Yaksila'lı Kaila I-II
15 Ekim 2018, 08.52 A- A+
Zamanlardan bir zaman; Aineksos gezegeninde, Jumar adında bir ülke varmış. Bu ülkenin kralı, çok bilge biriymiş. Ülkenin her yerinde okunup yazılmasını; insanların, çok ama çok kültürlü olmasını istermiş. Aineksos'un diğer ülkelerinden insanlar gelir; bu ülkede, kendi dillerini, kültürlerini tanıtır ve bilge krala hizmet ederlermiş. Ülke insanları, kralın bu bitmek bilmez öğrenme ve öğretme merakından zaman zaman da sıkılırmış hani. Sefahat ve eğlenceyi özler, komşu ülkelere ziyaretlerde bulunurlar, vur patlasın çal oynasın eğlenirlermiş.
Kralın etrafında öyle çok kadın varmış ki... Bu saray kadınları, kralın takdirini kazanmak için olmadık şeyler yapar, türlü entrikalar döndürür, birbirlerinin saçlarını-başlarını yolarlarmış. Bilge kral hiçbirine yüz vermez, dünyevi zevklerle ilgilenmez; ülkesinin ilerlemesinden başka hiçbir şey düşünmezmiş. Daha bir kadınla, bir geceden fazla ilgilendiği; hani bir kadına, gözünün ikinci bir kez kaydığı bile görülmemişmiş.
Bir gün, Yaksila ülkesinden bir kız gelmiş saraya. Bu kız; bilgili, öğrenmeye meraklı ve zekiymiş. Sarayın hanımları, bu kızın etrafını sarmış ve ona pek bir ihtimam göstermişler. Sarayın, bir cadı kazanı olduğunu duymuş olan Kaila, bu hoş karşılamaya hem şaşırmış hem de pek sevinmiş ve tüm kalbini, olanca içtenliğiyle açmış bu insanlara. Onlara, hiç duymadıkları güzel hikayeler anlatıyor, kemanınından çıkan ezgilerle ruhlarını doyuruyormuş. Gel zaman git zaman; Kaila, kralın da dikkatini çekmiş. O da, zamanla Kaila'yı çok sevmiş, hikayelerinin ve kemanından çıkan ezgilerin dinleyicisi olmuş. Oturup saatlerce sohbet ederler; bilimden, sanattan konuşurlarmış.
Günler böyle akıp giderken; Kaila bir sabah kalktığında, saçlarının bir tarafının kesildiğini görmüş. Ne olduğuna bir türlü anlam veremeyen Kaila; çaresiz, saçlarını o kesiğe uydurup kısaltmış. Günler günleri, aylar ayları kovalamış. Neredeyse haftada bir, uyandığında saçlarının ucundan kesildiğini görüyor, sessizce ağlıyor ve ne yapacağını bilemiyormuş. Bir gün kral Kaila'ya; neden saçlarını sürekli kestiğini sormuş. Kaila durumu anlatmış ve ne olduğunu bilemediğini söylemiş. Kötü bir ruhun kendisine dadandığını ve saçlarını belirli aralıklarla kestiğine inanmaktaymış. Kral, bu durum üzerine, Kaila'nın odasının kapısına, geceleri gizlice gözetlemek üzere bir nöbetçi yerleştirmiş.
Kralın etrafında öyle çok kadın varmış ki... Bu saray kadınları, kralın takdirini kazanmak için olmadık şeyler yapar, türlü entrikalar döndürür, birbirlerinin saçlarını-başlarını yolarlarmış. Bilge kral hiçbirine yüz vermez, dünyevi zevklerle ilgilenmez; ülkesinin ilerlemesinden başka hiçbir şey düşünmezmiş. Daha bir kadınla, bir geceden fazla ilgilendiği; hani bir kadına, gözünün ikinci bir kez kaydığı bile görülmemişmiş.
Bir gün, Yaksila ülkesinden bir kız gelmiş saraya. Bu kız; bilgili, öğrenmeye meraklı ve zekiymiş. Sarayın hanımları, bu kızın etrafını sarmış ve ona pek bir ihtimam göstermişler. Sarayın, bir cadı kazanı olduğunu duymuş olan Kaila, bu hoş karşılamaya hem şaşırmış hem de pek sevinmiş ve tüm kalbini, olanca içtenliğiyle açmış bu insanlara. Onlara, hiç duymadıkları güzel hikayeler anlatıyor, kemanınından çıkan ezgilerle ruhlarını doyuruyormuş. Gel zaman git zaman; Kaila, kralın da dikkatini çekmiş. O da, zamanla Kaila'yı çok sevmiş, hikayelerinin ve kemanından çıkan ezgilerin dinleyicisi olmuş. Oturup saatlerce sohbet ederler; bilimden, sanattan konuşurlarmış.
Günler böyle akıp giderken; Kaila bir sabah kalktığında, saçlarının bir tarafının kesildiğini görmüş. Ne olduğuna bir türlü anlam veremeyen Kaila; çaresiz, saçlarını o kesiğe uydurup kısaltmış. Günler günleri, aylar ayları kovalamış. Neredeyse haftada bir, uyandığında saçlarının ucundan kesildiğini görüyor, sessizce ağlıyor ve ne yapacağını bilemiyormuş. Bir gün kral Kaila'ya; neden saçlarını sürekli kestiğini sormuş. Kaila durumu anlatmış ve ne olduğunu bilemediğini söylemiş. Kötü bir ruhun kendisine dadandığını ve saçlarını belirli aralıklarla kestiğine inanmaktaymış. Kral, bu durum üzerine, Kaila'nın odasının kapısına, geceleri gizlice gözetlemek üzere bir nöbetçi yerleştirmiş.
Nöbetçi, gecelerden bir gece, iki saray kadınının odaya girdiğini ve Kaila'nın saçlarını kestiğini görmüş. Kadınlar onu görmeden uzaklaşmış oradan ve krala gidip ne olup bittiğini anlatmış. Bu kadınlar, krala meftun olan saray kadınlarındanmış. Ve Kaila'ya yakınlığını kıskanıp; onu çirkinleştirmek, kraldan uzaklaştırmak için ellerinden ne gelirse yapıyorlarmış. Durumu anlayan kral; nöbetçiye, takibe devam etmesini emretmiş. Ve bu olay, haftanın her çarşamba günü tekrarlanarak devam etmiş. Bazı geceler, başucundaki suya bir şeyler kattıklarını da görmüş nöbetçi. Kaila'nın günden güne sararıp solmasını da açıklayan bu son hadise, kralı iyice öfkelendirmiş; kadınları, derhal cezalandırmak istemiş. Ama Kaila, kral bunu yaparsa, daha da kötü şeylere maruz kalabileceğini dile getirip; kralı, cezalandırılmamaları yönünde ikna etmiş.
Kaila; ona yakınlık gösteren bu saray kadınlarının, meğer ona düşmanlık ettiklerini, kralın dikkatini bir türlü çekemediklerinden, ona diş bilediklerini düşündükçe, çok ama çok üzülmüş. Daha önce birbirlerine olmadık şeyler yapan, birbirlerinin kuyusunu kazan bu kadınların; nasıl bir olup içlerindeki nefreti kendisine yönelttiklerini düşününce; hem çok şaşırmış hem de çok korkmuş ve Tanrı'ya dua edip, bu kıskanç kadınlardan onu korumasını dilemiş Kaila.
Kısacık saçlarıyla oğlan çocuğuna dönen Kaila; zaman gelmiş, müthiş bir karamsarlığa ve hüzne kapılmış. Kendisi hakkında olmadık şeyler uyduruyor; kendisinin, karanlık iblislerle beraber olduğunu, saçlarından kara büyüler yaptığını söylüyor; çarşamba günü ve cadılıkla alakalı korkunç hikayeler anlatıyor; sarayda, bu tevatürün dilden dile dolaşmasını sağlıyorlarmış. Neredeyse artık onunla kimseler konuşmaz; kimseler kemanını da hikayelerini de dinlemez olmuş kraldan başka. Bu hale artık dayanamayan Kaila; kraldan, bir süreliğine kendisini affetmesini ve ülkesine gidip yakınlarını görmek istediğini, söylemiş. Kral, iki yıl sonunda dönmesini şart koşup Kaila'ya izin vermiş ve onu, Yaksila'ya yollamış.
YORUMLAR