BAŞLIK KONUSUNDA HALA ISRARLIYIM
29 Mayıs 2018, 17.04 A- A+
Kel kabak adama doğru seğirttim , o da bana yöneldi. Yeni atanan öğretmen olduğumu söyledim. ''Demek sürgünsünüz , zaten buraya başka türlü öğretmen atanmıyor. Göreve başlama yazımı yazı verdi.Köy yerleşimi iki bölümdü. Bir bölümünde Bulgaristan'dan göçmüş Romanlar , diğer tarafta ise yine Bulgaristan'dan göçen Türkler vardı.Romanlarda düzensiz devamsızlık en büyük sorundu. ''Öğrenmek gibi bir dertleri yok , sadece ceza almamak için okula geliyorlar . Bunuda iki gün gelirse üç gün gelmiyorlar '' diye açıklama yaptı . Müdür bey zaman zaman devamlılığı sağlamak için mahalleye yaptığı ziyaretleri anlattı... Ne yaparsan yap olmuyor işte... .Bu sene zaten doluyor . Size beşinci sınıfları bölüp verelim onların mevcudu fazla , ikinci senenizde 1. sınıftan başlarsınız diye devam etti. O seneyi bitirdik.
İkinci sene 1. sınıflarla başladım. Sınıfta yirmi yedi öğrenci vardı on üçü Roman diğerleri Türk öğrenciler. Roman öğrencilerinn beş tanesi üst sınıfa geçemeyen çocuklar .Okumayı öğrenemeyince yönetmeliğin devamsızlıkla ilgili maddesine binaen sınıfta kalmışlar.Sınıfa bir girdim minicik bebelerin arkasında askerlik çağına gelmiş delikanlılar gibi duran beş öğrenci oturuyordu.Sınıfta öğrencilerle tanışma falan derken üst sınıfa geçemeyenlerin bizim askerler olduğunu anladım.Başı bozuk bakışlar,her an şımarmaya hazır duruşları, her şeyle alay etmeye odaklanmış dudak kıvrımları . İşte bu askerlerden biri Elif 'ti.Tam bir çeteydiler.Mini mini yavruların içinde kocaman azmanlar düşündürücüydü. Hatırlıyorum...İşlenen hiç bir suçun failini bulamazdın.Adamlar olayı anlamaya çalıştığım anda geliştirdikleri özel mimiklerle birbirleri üzerinde baskı kuruyorlardı.Artı sınıf üzerinde de baskındılar.
Önceki yıl neler yaptıklarını anlamak için öğretmenleriyle görüştüm. En son söylediği ''sınıfa gelmemeleri en iyisi . En azından diğer çocuklarla rahat ders yapıyordum'' dedi Bunu bir çözüm olarak göremezdim . Bir çok taktik, teknik deniyordum. Ama her defasında elimde kalıyordu.Hayal kırıklıkları , çocuklara bir türlü ulaşamamak incitiyordu .Bir gün bahçede bizim çeteninde içinde olduğu bir olay yaşandı .Koşarak olaya müdahale etmek istedim. Çetenin liderliğine oynayan Gökhanı yanıma çekmenin bir yolu olacağını düşünerek suçuna suçsuzluğuna bakmadan Gökhan ın yanında durdum. Diğerlerine söylenip sınıflarına yolladım.Sonra ki gün Gökhan 'ı yanıma çağırdım. ''Aslında sen çok iyi niyetli , pırıl pırıl bir delikanlısın bunun farkındayım'' dedim.Ama arkadaşlarından kopamadığın için derslerine yeterince ilgi gösteremiyorsun. Oysa senden ne güzel bir adam çıkarla başlayan övgüler ... arada gözlerine bakıyor , hislerini anlamaya çalışıyordum.Çete elemanlarından Cemal e olan hassasiyetini bildiğimden Cemal'da mesela senin gibi . Oda çok iyi bir delikanlı diyiverdim.Az biraz duruşundan , Gözlerimde samimiyeti arayışından doğru yolda olduğumu anladım.Bu taktiği zamana yayarak işlemeye karar verdim.Teneffüslerde , bahçede sezdirmeden sürekli izledim . Zaman zaman yanıma alıp çocukluk anılarımı, başarısızlık hikayelerimi , okuldaki garip durumlara düşmelerimi gülümsetecek şekilde paylaştım : Bazen oyunlarına girdim , bazen oyunu kurdum içine aldım. Bir gün Gökhan' teneffüs sonu yanıma çağırdım. Bugün sana öğretmen yardımcılığı görevini veriyorum .''Ne yapağacağım öretemenim '' diye sordu : Sınıfa gidip arkadaşlarını sıraya koyup dışarı çıkarmasını istedim.Çocukları tamda istediğim gibi dışarı çıkardı.O ders mendil kapmaca oyunu oynadık : Sınıfı iki grup yaptık Birinci gruba Gökhan, İkinci gruba Cemal başkanlık etti : Arkadaşlarını motive edişlerini , yönlendirişlerini izledim. Son derece eğlenceli bir ders işlendi. Sonra ikisini de ders sonunda övücü sözlerle onure ettim .Zil çaldığında onaylanmanın ve övülmenin tatlı sevincini gözlerinde görüyordum. O gün ilk defa ümitlendim.Zaman zaman sınıfta arkadaşlarının şımarıklığından hicap duymaya başladılar.Onlara bana sezdirmeden müdahale ettiler.
Ancak devamsızlık ciddi bir sorundu. Bir gün okula gittim bizim elemanlardan bir Elif birde Cemal sınıftaydılar diğerleri kayıp... Öğlenden sonra ise Cemal' de kayboldu. Elif'e soruyorum gülmekten anlatamıyor.
Not ; Sanırım yine almayacak devamı yarına kaldı.
İkinci sene 1. sınıflarla başladım. Sınıfta yirmi yedi öğrenci vardı on üçü Roman diğerleri Türk öğrenciler. Roman öğrencilerinn beş tanesi üst sınıfa geçemeyen çocuklar .Okumayı öğrenemeyince yönetmeliğin devamsızlıkla ilgili maddesine binaen sınıfta kalmışlar.Sınıfa bir girdim minicik bebelerin arkasında askerlik çağına gelmiş delikanlılar gibi duran beş öğrenci oturuyordu.Sınıfta öğrencilerle tanışma falan derken üst sınıfa geçemeyenlerin bizim askerler olduğunu anladım.Başı bozuk bakışlar,her an şımarmaya hazır duruşları, her şeyle alay etmeye odaklanmış dudak kıvrımları . İşte bu askerlerden biri Elif 'ti.Tam bir çeteydiler.Mini mini yavruların içinde kocaman azmanlar düşündürücüydü. Hatırlıyorum...İşlenen hiç bir suçun failini bulamazdın.Adamlar olayı anlamaya çalıştığım anda geliştirdikleri özel mimiklerle birbirleri üzerinde baskı kuruyorlardı.Artı sınıf üzerinde de baskındılar.
Önceki yıl neler yaptıklarını anlamak için öğretmenleriyle görüştüm. En son söylediği ''sınıfa gelmemeleri en iyisi . En azından diğer çocuklarla rahat ders yapıyordum'' dedi Bunu bir çözüm olarak göremezdim . Bir çok taktik, teknik deniyordum. Ama her defasında elimde kalıyordu.Hayal kırıklıkları , çocuklara bir türlü ulaşamamak incitiyordu .Bir gün bahçede bizim çeteninde içinde olduğu bir olay yaşandı .Koşarak olaya müdahale etmek istedim. Çetenin liderliğine oynayan Gökhanı yanıma çekmenin bir yolu olacağını düşünerek suçuna suçsuzluğuna bakmadan Gökhan ın yanında durdum. Diğerlerine söylenip sınıflarına yolladım.Sonra ki gün Gökhan 'ı yanıma çağırdım. ''Aslında sen çok iyi niyetli , pırıl pırıl bir delikanlısın bunun farkındayım'' dedim.Ama arkadaşlarından kopamadığın için derslerine yeterince ilgi gösteremiyorsun. Oysa senden ne güzel bir adam çıkarla başlayan övgüler ... arada gözlerine bakıyor , hislerini anlamaya çalışıyordum.Çete elemanlarından Cemal e olan hassasiyetini bildiğimden Cemal'da mesela senin gibi . Oda çok iyi bir delikanlı diyiverdim.Az biraz duruşundan , Gözlerimde samimiyeti arayışından doğru yolda olduğumu anladım.Bu taktiği zamana yayarak işlemeye karar verdim.Teneffüslerde , bahçede sezdirmeden sürekli izledim . Zaman zaman yanıma alıp çocukluk anılarımı, başarısızlık hikayelerimi , okuldaki garip durumlara düşmelerimi gülümsetecek şekilde paylaştım : Bazen oyunlarına girdim , bazen oyunu kurdum içine aldım. Bir gün Gökhan' teneffüs sonu yanıma çağırdım. Bugün sana öğretmen yardımcılığı görevini veriyorum .''Ne yapağacağım öretemenim '' diye sordu : Sınıfa gidip arkadaşlarını sıraya koyup dışarı çıkarmasını istedim.Çocukları tamda istediğim gibi dışarı çıkardı.O ders mendil kapmaca oyunu oynadık : Sınıfı iki grup yaptık Birinci gruba Gökhan, İkinci gruba Cemal başkanlık etti : Arkadaşlarını motive edişlerini , yönlendirişlerini izledim. Son derece eğlenceli bir ders işlendi. Sonra ikisini de ders sonunda övücü sözlerle onure ettim .Zil çaldığında onaylanmanın ve övülmenin tatlı sevincini gözlerinde görüyordum. O gün ilk defa ümitlendim.Zaman zaman sınıfta arkadaşlarının şımarıklığından hicap duymaya başladılar.Onlara bana sezdirmeden müdahale ettiler.
Ancak devamsızlık ciddi bir sorundu. Bir gün okula gittim bizim elemanlardan bir Elif birde Cemal sınıftaydılar diğerleri kayıp... Öğlenden sonra ise Cemal' de kayboldu. Elif'e soruyorum gülmekten anlatamıyor.
Not ; Sanırım yine almayacak devamı yarına kaldı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir