonra; davalarının ne olduğunu bile bilemeyen, daha bıyığı terlememiş, sakalı çıkmamış, bir kadınla yatmamış, bir kadını koynuna almadan toprağın koynuna giriverenler...
Erkekler asker olup ölüyorlar. Görevdeyken çığ düşüyor üzerlerine mesela... Mesela; arka bahçede, metan gızı sızıntısından zehirlenip ölüyorlar. İlla savaşa da gerek yok, onlar bir şekilde ölüyorlar.
Oyuncak kurşun askerler vardır hani. Sever miydiniz onları çocukken? Ben pek sevmezdim; soğuktular, renksizdiler çünkü. İlla yeşil veya griydiler. Ama aklım erse de ölüme bu kadar yakın olan insanların oyuncakları olduklarını bilsem severdim sanırım. Az vakitleri olabilirdi çünkü sevilebilmek için, esirgemezdim sevgimi.
Diyor ki kadın: Ben seni, garibanlık içinde, soğukta meyve sebze satarak büyüttüm. Yığılmış oğlunun cenazesinin üzerine. Bir tahta var aralarında, bir kefen, bir bayrak. Artık nefes yok, ses yok, soluk yok oğuldan. Yalnız, annenin feryatları duyuluyor.
Erkek çocuk doğurmaya bakmak lazım...
Daha çok asker gerek bu dünyaya, daha çok savaş, daha çok ölü...
Çünkü;
Bitmiyor ki!
Bitmiyor!!!!!
Bitmiyor!!!!!!!
Bitmiyor!!!!!!!!
Ne uğrunda öldükleri önemli elbette. Ama ölü, ölüdür. Gönüllü olanlar, sanırım daha mutlu ölüyorlar. Ulvi amaçlar için ölenler, vatan için, toprak için, özgürlük için... Ne için öldüğünü bilmeyenler var misal. Onlar çok acıklı. Dünyanın bir ucunda, daha haritada yerini bilmedikleri bir yere gidip ölüyorlar. Hem öldürüyor, hem de ölüyorlar. Sonra şiirler yazılıyor öldürdükleri için: Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler, diye. Bir davanın askeri olanlar var sonra; davalarının ne olduğunu bile bilemeyen, daha bıyığı terlememiş, sakalı çıkmamış, bir kadınla yatmamış, bir kadını koynuna almadan toprağın koynuna giriverenler...
Erkekler asker olup ölüyorlar. Görevdeyken çığ düşüyor üzerlerine mesela... Mesela; arka bahçede, metan gızı sızıntısından zehirlenip ölüyorlar. İlla savaşa da gerek yok, onlar bir şekilde ölüyorlar.
Oyuncak kurşun askerler vardır hani. Sever miydiniz onları çocukken? Ben pek sevmezdim; soğuktular, renksizdiler çünkü. İlla yeşil veya griydiler. Ama aklım erse de ölüme bu kadar yakın olan insanların oyuncakları olduklarını bilsem severdim sanırım. Az vakitleri olabilirdi çünkü sevilebilmek için, esirgemezdim sevgimi.
Diyor ki kadın: Ben seni, garibanlık içinde, soğukta meyve sebze satarak büyüttüm. Yığılmış oğlunun cenazesinin üzerine. Bir tahta var aralarında, bir kefen, bir bayrak. Artık nefes yok, ses yok, soluk yok oğuldan. Yalnız, annenin feryatları duyuluyor.
Erkek çocuk doğurmaya bakmak lazım...
Daha çok asker gerek bu dünyaya, daha çok savaş, daha çok ölü...
Çünkü;
Bitmiyor ki!
Bitmiyor!!!!!
Bitmiyor!!!!!!!
Bitmiyor!!!!!!!!
YORUMLAR
Hassasiyeti anlıyorum, ki aynı hassasiyete sahibim ki bu yazıyı yazmışım. Öncülüm elbette, Türk insanı olarak kaybettiğimiz onca candır, kalbime dokunan ilk olarak budur. Fakat bu yazı "erkek-asker-ölüm çerçevesinde, bu pis dünyanın erkeğe; asker olması, savaşması, ölmesi gerektiği diktesi" üzerine yazılmış bir yazı. Bu yüzden başlığı da "Dünyanın Bütün Askerlerine". Kimse gereksiz tepki vermemeli. Sadece kendinden olana değil de, tüm insanlığa empati yapmak, şehitlik sıfatını es geçtiğiimi düşündürtmemeli. Yani, özele değil, genele bakmalı.
"Vatan, millet, Sakarya", "şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganları eşliğinde, Türk güzellemesi yapan, demagoji, ajitasyon içeren ağlak bir yazı da yazılabilir. Ben yazmam ama yazmış olsaydım, oturup ağlardık kadın-erkek beraberce. Sizin, şehitlik hakkında bilmediklerinizi de bir kadın gözünden anlatabilir, hepimizi derin bir kedere gark edebilirdim. Fakat ben artık, ağlamaktan çok, anlamaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.Zaten yeterince anamızı ağlatıyorlar ülke olarak Gaza gelmekten, gaz vermekten ziyade, akl-ı selim hareket etmemiz gerekmiyor mu? Her ikisi de; ağlamak da, gereksiz vatan-millet-Sakarya gazı da, gözleri bozar, gerçekten uzaklaştırır bizi. Umarım ifade edebilmişimdir.
Teşekkürler yorumlarınız için
Bir de Duk, yazmayı bilmiyorsun siyasi yorum sen. Dolandıracaksın lafı, kulağını aksi istikametteki elinde göstereceksin. O da olmazsa dili veya zamanı değiştir. Bililtizam düşmemelisin bu nahoş hallere. İlla ki mükerrer bir vak'a vardır tekerrür düşünüldüğünde. İsmiyle müsemma bir zat-ı şahane de vardır muhakkak tarihin derinliklerinde :) Mütenasip bir kıvam tuttursan, sövgü bile hoş sada gelebilir, gayrimünasip bulunmayabilir şaşar beşere. İçim şişti :) Evet yani böyle, sen tarih bilirsin, dil sıkıntı olabilir. Onun için de, dini metinlere, eski türkçe metinlere filan bakabilirsin, ortalık pdf dosyası fışkırığı kaynıyor netekim :)
O ne! :) Ressamın biri demiş ki benim için; Türk kadınının süsü Türk olmakmış. Ne emtialar var ya, tövbe tövbe. Beriki de tüy dikmiş: Eski zaman kadınlarına söylüyormuş haa!! Zaten eski kadınlara benzemiyoruz diye şiddet görüyormuşuz. .ddddddddd
Bu kadar nasıl zırvalayabiliyor insanlar, inanılacak gibi değil vallahi.