NOTALarın Gücü Adına ...
08 Temmuz 2018, 18.10 A- A+1991 yılı Üniversite kampüsü .
Nisan ayı .
Tiyatro kulübünden dört beş arkadaş kampüs çimlerinde özgürlük şarkıları söylüyoruz . “ Karlı
kayın ormanında “ çalıyor Evren klasik gitarı ile ve hep bir ağızdan kimimiz gür kimimizse terennüm
ölçüsünde eşlik ediyoruz notalara. Aralarda güzel sohbetler eşliğinde birbirimize kitaplar tavsiye
ediyor ve şarkılara devam ediyoruz gülüşerek. Yine bir şarkı arasında; kampüsün içindeki kocaman
ve sıcacık çalışma salonunu “ Folklör Kulübüne “ tahsis edip biz üvey evlatlarını kış boyu kampüsün
60 km ötesindeki eğitim fakültesinin kalorifersiz etkinlik salonuna yönlendiren saygıdeğer dekanımıza en
canhıraş nezaketimizle saydırıp nefesleniyoruz... Üniversite bütçesinden onlara folklör eğitmeni
tutulduğunu öğrendiğimizdeki yüz ifadelerimizi taklit edip ağlanacak halimize gülüyoruz aslında .
Devlet Tiyatrolarına gidip bizi çalıştırması adına oradaki tiyatroculara yalvardığımızı düşündükçe
Evren gitara daha sert yükleniyor ve işte ilk o gün duyduğum o nefis şarkıyı çalıp söylüyordu.
“Comandante Che Guevara “ ..Sadece Evren çalıyor ve söylüyor olsa da her notasında adaletsizliğin
haykırışını duyuyor, sözlerini anlamasak da dekana saydırma eylemimizin emperyalizme karşı
başkaldırmış notalar ile kampüsün aurasına dokunduğunu hissedebiliyorduk ...
Victor Jara’nın kim olduğunu o gün oracıkta öğrenmiş ve akabinde de tabii Deniz Gezmiş’i
yad etmiştik ...Victor, gitarı ile protest müzik üreten komünist bir aktivist sanatçı ve o meşhur şarkının yani
Kumandan Che Guevara’nın da sahibiydi .
1973 Şili askeri darbesinde Pinochet ‘in askerleri tarafından darbe muhalifi ne kadar sanatçı, öğrenci, işçi,
memur, akademisyen varsa kocaman bir futbol stadyumuna hapsedilmiş ve yine silahlı olan bu
askerler tarafından gözetim altına alınmışlardı. Victor gitarını çalıyor ve insanlık onuru adına,
öldürülme korkusu yaşayan herkese moral olması ve karşı duruşunun onları yüreklendirmesi için
şarkılarını söylüyordu ... Askerler önce ellerine ateş ettiler Victor Jara’nın ! Notaları dökülüyordu
gitarından hala ve susmuyordu Victor .Sonrası askerler korkunç bir şekilde ellerini kasaturaları ile
bileklerinden ayırıp oracıkta kurşunladılar Victor’u ... Suçu ; bakanlık koltuğunu bırakıp ideolojisi için
siyasi erkle savaşan Che’yi notalarıyla yüceltmesiydi ! Pinochet ‘in Küba’dan gelecek havaya bile
tahammülü yoktu Şili’de ..
O gün o çimlerde onsekiz yıl sonra tanışmıştım Victor ile ,tam onsekiz yıl.. Bugünse kırkbeş yıl
geçmiş ölümünün üzerinden .Ve birkaç gün önce ne gariptir ki Deniz Gezmiş’in ölüm yıldönümünden üç
gün önce sonuçlanan ; Victor’u öldüren ve hayatta olan beş askerin Şili Mahkemeleri tarafından
yargılanıp 15’er yıl hapis cezasına çarptırıldıkları haberini okuduğumda kendimi kampüsün çimlerinde
oturmuş halde buluverdim. “ Ne kadar adil ki ! “ diye sayıkladım tabii . Hepsi emekli olmuş bu askerler
büyük olasılıkla artık hapishanede kapatacaklar gözlerini hayata ancak ne kadar adil işte !
Deniz’in her ölüm yıldönümünde Rodrigo’nun gitar konçertosunu dinleyip onun ölüme yürüyüşünü
anımsarken bugün de “Kumandan Che Guevara “ ile Victor’u yad ederek ; hayatlarını ezilmiş
insanların yoluna feda etmiş güzel ve onurlu insanların diktalar tarafından katledildikleri gerçeği ile
tekrar tekrar yüzleşiyordum ...
İçimdeki öfke , Evren’in öfkesiyle aynı notalara tekabül ediyordu. Adaletsizliğin olduğu yerde öfke de
kaçınılmaz oluyordu haliyle . İşte o öfkeyi çoğaltan ve bir o kadar da dindiren notalarla yine de “ Güzel
pazarlar “ diliyorum tüm insanlığa ...
YORUMLAR