Uyumsuz...
25 Eylül 2018, 13.46 A- A+
Hayatta ya deli olmalısınız, ya akıllı. Arada kalmayın sakın ha..! Uyumsuza çıkar adınızda, mazallah dışlanırsınız her yerden. Sakın çenenizi tutmayı öğrenmeden, bir topluma girmeyin.. Olmadık şeyler söyler, pot kırar, ürkütürsünüz filcancı katırlarınıda; sevilmeyen adam ilan edilirsiniz bir anda.
Dost olduğunuzda her şeye hak vermek zorundasınızdır unutmayın. Kişiliğiniz dosta endeksli olmalı. Aman kırılırsanız sakın kabalık edip, kırıldığınızı belli etmeyin. Kırar ve üzersiniz dost dediğinizi. Şimdi hani kırılan bizdik yahu diyorsanız. Olmaz efendim olmaz!..Asla kırılamazsınız dosttunuza, dahası bunu dile getirmek zinhar yasak. Bir kalp taşıdığınızı dahası kişiliğiniz oldugunu bazı dostlar yok sayar ki; haklıdırlar efendim onlar en iyisini bilir.
Bak aman ha; bu da çok önemli....Efendim saygıyı elden bırakmamalısınız asla. Helede kadınsanız..! Kötü, kaka kelimeler kullanmak kesinlikle yasak. Hep kibar hep efendi olacaksınız. Yok öyle içinizden geldiğince bir ağız dolusu küfretmek. Efendimsiz konuşmayacak, dahası kırılıp döküleceksiniz ki; anlasınlar ne değerli olduğunuzu. Küfredin demedim bakmayın öyle... Tabi kibar olacaksınız.. Ama hani olur ya insanız, kaçarsa bir tek cümle ağzınızdan yandınız. Yafta hazır sizi bekliyor öğreniverirsiniz. Artık üzerinde ne yazıyor, oda yapıştıranın insafına kalmış..
Çok doldunuz diyelim yazmak istediniz, öyle çalakalem içinizden geldiğince düşünmeksizin. Haddinizi bileceksiniz. Siz kim yazmak kim..! İmladan girip, konu bütünlüğünden bir çıkarlar... Feleğiniz şaşarda üç gün kendinize gelemezsiniz. İyide ben yazar değilim ki deme şansınız bile olmaz. Kardeşim değilsin madem ne yazıyorsun derler adama, yazmaktan soğursunuz. İyisimi vaz geçin..
Hatta siz ölün ya.. Uyum sağlıyamıyorsanız bu topluma ölün gitsin. Kendinizi anlatmaya çabalamaktan da kurtulursunuz böylece. Akılla, delilik arasında bir çizgide gidip gelen hayatınızdan kurtulun.Malum kör ölür badem gözlü olur bu ülkede. Belki öldüğünüzde ne uyumlu insandı rahmetli derler ve bu dünyada yaşarken anlamayı reddettikleri sizi öldüğünüzde anlamış olarak yadederler...
https://www.youtube.com/watch?v=VeOtv894ls8
Dost olduğunuzda her şeye hak vermek zorundasınızdır unutmayın. Kişiliğiniz dosta endeksli olmalı. Aman kırılırsanız sakın kabalık edip, kırıldığınızı belli etmeyin. Kırar ve üzersiniz dost dediğinizi. Şimdi hani kırılan bizdik yahu diyorsanız. Olmaz efendim olmaz!..Asla kırılamazsınız dosttunuza, dahası bunu dile getirmek zinhar yasak. Bir kalp taşıdığınızı dahası kişiliğiniz oldugunu bazı dostlar yok sayar ki; haklıdırlar efendim onlar en iyisini bilir.
Bak aman ha; bu da çok önemli....Efendim saygıyı elden bırakmamalısınız asla. Helede kadınsanız..! Kötü, kaka kelimeler kullanmak kesinlikle yasak. Hep kibar hep efendi olacaksınız. Yok öyle içinizden geldiğince bir ağız dolusu küfretmek. Efendimsiz konuşmayacak, dahası kırılıp döküleceksiniz ki; anlasınlar ne değerli olduğunuzu. Küfredin demedim bakmayın öyle... Tabi kibar olacaksınız.. Ama hani olur ya insanız, kaçarsa bir tek cümle ağzınızdan yandınız. Yafta hazır sizi bekliyor öğreniverirsiniz. Artık üzerinde ne yazıyor, oda yapıştıranın insafına kalmış..
Çok doldunuz diyelim yazmak istediniz, öyle çalakalem içinizden geldiğince düşünmeksizin. Haddinizi bileceksiniz. Siz kim yazmak kim..! İmladan girip, konu bütünlüğünden bir çıkarlar... Feleğiniz şaşarda üç gün kendinize gelemezsiniz. İyide ben yazar değilim ki deme şansınız bile olmaz. Kardeşim değilsin madem ne yazıyorsun derler adama, yazmaktan soğursunuz. İyisimi vaz geçin..
Hatta siz ölün ya.. Uyum sağlıyamıyorsanız bu topluma ölün gitsin. Kendinizi anlatmaya çabalamaktan da kurtulursunuz böylece. Akılla, delilik arasında bir çizgide gidip gelen hayatınızdan kurtulun.Malum kör ölür badem gözlü olur bu ülkede. Belki öldüğünüzde ne uyumlu insandı rahmetli derler ve bu dünyada yaşarken anlamayı reddettikleri sizi öldüğünüzde anlamış olarak yadederler...
https://www.youtube.com/watch?v=VeOtv894ls8
YORUMLAR
Şimdi öncelikle sanırım bu anlaşılma arzu ve isteğimiz bize bebekliğimizden miras. Eh bebekliğe inincede doğamızda var gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bebekleri hepimiz biliriz... İlk konuşmaya başlama çabalarına bizler gülerken, onlar belkide ciddiyetle bir şeyler anlatıyorlar bize. Aynı lisanı konuşmayınca anlamak zor. Biz gülerken, onlar tekrara girmenin siniriyle ellerine ne geçerse atarlar. Çocuk susamış ağu gagu bir şeyler deyip su isterken, bizler gülüyoruz düşünsenize. Yeni moda bir de video ya alıyoruz o hallerini, ne sinir bozucu. Sanırım anlaşılamamak o an çocugun iç dünyasına yerleşiyor. Ve çocuk büyürken her karşılaştıgı zorlukta o anlaşılamama duygusuda büyüyor-büyüyor ve sonuç... Hepimiz anlaşılabillmeyi bekliyoruz bu hayatta... Çünkü fikren; kendimizi tanıdıgımızı, anladıgımızı ve anlaşılır oldugumuzu varsayıyoruz:))
Son serzenişe gelince... Yazan seninde bildiğin gibi ne amaçla yazdığının bilincinde. Akıl okumaksa mümkün değil o nedenlede yazarken oldukça anlaşılabilir olmak zorunda. . Yazılar yazıldıgı andan itibaren yorumada açıksa, elbette farklı yorumlar gelecektir. Ama daha önceki bir yazımdada belirtmiştim. Yazanı yazmaktan vaz geçirecek derecede kırıcı olmamalı bu yorumlar. Ne bizler yazarız nede okuyanlar eleştirmen. Bir çatı altında aynı platformda kimimiz yazmaktan kimimiz yorumlamaktan hoşlanan insanlarız. Çok kırıcı bir dil kullanmamaya gayret etmeliyiz sadece. Yoksa mazallah gerçek bir eleştirmenin yolu bir düşecek, hepimizi hallaç pamugu gibi atacak:))))))))))))
Bir son sözde benden olsun... Uyumsuzluğun içindeki uyumu farkedebilmek, her babayiğidin harcı değil:))
Mekan sahibi olarak racon kesesim geldi