Birlikteyken Çikolata Kokuyoruz Sevgilim...
06 Mart 2018, 08.47 A- A+https://www.youtube.com/watch?v=_Qqxrc5wBec
Fısıltısın kulaklarımda evet, daha önce duyduğum şeyleri, hiç duymadığım biçimde söyleyen. Yüksek olan sesin değil belki ama söylediklerin öyle yüksekte ki... Hem de hepsi; akıllısı- fikirlisi, delibozuğu, şiddetlisi, şefkatlisi, şehvetlisi, edeplisi, edepsizi...
Doğru; en sevdiğim kekin, en bi' ortasısın. Hani sona bıraktığım o en güzel yeri, damağımda tadı kalsın diye en son yediğim. Az şey mi?
Ve evet, deli gibi korktuğum erkeksin. Aynı ve zıddısın çünkü, doruk ve dipsin. Zirvede ve en derinde; opak beyazı temizliğinde pis bir çamur karası; kraliyet ailesi kaçkını bir sokak serserisi... Yani, bir şeyin, baştan sonası... Yani, en sevdiğim...
Hatasın bu yüzden, elbette ki hatasın. Daha başından hataydın üstelik... Ve emin ol, gelecekteki hatam da sen olacaksın.
Esasında;
Sen; tıpkı benim gibi, insan doğasına ait olmayan devasa bir yanlışın, günahsızısın. Müebbete hapsedilmiş vaadlerin, boyun borcu mahkumu...
Ve ikimiz var ya; "BİZ" olabilmek için yitirebileceklerimizin toplamıyız. Ve aynı zamanda yitirebileceklerimizden artakalan...
Yani çok büyüğüz
Yani çok küçüğüz
Sevgilim...
----------------------------------------------------
Yazdıklarımın hükmü, ancak senin kadar biliyor musun. Aşka dair ne yazmışsam, ne yazıyorsam ve ne yazacaksam hepsi sana ...z'um. Senden sonrakiler, sadece seni hatırlatan olabiliyor, seni özleten, sana geri döndüren filan... Bildiğin 'vesile' işte...
Hani, yeni dönmüştün yanımdan yaşadığın şehre. Daha ağzımızda birbirimizin tadı duruyordu. Döndüğün günün akşamı beni aramıştın. En çok, ayrıldıktan hemen sonra vurur ya özlem insanı hani. O özlemle, bir türlü olduramadığımız şeylerin hıncıyla, alkolün dibini bulup beni aradığın o iki saatlik telefon konuşmasının anısına olsun bu yazı. O zaman veremediğim cevaplarım olsun. Sen hep konuşmuştun, ben hep ağlamıştım çünkü. Kafan bi' dünyaydı, dilin dolanıyordu bana "neyim ben!!" diye bağırırken. Ama kalbin o kadar açıktı ki, o kadar duruydu ki... Ne kadar güzeldin, ne kadar çıplaktın o iki saatte, bilemezsin...
Şerefe sevgilim, ömürlük aşkım. Ben, özlerken seni; sen, özlerken beni, şerefe! Yine bir araya geleceğimiz o günün şerefine...
YORUMLAR
Okşa yine saçımı dizinde uyut
Teşekkür ederim güzel yorumun için Hypatia Çok yazını okumadım ama okuduklarımı sevmiştim biliyorsun. Burada da yazmaya devam etmeni dilerim.Ben şimdi senin yazının altına hiç girmeyeyim. Niyetini bariz edenler var malum. Nedir, kimdir belli değil. Ne dediğimi anlamadığı gibi, ne dediği de anlaşılmıyor, yuvarlanmaya başlamış sağa sola. Muhatap olmayayım hiç. Buradan cevap vereyim sana iki satır.
Hazımsızlığı sana yakıştırmamıştım zaten, genel konuşmuştum. Ben konuyla alakalı fikrimi ve nedenini yazdım. Çok değişik tipolojiler türedi burda. Çok detaya girmeyeyim de, sırf hazımsızlığından "niyet ettim blog eklemeye" deyip blog ekleyenler var :) Halbuki soda içseler sorunları kalmayacak. Özellikle doğru düzgün yazı yazanların, empati yapmaları çok daha kolay olur. Nihayetinde kimse okunmamak üzere yazı yazmıyor. Bu benimsediğim, hem bizim için, hem yazdığımız bu platform için yararlı bence. Bi nevi centilmenlik anlaşması gibi düşün :)
Master, Zeyna'ya çikolatalı sufle yapsın. Tiagmo da "hani bana, hani bana!" desin. Misal yani...