gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Bigane...

24 Nisan 2018, 06.15
A- A+

Yüzüm patladı nihayet. Nicedir, içinde biriken irinden öyle şişmişti ki; patlayıp onlarca parçaya bölündü. Oksijensiz ve biraz yapışkan bir ortamda, havada asılı halde asude salınımlar sergiliyor şimdi parçaları. Patlamanın etkisiyle kenar köşelere yapışmışlar, bana hiç ulaşamayacaklar artık. Zaman içerisinde canlılıklarını kaybedecek, cerahat ve kanla karışık bir sıvı olarak bu yarı yerçekimli, havasız ortamda, usul usul çerçevenin altına doğru akacaklar. Bu çerçeve; benim başlatmadığım mecburi hayatımın ve hayat devamlılığımın bizzat müsebbibi.


Yapışkan irin ve kandan oluşan parçalarım, lalettayin bir araya geliyorlar zaman zaman. Bir süreliğine, kendilerinin devamı olmayan bir başka parçaya yapışıp kalıyorlar. Bazı zamanlar, yüzümün hemen hemen tamamlandığı bile oluyor. Gerçi bana benzemeyen bir ucube çıkıyor ortaya. Mesela; alnımda dudaklarım, her iki yanağımda birer gözüm olabiliyor. Burnum, çene civarımda ikamet edebiliyor. Aslında çok da yadırgamıyorum; bu baktığım, bana benzemese de, benden ibaret. Yine de, için için bir yabancılık hissediyorum. Sanıyorum asıl sorun; bu lanet çerçeveden çıkamıyor olmam ya da çerçevenin içinde, tam olarak kendime tanıdık gelen bir şey olamıyor olmam.


Bir zaman sonra, bu hali öyle kanıksıyorum ki, neyi kanıksadığımı bile unutuyorum. Hal, beni gerçek algısından uzaklaştırıyor. Kendi kendini yiyip bitiren bir şey gibiyim; kemiklerimi tutan kaslar eriyip gidiyor, gözlerim paralel olmayan bir düzlemde, ne olduğu bilinmez yuvarlaklar olarak nokta gibi duruyorlar, kemiklerim un ufak oluyor. Karşımda duran pelteye bakıyorum. Bu pelte kıvamı şey, bir süre sonra anlamsız ve hatsız bir ebruya dönüşüyor. Yüzümün geldiği hal bu. Zaman önce kurtulmak istediğim çerçeve, benim yegane aidiyetim oluyor. Aidiyetin cüretkarlığıyla, bu hale bile aldırmıyor, bu baktığım şeyi 'ben' zannediyorum. Bir o yalancı çerçeve kalıyor beni bana bigane etmeyen. Yitikliğimin farkında bile olamıyorum.

                                                    ------------------------------------------

İşte bu çerçeve, insan olma sıkışmışlığının ta kendisidir. Hayat, sizi patlatıncaya kadar içinizi irinle doldurur. Her patlamada, aynı çerçeve içerisinde parçalanıp kendinizden bir şeyler yitirerek berdevam bir kayboluşa yenilenirsiniz.

Küllerinden doğmak gibi değil,
iyiye doğru değil,
yeniye doğru değil,
yeni bir yere doğru değil;
sadece içine doğru ve içinden doğru...


 Belki de Galatea hep cansız kalmalıydı. Şimdi ister Pygmalion'a, ister Afrodit'e lanet okuyun.



Galatea of the Spheres- Salvador Dali

YORUMLAR

27 Nisan 2018, 02.41

Nefis bir kadifeye ipek sırma işleyen bir zanaatkar gibisin Cezbe :) Kadife tek başına da 
gösterişlidir ama incecik sırmalarla işlendiğinde üzerine alayişin alası eklenir ..

Dali’nin pek çok eserini gördüm ama bu tablo beni sanki hepsinden çok ürküten (Gerçeküstücülük beni ürpertir elimde değil ) ve aynı zamanda da hüzünlendiren bir tablo . Galatea cansız kalmamalıydı
 ama Tanrılar işbölümünde çuvallamış  :) Venüs ; Eros’un işine karıştığı için olmuş olanlar bence ...  

Tabloda; Galatea  gökyüzünde ama bu mitolojik figür kralın mermer heykeli mi yoksa Gala’nın 
( Dali’nin büyük aşkı ) Poseidon’un  su perisi Galatea’ya benzediğini düşünmesi mi ? Tamamen 
sallıyorum çünkü Dali’yi anlamanın imkansız olduğunu düşünenlerdenim .Hatta anlamaya çalışmadan
sürrealizmin insana kattığı düşünsel boyutun doruklarında keyif çatma lüksümü kullanıyorum .
Einstein bile anlamamış bu deli Katalan dahiyi ben mi anlayacağım Allah aşkına :D “ Sen benim en 
büyük ödevimsin “ demiş adama daha ne desin Einstein...

Bunca gerçeküstü datanın üstüne bir de sen kelimelerin ile  birkaç bilinmeyen ekleyince kaymaklı 
kadayıf olmuş hani ...Tabii Galetea ; buruk ve imkansız aşkın pençesinde hayatını sürdürmek 
zorunda mı ? Dali onun yüzüne koca bir evren serpiştirmiş. Her parça birbirinden ayrı da olsa düzenli 
ve senkronize ..Demem o ki düzenin içindeki düzensizliğin hüznü var Galatea’nın yüzünde . Varsın 
canlanacak mı ölecek mi yoksa sınırların içinde her parçasıyla sür(ün)ecek bir ölümsüzlüğü mü 
yaşamak isteyecek kendi karar versin .

İşini tanrılara bırakmasın ...Hele deli Dali’ye hiç bırakmasın :D Çerçeve dediğimiz  nedir ki ..



28 Nisan 2018, 01.33
Ben, Dali çok severim Hypatia. Seni ürküten, beni çekiyor demek, delileri seviyorum diye olabilir :) İçlerinde sır var resimlerinin, bana öyle geliyor. Ve o sırrı, ben kendi hayal dünyamda şekillendiriyorum, bu da çok hoşuma gidiyor. Galatea'nin mitolojik hikayesi bir tarafa; Dali'nin, bu resimde ifade ettiği şey de zerrece umrumda değil. Bana bu yazıyı yazdıran, baktığımda gördüğümdür. Bu yüzden bu tip sanat eserlerine dayalı yazılarda, sanatçının anlatmak istediğini de,yorumlarını da  asla okumam. Okursam, özgün bir şey ortaya koyamam gibi geliyor bana. Siyasi, güncel konularda yazan makale yazarlarını bile takip etmem düşün :) Kimsenin şu veya bu şekilde etki etmesini istemiyorum ulaştığım sonuçlara çünkü. Bunun gibi bir şey söylemek istediğim.


Ne güzel ifade etmişsin, tam da bu işte "Hatta anlamaya çalışmadan sürrealizmin insana kattığı düşünsel boyutun doruklarında keyif çatma lüksümü kullanıyorum" Ben bu resme bakarken de, üzerine düşünüp yazarken de bu lüksü kullandım işte. Resmin adı, elbette yönlendiriyor mitolojik hikaye üzerine odaklanmaya. Ama benim anlattığım bambaşka bir hikaye ve çerçeve çok ama çok önemli :)


Teşekkür ederim Hypatia, yine her zamanki gibi güzel bir yorum okudum. smile Resmi Bu arada bir yazını görmüştüm, hızlıca okumuştum, gece tekrar okuyup yorum yapmak üzere. Bir baktım yok! Münasebetsiz bir yorum vardı, o yüzden mi sildin bilmiyorum. Öyle olduğunu sanmıyorum ama üzüldüm sildiğine, her ne sebeple olursa olsun. 
29 Nisan 2018, 02.26
Tekrar yayınlayacağım Cezbe ..Gece geç saatte bitirip kontrol edemeden onaya vermiştim ve manuel yazmadığım için çokça tapaj hatası olmuş .
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın