Çayımı jetonla alabilir miyim? Lütfen!
18 Mayıs 2018, 14.54 A- A+ Kantin olduğunu iddia eden telefon kulübesinden çayımı aldım. Fakültenin önündeki banklara gittim. Bir adet boş masa gördüm, ben yönelirken 4 adet öğrenci de yönelmiş bankın başında göz göze geldik. Öğrenciler bana bakıyor ben onlara. Birbirimizi tanımıyoruz. Çocuklar beni süzüyorlar. Uzun zamandır böyle süzülmemiştim. Sırt çantam, siyah kot ve penyem (üniformam) var. Mevsimden ötürü dövmelerim de görünüyor. Gençlerdeki soru işaretinin sebebi; 30'lu yaşlarımda olmam. Arada kalma sebepleri, hocaysam oturmayacaklar bakışlarıyla bana bakıyor ve ipucu arıyor olmaları. Benim rahatsız olma sebebim, bu bakışı anlayıp; neden lan? Otururuz ki biz buraya beraber demem içimden.
Bu garip kısa bakışmalara hemen son vermek adına "buyrun beyler" dedim. Hep birlikte oturduk. Tanımlanamayan obje ve 4 kafadar bir bankta sigara çay yapıyoruz. Ben hala o telefon kulübesinin içinde neden ve nasıl 3 kişi sığışıp çalıştıklarını düşünmeye dalmıştım ki -çünkü benim için bu gerçek bir gizem- çocukların konuşması dikkatimi çekti. Onlar sohbete başlamışlar bile çoktan. Zaten banklar birbirine çok yakın ve kalabalık. Buzullardaki penguenler gibiyiz. Bütün masalardaki konuşmaları dikkat kesilerek rahatlıkla ayırabiliyorsun. Bir dikkat kesileyim dedim ne konuşuyorlar bu insanlar diye,
Sırasıyla;
Bizim masa siyaset konuşuyor. Savları aynı, tek yönlü ve agresif. Birbirlerinin cümlelerini daha da pekiştirerek ilerliyorlar. Yani aslında nasıl başarmışlarsa dördü de aynı fikirde. O halde neden konuşuyorlar bu konuda onu da anlamadım.
Sağımdaki masa sosyal medyada nasıl fenomen olunur onu tartışıyor. Baya hararetli tartışıyorlar. Bu defa birden çok fikir birbirleriyle çarpışıyor. Tam bir savaş. Herkes kendinden emin konuşuyor.
Solumdaki masa kadın, erkek dedikodusu yapıyor. Yargılıyorlar ama çok fena. Konuştukları herkese keskin kulplar takılıyor. Bir de bu kulplar bu kadar barizken diğer insanlar neden değer gösteriyor o şahıslara diye üzülüyorlar, çok dertliler.
Arkamdaki masa marvelin son çıkacak filmini konuşuyor. Çok tutkulu takip ediyorlar marveli belli ki. Fen fakültesi öğrencileri ama sinema çekim terimleri havada uçuşuyor. Sonra Türk sinemasına küfürler vs..
Konuşulan konuların hiç biri beni ilgilendirmedi ve tabii ki bananeydi. Sonuçta ben de telefon kulübesinin gizemini düşünüyordum kulak kesilmeden önce. Beni ilgilendiren bir nokta oldu o da; çoğunluğunu 18-22 yaş arası oluşturan bir kitlenin konuştukları konu ne olursa olsun çok katı konuşuyor olmaları. Konu ne olursa olsun kendi bildikleri doğru ve diğer herkes yanılıyor. Bu da yetmiyor; bizim toplumumuz cahil, bilgisiz, gerizekalı görülüyor. Beğenmiyorlar yani bizi. Kendilerini toplumdan ayırıp geri kalanı hor görüyorlar. Onlara göre kimse onları anlamıyor ya da anlayamıyor. Empati akıllarına hiç gelmiyor.
[ Buradan herkese sesleniyorum yapıyorsanız yapmayın lütfen siz de Türk toplumunu hor görme mevzusunu. Bence biz buradan çok kaybediyoruz, barışın olum bizimle manyak mısınız .)]
Bir kişinin çıkıp masaya "masa" demesi üzerine hepimizin masa dediğinin, yani hepimizin aynı kervanın yolcusu olduğumuzun falan farkında değiller. Hiçbirimizin özel, dahi, seçilmiş olmadığımızın farkında da değiller. Aynı günümüz siyasetçileri gibiler. Ayağa kalkıp "lütfen sakin olun gençler, tadımız kaçmasın" diye haykırasım geldi, bir korktum .)))
Sürekli kavga eden, sürtüşen, büyük konuşan ve hor gören kişiler gün geçtikçe mekan, zaman, meslek gözetmeden artıyor. Ahirete hazırlanan dede de gergin, hayatının baharındaki pırıl pırıl gençler de. Şu gerginliği bi şeyapın artık ya!
not: Solumdaki masada anlatılan Burcu gerçekten dediklerini yaptıysa bence de kesinlikle yollu. .)))))
YORUMLAR
https://www.youtube.com/watch?v=PGV3QXMYOng&feature=share