gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Öyle İmkansız, Öyle Mümkün'

05 Kasım 2018, 08.26
A- A+

Siz, sevilmeye değersiniz. Hepiniz kıymetlisiniz. Olmamışlığına, olduramamışlığınıza bakmayın. Hayat bu, olmuyor işte her istenilen. Ama değil mi ki beni sevmişsiniz, ben de sizi sevmişim; ötesi yok. Birbirimizi zaman ayrılacak değerde bulmuşuz; o zamanlarda sevmişiz birbirimizi. Bu olmamışlık değil.  Zaman tutmaz, şartlar tutmaz, şu ve bu tutmaz. Olsun... Olmayacak olanın, olamayacak olması; bazı şeylerin, gayet olmuş ve gayet tutmuş olduğu gerçeğini değiştirmez ki. Bakmayın olmayacak olduğuna, her şeyin de olması gerekmiyor. Ötesinin olamayacağını bilmek; olanı kıymetsizleştirmiyor. Fakat bu hikaye, bir başka hikaye, biliniz.


Kiminiz, usul usul sevmiş; kırmaktan, rahatsızlık vermekten çekinerek, içinden içinden, hiçbir şey beklemeden. Kiminiz şiddetle sevmiş; yıkıp dökmek isteyerek, hırsla, her şeyi bekleyerek. Kimi eğlenerek sevmiş; şakaya vurmuş, "yanımda kalsın da varsın böyle olsun" demiş yetinerek, az şey bekleyerek. Kimi kaçmış gitmiş; olmayacak olmasını kabullenmeyerek.  Fark eder mi, bir şekilde sevmişsiniz işte...


Değerlisiniz ve o  değeri karşılayacak şekilde sevilmelisiniz, taammüden yani, şerhsiz... İşte dedim ya; bu hikaye başka bir hikaye: Ucu kapalı; noktanın sonrasında başka bir cümle kurulamayacak; imkansızı, mümküne çeviremeyecek türden.

İşte bu yüzden;

Eyvallah, teşekkür ederim beni sevdiğiniz için. Ve özür dilerim; değeriniz ölçüsünde, sevginin hakkını vererek sizi sevemediğim için.



YORUMLAR

05 Kasım 2018, 09.09
selam, süper yine tüm kalbimle katılıyorum yazdıklarınıza bazı şeyleri irdelememek lazım diye emeğinize sağlık ...
05 Kasım 2018, 10.14
Kendimi "usul usul sevenler" listesine dahil ediyorum. Böylesi daha iyi, yıkmak da yok kırmak da...




06 Kasım 2018, 00.31
Ah be Cezbe, kimseyi hakkını vererek sevemezsin zaten. Çünkü tüm meydan okuyanlar yanlış biliyorlar, giden; azdan az, çoktan çok değildir. Giden, her zaman; azdan çok, çoktan azdır. O nedenle kendine haksızlık etme, sonuçta öyle yada böyle sen de bir miktar sevebilmişsin sevenlerini işte. Bu kadarcık ödeme bile, o kalın veresiye defterlerini yırtmaya kafi gelir...;)Dünya da böyle ama, asla durmaz hep bir devinim, hep bir değişim. El mecbur deveyi güdeceksin, diyardan gidene dek...
06 Kasım 2018, 07.55
Pınar; teşekkür ederim yorumunuza. Anlaşılmak, anlatabilmek kadar değerli benim için. smile Resmi


1Yalnızlık; her zaman çok sevmişimdir bu nesli tükenmek üzere olan naifliğini biliyor musun smile Resmi


Çok güzel analiz etmişsin yazdıklarımı Şehr-i19Mayıs, teşekkür ederim detaylı yorumun için, katılıyorum ben de senin yazdıklarına smile Resmi Pınar'ın söylediğine halel gelmiyor sen böyle yapınca. Konu irdelenebilir elbet, maksat sevgi ve sevgili kanatılıp didiklenmesin :) Söz ettiğin isyana başvurmadan kabullenebilme sükuneti önemli, haklısın. Tevekkül müessesesi bunun için var.d Senin söylemiş olduğundan biçim olarak biraz farklı ama tam da bu yüzden yazdım bu yazıyı biliyor musun. Israrla "kıymet" vurgusu yapmam bu yüzden. Geride kalan kendini değersiz hissediyor. Belki de giden, o geride kalana "değerli" olduğunu hissettiremiyor. Burada bir hata yapıyoruz. İşin başka bir yönü de şu ki;  hiç anlayamadım hayatım boyunca: Sana, vakt-i zamanında onca güzel şeyi yaşatan insana, gün geliyor da nasıl düşman olabiliyorsun? Bunu çözemedim, çözemeyeceğim de... Güzel anıları geri dönüşüme gönderme konusunda muhteşemiz, düşman olmak konusunda da doktora seviyesi!


Kırmak da olur, kırılmak da... Sevip değer verdiğine kırıldığı düşünülürse insanın, küçük kırgınlıklar çok da mühim değil. Belki de ilişkinin imtihanıdır diye bakmak gerek. Aynı konuda mütemadiyen kırılıyorsan da; verdiğin değer, karşılığını bulmuyor demek. Sinyaller çalmalı; yanlış insan! Derhal olay mahallinden ayrılmalı Helinim. Kadın -erkek ilişkilerinde, beni öyle derinden kıran olmadı. Şanslı insanlardan olabilirim bu konuda. Daha çok istemeden kırmış olabileceklerim içindi bu yazı. Veya daha doğrusu; "kırık hikayeler" için diyeyim. Güzel sözlerinle sevindiriyorsun beni. Biliyorum kalpten yazdığını, sen de biliyorsun benim sana kalpten yazdığımı. Hiç eğrilik-büğrülük, hiç riya yok. Bu yüzden böyle içten seviyoruz birbirimizi smile Resmi
06 Kasım 2018, 11.13
Masanın hemen ucunda, ha düştü ha düşecek gibi duran, şahane bir camdan vazoya benzer bu işler. İçinde iki çiçek, öylece durmalıdırlar; kıpırtısız, ses etmeden. Yoksa, en ufak bir sesle, devinimle yere düşüp tuzla buz olur o canım vazo; iki çiçek de, cam kırıkları içinde ölür susuzluktan sonra.


Bunları yazınca aklıma geldi: "Su vermeye benzedik plastik çiçeklere" diyor ya Emre Aydın. Ne güzeldir o şarkı be Blue:) Belki de plastik kıvamında olmalıdır o çiçekler, ki düştüklerinde ölmesinler. Plastik olan şeyleri sevmem ama. Ne kendimi, ne de karşımdakini ucuz, donuk bi plastik gibi görmek istemem. Ben tam da o yüzden, hakkını vererek severim işte. Mümkün bu, niye olmasın. Mümkün olmayan; imkansızı, mümkünlü hale getirmeye çalışanların nafile uğraşı benim için. O başlıktaki MÜMKÜN'ün üzerindekini, "değil" işareti niyetine taammüden koydum :)


Rasyonalitenin üzerine çıkan ağır romantizm, gümler, illa ki! Sen de akıldan uzaklaşmazsın biliyorum -çalışırsın yani:)-, yorumunun geniş pencereden gördüğü ufku da görmedim sanma. smile Resmi  Fakat ne gideni, ne kalanı asmam ben. Yoksa giden için, vazgeçilenle birlikte geçirilen vakit ahmaklıktan başka bir şeye işaret etmez. Vazgeçtiğine sallıyorsan, bir nevi kendini de gömmüş olursun. Karşılıklı sevmek, biraz da vakit işidir, benim vaktim de kıymetlidir .p Yaptığım da; değere, "değerlisin" demek. Hepsi o.


Esasında her şey tercihlere bakar. "Giden, azdan çok" tekerlemeni karşılar bu yazdığım. Tercih ediyorsan, tercih edilenin hakkını veriyorsun demektir bir yerde. En azından çalışıyorsundur. Masanın kenarında düştü düşecek gibi duran şahane vazolardaki çiçeklerden olmamaya adaysan, bildiğin uğraşıyorsundur. Niye hakkını vermeden sevemiyormuş kimse paşa? :)

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın