gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Küçük Fahişe, Büyük Colt ve Islak Sıçan

02 Ocak 2019, 05.09
A- A+

Eve geldiğinde saat çoktan 02:00'yi geçiyordu. Eve girdikten hemen sonra ani bir gök gürültüsünün ardından sağanak bir yağmur başladı. Üzerine tek damla yağmur düşmemişti. Ne kadar şanslıyım diye düşündü.
O akşam kız arkadaşları ile buluşmuş; havadan sudan başlayan konuşmaları, bir süre sonra -aldıkları alkolün de etkisi ile- uzun zamandır görüşmedikleri ve aslında pek de sevmedikleri bir arkadaşlarının, birkaç ay önce aldığı Yorkshire teriyerine ve nihayetinde de, bu küçük köpeği neden hiçbir zaman yanından ayırmadığı meselesine gelmişti. O an orada bulunmayan zavallı kızcağız, kendisi ve köpeği ile ilgili oldukça uzun süren ve pek çoğu müstehcen içerikli olan şakalardan ancak, konu, bu tür samimi kız buluşmalarının kaçınılmaz son durağı olan erkek arkadaş mevzusuna geldiğinde kurtulabilmişti.

Off nefis bir gece idi. Bunu daha sık yapmalıydı. Ama çok da yorulmuştu. Eve girer girmez montunu çıkarıp girişteki portmantoya astı. Akşam, küçük aperatiflerden başka bir şey yemediğinden olacak, eve girdiğinde büyük bir açlık hissetti. Hızla mutfağa gitti. Su ısıtıcısına biraz su doldurup, düğmesine bastı. Buzdolabından birkaç dilim macar salamı, birkaç dilim kaşar peyniri ve bir iki yaprak da marul çıkarıp mutfak tezgahına bıraktı. Sepetten aldığı iki dilim tost ekmeğine bu malzemeleri gelişi güzel tıkıştırıp hazırladığı sandviçini bir tabağa koydu. Bu sırada su da ısınmıştı. Isıtıcıdan aldığı suyu sade kahve koyduğu büyük fincanına boca etti. Hımmm, bu kesif kahve kokusuna bayılıyordu. Beklemeksizin mutfaktaki masaya kuruldu ve nefis kahve eşliğinde sandviçini yemeye başladı. Hem gecesi, hem de gecenin devamı müthiş geçiyordu. Bunun verdiği keyifle yemek yerken bile gülümsüyordu.

Yemek faslını atlattığında tüm yorgunluğuna rağmen uyumak istemediğini fark etti. Salona geçti. Gözü televizyon sehpasının üzerinde duran ve eski erkek arkadaşının övgüsü nedeni ile aldığı, ama bir türlü vakit ayırıp da seyretmediği ''Pulp Fiction'' dvd'sine takıldı. Dvd'yi eline aldı. Uma THURMAN'ın dvd kapağındaki pozu müthişti. Karar verdi, bu akşam bu filmi izleyecekti. Zaten bu filmi izlemek için bundan daha iyi bir akşam da olamazdı. Yine gülümsedi. Dvd'yi player'e yerleştirdi. Polar battaniyesine sarılıp, televizyonun karşısındaki kanepesine kurulmadan hemen önce de ışıkları söndürüp, perdeleri de sıkı sıkıya kapadı. Ve kumandanın play tuşuna bastı.

MIRAMAX logosundan hemen sonra filmin sesli introsu başladı.

Pulp:
1- Yumuşak, nemli, şekilsiz kütle.
2- Edebi değeri olmayan ve son şeklini almadan baskıya verilmiş dergi yada kitap türü yayınlar.
Amerikan Herigate Sözlüğü
New College Baskı

''Hımm, enteresan'' dedi ve tüm dikkati ile filmi izlemeye başladı.

Yorgunluktan, bir süre sonra kaykılıp uyuya kaldığı kanepeden; Samuel L. JACKSON'un haykırışları ile uyandı. Siyah takım elbiseli, dev cüsseli zenci, elinde tuttuğu yine kendisi gibi kocaman olan 45'lik Inox Colt tabancasını, berjerde oturan Amerıkan Kolej giyimli 20'li yaşlardaki beyaz çocuğun suratına doğrultmuş, bağırıyordu.
- Sence Marcellus WALLECE bir s.rtük mü?
- Ha, ha, ha, hayır.
- O zaman neden onu becermeye kalktın?
- Ne, ne, ne???
- Sen nerelisin Brad?
- Ne, ne, ne?
- ''Ne'' diye bir ülke bilmiyorum p.ç kurusu.
- Söyle bakalım, Kutsal kitap okur musun evlat?
- E e e, evet.
- O zaman; kitaptan ezberlediğim bir parça var ve görünüşe göre bu duruma tam oturuyor. Ezekiel 25'e 17. ''Erdemli adamın yolu bencillerin insafsızlıkları ve kötü insanların zulmü ile sarmalanmıştır. Ancak merhamet ve iyi niyet adına karanlıklar vadisinde zayıf olana rehberlik eden kişi kutsanmıştır. Çünkü kardeşinin gerçek hamisi ve kayıp çocuklarının kurtarıcısıdır o. Kardeşlerimi zehirlemeye ve yok etmeye kalkışanlardan intikamımı mutlaka alacak ve onları büyük bir öfke ile vuracağım ve senden intikam almaya geldiğimde adımın T. olduğunu anlayacaksın.''
Haykırarak yapılan ve Holly Bibble ile süslenen bu etkileyici ve bir o kadar da korkutucu konuşmanın sonunda ayakta duran dev cüsseli zenci, koltukta oturan genç beyaz veledin üzerine doğrulttuğu devasa Colt'unun tetiğine art arda bastı. 
Bang, bang, bang...

''Vay canına'' diye çığlık attı. Sahnenin dehşetinden ve kurgusundan büyülenmişti. Gerçekten müthiş sahneler var, ayık kafa ile baştan izlemeliyim bu filmi. Adam haklı imiş diye geçirdi içinden.

Adam???

Bir anda uykusundan tamamen uyandı ve bedeni histeriye tutulmuş gibi sarsıldı. Kalbi deli gibi atmaya başladı. O kadar ki; kalp atışlarının temposu ve şiddeti sanki derin derin nefes alıyormuşcasına iri göğüslerini titretmeye başladı. Sarmalandığı polar battaniyeden kurtulup ayağa fırladı ve hızla pencereye doğru koştu. Pencerenin kenarına ulaştığında kalbinin deli gibi atışına, bacaklarının titremesi de eklendi. Büyük bir korku ve endişe içinde idi. Bir süre pencerenin önünde sakinleşmeyi bekledi.  İki dakika kadar sonra, bu sarsıcı delilik halinin bir parça olsun hafiflemesini fırsat bilip sol elinin işaret parmağı ile perdenin ucunu kavradı ve oldukça yavaş bir şekilde perdeyi sola doğru itti. Perdenin gizinden kurtulan pencerenin ufacık aralığından aşağı baktı. Oradaydı. Uzun zamandır görmediği ve gece yarısı eve döndüğünde görmezden gelerek hemen önünden geçtiği eski erkek arkadaşı, evinin hemen karşısındaki sokak lambasının altında, yağmurdan sırılsıklam olmuş bir şekilde hala dikiliyor ve hala penceresine bakıyordu. Gözlerini kapadı ve perdeyi de yana açtığı hızda yavaşça kapadı. Geri döndü, kanepeye oturmadan kumandadan dvd payerin off düğmesine bastı. Ve ayaklarını sürükleyerek salonu boydan boya geçti. Bir an önce yatağına uzanmak istiyordu. yatak odasına doğru ilerlerken, kapıyı kilitlemediğini anımsadı. Geri dönüp antreye doğru ilerledi. Anahtarlar kapı girişinde dresuarın üzerinde idi. Anahtarlara uzandı. Ama bir anda başı döndü. Elleri ile dresuarı yan taraflarından kavradı. Başını önüne eğdi ve bir kez daha gözlerini kapadı. 1 dakika yada biraz daha fazla bir süre o halde kımıldamadan bekledi. Kendini toparladığına kanaat getirdiğinde başını yavaşça yukarı kaldırıp dresuar aynasında kendisine baktı. Yüzünde birkaç dakika önce yaşadığı endişe ve korkudan eser yoktu. Gülümsemeye başladı. Pembe, kalın ve etli dudaklarını hafifçe yayan, umarsızlık, gurur ve kibir dolu bir gülümseme.

Aynadaki aksine ''Sen tatlım'' dedi, ''Tanıdığım en aptal kadınsın.''
''Saat nerede ise sabahın dördü ve sen hala makyajını temizlememişsin.''

YORUMLAR

02 Ocak 2019, 17.01
Eee n'olacak şimdi, şahane olmuş bu yazı smile Resmi Yani bekliyordum da bu kadarını da beklemiyordum doğrusu Blue. Çok kaliteli olmuş yazın, öncelikle çok kaliteli... O uuuuuupuzun cümlelerin altından kalkmak her babayiğidin harcı değil. Babette'nin dediği gibi; betimlemeler öyle sağlam ki, insan, kadınla beraber yaşıyor an'ı. Su ısıtıcısının sesini bile duydum kaynarken .pp Çok da gizemli ayrıca. Aklıma gelen soruların cevabını, dilerim ikinci bir yazında verirsin. Çok mutlu oldum seni okumaktan.
03 Ocak 2019, 01.52
Merhaba Fıjjttttt fujjjttt ciiiykkk  smile Resmi
Yazımı beğenmene sevındım. Tabı baslıgı da... tsk ;)

 
03 Ocak 2019, 02.05
Hosgeldın bloguma Cezbe. Boyle yazmak da tuhaf hıssettırdı sımdı..:) Senın okumuş ve begenmıs olman benı cok mutlu ettı doğrusu. Gercı belırttıgın kadar ıyı olmuş mu cok emın degılım. Hıkaye gerçekten sahane ıdı ama, sonradan yazdıklarımı okuduğumda kadının ruh hali belkı daha ıyı anlatılabılırmıs gıbı geldı bana.
Ote yandan kesınlıkle redakte edılmelı, ınsan kendı yazdığını düzeltme konusunda cok ıyı olamıyor maalesef. Sen bunu ıyı bılırsın dıyecegım ama cok da gecerlı olmayacak bu soylemım. Cunku senın yazılarında,  zaman ekı ve ımla hatası pek bulunmuyor... ;)
Tesekkur ederım ılgıne ve ovgune...
03 Ocak 2019, 06.37
Yazmış olduğunuz yazınız okumaya deger.Yazınız daki bir cümle dikkatimi çekti , kutsal yazılarda Ezekiel diye geçmez Hezekiel diye geçer 25 BAP 17 ayeti "Ve kızgın azarlamalarla onlardan büyük öçler alacağım ; ve ben öcümü onların üzerine getirince bileceklerki , ben RABBİM "

Güzel bir paylaşım ..
03 Ocak 2019, 13.52
Eyvallah. Mia...
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın