gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Eğer Dünyanın Çocukları, Gülmek Yerine Ölüyorlarsa; Farjad'ın Kemanını Dinlememek Gerekir

02 Ekim 2018, 04.34
A- A+

Bir yüz, eğer hüzün barındırmıyorsa; salla gitsin. O yüzün sahibi; ot gelmiş, ot gidecektir büyük ihtimal. O hüznü gözlere yerleştiren; sadece yaşı ya da yaşadıkları değildir insanın. Sizin, acıyı nerenizle gördüğünüzdür mesele. Ve o gördüğünüzü alıp nerenizde sakladığınızdır. Aslında her şey etkileşimdir; etki tektir ama tepkiler başka başkadır. "Yaşamayan bilmez" gibi bir şey savunulamaz mesela. Sen, çok iyi bir hayat yaşarken de; öyle rahat bir hayat  yaşayamayana empati yapabilirsin. Asıl, o empatiyi kurabilmek için gerekir kocaman yürek. Yoksa yaşadıkların, zaten senin vak'an, gerçeğindir. Kendine veya kendin gibi olan birine, eşine, dostuna acımak; dünyanın en basit ve sıradan işidir ve hiç de derin bir merhamet, bir vicdan göstergesi değildir.


"Hüzün" diyordum değil mi... Hüzün, sadece çocukların yüzüne yakışmaz biliyor musunuz. Yakışmaz işte, eğreti durur. Çünkü çocuk dediğin, henüz o yüze, o gözlere, kötü bir şeyler oturtabilecek kadar zaman geçirmemiştir bu dünyada. Veya hani öyle olması umut edilir. Umut edilir de... Birileri gelir; o çocuk yüzlere korkuyu, gözlerine hüznü, çehrelerine umutsuzluğu ve ölümü oturtur. Birileri gelir; o günahsız masum yüzlerin ırzına geçer. Ve onlar, bir daha hiç çocuk olamazlar.


https://www.youtube.com/watch?v=gkMnpFlO7CI


Hiç böyle art arda, erkenden büyümüş çocuk fotoları görmemiştim. Hepsi de kocaman olmuşlar minik bedenlerine rağmen. Gözle görünen yaraları bereleri, nasıl da görünmez oldu gözümde. O çocuk ruhların, nasıl bir vahşetle katledilip; yüzlerine, kırk yıllık acı çekmiş erişkin ifadelerin yerleştirildiğini düşününce, fiziki yaralarına kör oldum bildiğiniz. Yani; dirsekleri mi, dizleri mi  kanamış; hiç bilmiyorum. Sadece, içlerinin kanadığını görüyorum.


"Eğer dünyanın çocukları, gülmek yerine ölüyorlarsa; Farjad'ın kemanını dinlememek gerekir" dedim ama; hani ben dağıldım, siz de dağılmayın, diye dedim. Hüzünle girdik ya konuya, herkesin hüznü de aynı değildir gerçi. O çocukların yüzünde trajediyi yakalayan fotoğraf sanatçıları; bir daha dönmemecesine öz yurdundan kovulan Farjad ve bu ikisini bir videoda birleştirebilen derin yürek, aynı hüzün eşiğindedirler mesela. Dünyadaki acıları algılayışları aynıdır. O acılar, kalplerini öyle sıkıştırmasa; o deklanşör öyle basmaz, Farjad kemanı öyle çalamaz, bu videoyu hazırlayan, dinleyip izlediğimizde bizi dağıtan bu kombinasyonu oluşturamaz.


Yani velhasıl; bunların hepsi yürek işidir. Bazı kalpler birbirlerine benzerler, sahiplerinin yüzleri gözleri de birbirine benzer. Yıllarca görüşmemiş ama bir araya gelince, kaldıkları yerden devam eden dostlar gibidir o kalpler. O yüzden; birbirlerini görmeden tanır, hiç bilmedikleri şarkıları aynı tondan söylerler.


Kalpten süzülen, başka türlü tınlar, her ne olursa olsun...
Hatasız, detonesiz, sekiz notanın dizildiği  gam gibi nizamlı,
abartısız, olduğu gibi,
su gibi...


YORUMLAR

02 Ekim 2018, 17.36
Sevmeyi keşfetmeli

03 Ekim 2018, 11.20
Ya herkes yönetimden ricacı oluyor, ben de olmak istiyorum: Mümkünse, bu Babette kişisini klonlayabilir miyiz. 10-20 kopya olabilir. Kim bilir ne güzel yorumlar okuruz 20 tane ondan olsa. Mümkün mü Sayın Yönetim?  smile Resmi


Babette, senin de yüreğine sağlık smile Resmi Arada öyle şeyler yazıyorsun ki, şiir olsun, alıntı olsun, edebiyata dair bir yerde olduğumu hissettiriyorsun bana. Katkı vermişsin yazıya, ne güzel yazdığın. Uuzuun uzunn düşündüm İskender Pala'nın sözlerini. En çok; hüznün,şükretmenin, diğer adı oluşuna kafam takıldı, daha da çook takılır. Teşekkür ederim güzel yorumun için. Bir şiir ekleyeyim oku, sev! :)


Baylar!
Bin dokuz yüz seksen birdeyiz, karşınızda eylülün sesi
Ağustosa çekildi eylülün sesi, birazdan konuşacak;
"Bu dünyada yaşamak, can sıkıcı bir şeydir baylar"


Tepelerde bulamaçların kahverengi eridiği,
eriyip sarı sarı aktığı bir mevsim.
Bir saat gibi işlerken avucumdaki güz çiçeği;
yosunların, kapılara usulca tırmanıp yerleştiği,
yani eylülün sesi, buysa çok iyi baylar


Yaz geçti, sözgelimi midyelerden yorulduk
eni boyu belirsiz bir ıslaklıktan,
upuzun gündüzlerden, sevimsiz otellerden...
Eylül ki, sorabilir mi; "hüzünler iç kamaştırıyor, aşklarsa niye yoksul?"
Bir asfaltın kuru sıcak soğuğundayız;
oysa bir deniz feneri, mevsimsiz ölür baylar


Dahası;
bu düğmesiz giysileri şöylece giymek, bir boşluğu giyinmek mi olur?
Olsun...
İşte karşınızda ekimin sesi, kasımın sesi sonra
Yağmurun eşliğinde çocuğunu emziriyor yaz
Bundan böyle, günlerimiz nasıl geçecek baylar?


Her şey, o kadar dokunaklı ki...
Eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen;
dağınık, renksiz bir mozaik gibiysem,
üstelik yalnızsam bir de -telefonda kuş sesleri-
Aynalardan duvarlara, bir üzünç akıntısı
Bu dünyada çekingen olmak çok iyi bir şeydir baylar


Sonra bir kır kahvesi kendini okurken;
masaları toplanmış, bardakları toplanmış,
tam kendini okurken,
derim ki; bir semti iyi tanımak kadar iyi tanımalı dünyayı
Açın radyolarınızı; eylülün sesi
Bu dünyada, "can sıkıntısının" bir başka anlamı var baylar


Elmalar silik silik kırmızı artık, olsun...
Gözlerimiz tozlanmış, kirli
Gizlisi yok, bu dünyada böyle sıkılmak iyi
Sıkılmak iyi baylar
Biz hazır tuttukça böyle;
içi yangından alev alev, dışı buz tutmuş kalplerimizi.


Edip Cansever



Keşfedelim Tiagmo, tamam. Altına benzer bir şey bulduğumuzda, sevelim. Tenekelerden, altın olamayacağını, çölde su aranmaması gerektiğini de bilelim ama. Öyle her önümüze geleni de sevmeyelim. Yoksa sevmek fiilinin bir kıymeti kalmaz. Yoksa sevdiklerimiz, kendilerini hiç ayrıcalıklı hissedemezler. smile Resmi
05 Ekim 2018, 12.29
Ben kaliteli seri üretimden yanayım Babette, yoksa nerde çokluk, orda malum kaka şey .dd Ondan şey ettim yönetimden .d Kendi kendini kıskanma ayrıca, nedir o süpürgeyle kovalamalar filan smile Resmi Behçet Necatigil şiirin, bana nostalji yaptırdı. Ben buraya geldiğimde, diye düşünmeye başladım :) Bir de "gelin" geldi aklıma; hani oynamaya niyeti olmayan gelin, yerim dar dermiş :) Sen otur oturduğun yerde, kaldırmaya çalışanlar olabilir, o vakit süpürgeyi kullanabilirsin .p Sende süpürge biterse, benden iste, bende koleksiyonu var.dddd Uçan halım da var sonra, neleeeeer nelerrrrrrr .dddd

08 Ekim 2018, 04.15
Tam uyuyucaksınız bir çığlık sesi...
Cocugunuz ağlıyor, 
Ne mutlu size ki çocuğunuz hayatta.
Dünyanın başka bir yerinde şu an 
çocuklar ölüyor... 
Farid Farjat
Hiç şüphesizki çocuklar dünyanın en masum canlılarıdır,çikan savaslarin en masum magdurlari:((
Farjad'ın kemaniyla görüntülenen resimler günümüzde gerçekleşen acı dolu fotoğrafları izleyince
ve senin anlatımınla inanılmaz duygulandım. Ölüm acı hüzün hic bir çocuğa yakışmıyor !
Guzel yüreğine sağlık ayrıca sen hep yaz fazla yorum yapmasamda sıkı takipçinim:)
09 Ekim 2018, 01.24
Hiç okumamıştım Farjad'ın bu sözlerini Lorin çok etkileyiciymiş. Yazıda yazdıklarım, sandığımdan daha da isabetliymiş meğer. Farjad'ın yazdığı gibi hiç algılamadık bizler belki. Çocuk ağlıyor diye, sevinilebileceğini hiç bilmiyorduk. "Eyvallah" üstada, kalbinden kemanına dökülen acıya "eyvallah". Ne güzel tamamlamışsın şu yazdıklarımı. Senin de güzel yüreğine sağlık arkadaşım. Benzer kalpler, birbirini tanır, dedik ya... Tanır işte... Sana da kocaman bir "eyvallah"  smile Resmi
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın