Doyulur mu, doyulur mu?
18 Temmuz 2019, 13.11 A- A+
Geçen gece tv izliyordum. Haber değeri olduğu için de suların oluşturduğu ilginç bir mağaradan bahsediyordu. Detayına girmeyeceğim ama bu haber; ben de, bu blogu yazma ihtiyacı hissettiren tefekkür ve düşünceye neden oldu..
Su bildiğiniz üzere, canlı hayatiyeti için en önemli sıvı madde olduğu kadar, en yumuşak varlıklardan da biridir.
Bu mağara örneğinde olduğu gibi sabırla vurduğu dalgalarla en sert kayaları bile yumuşatabilmekte , oyabilmekte ve hatta derin dehlizler açabilmektedir.
Bizler de su misali, ama sabırla en hırçın kayaların şeklini değiştiremez miyiz? Onlar da sığınılacak mağaralar, güvenli bölgeler oluşturamaz mıyız? Ya da o taşların en keskin olan kenarlarını usul usul ama samimi temaslarla, sevgiyle ilmek ilmek işleyerek, keskin ve yaralayan taraflarını törpüleyip kullanılabilecek şekle dönüştüremez miyiz?
Bir bayanın işlediği kanaviçe gibi emek kokulu, emsalsiz motiflere dönüştüremez miyiz?
Ya da, hiç tanımadığımız bir bay ve bayana hitap ederken kullandığımız şefkat dilini, kibarlık ve nezaketi etle tırnak olduğumuz insanlara karşı kullanamaz mıyız?
Bir şarkı da mırıldanan şekliyle "Doyulurmu, doyulurmu, tatlı dile güler yüze....." ilaveten de sevgiyle, şefkatle bakan göze doyulur mu? doyulur mu?....
İlk defa karşılaştığımız veya zorunlu olarak birlikte günün belli saatlerini birlikte geçirmek zorunda kaldığımız insanlara karşı kullandığımız bu yumuşak üslubu, nezaketi, hoşgörüyü ve cömertliği hayatımızın anlamları olan sevgili eşlerimize, kardeşlerimize,parçamız olan çocuklarımıza ve aile büyüklerimize karşı göstermeye ne dersiniz sevgili dostlar.....
Atasözümüzde söylendiği gibi bitirelim vesselam.
"Söz ola kese savaşı , Söz ola kestire başı, Söz ola yedirir ağılı aşı ,Ham yağ ile hem bal ile."
YORUMLAR
Buralarda bi söyleyiş vardır bilmem duydunuz mu :)) El iyisi,derler. O yazıda bahsi geçen, yeni tanıdığı insanlara karşı hitabetinde gayet nezaket sahibi olan insanlar, dediğiniz gibi en yakınlarına karşı aynı davranışı göstermekten aciz kalabiliyorlar :)) Hal böyle olunca da ağzı ile kuş tutsa akl-ı selim insanların nazarında değersizleşiyorlar.
Verdiğiniz "SU" örneği gerçekten çok güzel. Şefkat, sabır, vicdan, vefa, emek... Bunlar ne güzle şeyler. Ama gün geliyor "SU" da yoruluyor.
Çay mı içsek ne hüüüüüüppppppppp jiiiittttttttttt
Yüreğinize sağlık, ne iyi ettiniz de paylaştınız bu yazıyı ....
Hani insanın "Akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğine, deli ol dünya senin kahrını çeksin." diyesi geliyor . :))))
Reçete uygundur inşallah :) Ama sanmıyorum uygulayacağınızı. Bazıları da böyledir işte, yolda bırakılan tüm yükü taşımanın kendi vazifesi olduğunu düşünür, sırtlanır. Sonra da ezildikçe ezilir, bırakın yolda kalsın o yükler :))) Kim bıraktıysa o alsın, taşısın
Siz de doğru söylüyorsunuz Dost_Limanı akar su yosun tutmaz.
Bence ben de haklıyımmmm, haklıyımmmmmmmmmmmmmm haklııııııııııııııııııııııııı :))))))))
[_____] çaylaaaaaaaaaarrrr tepside için gari
Nefesinize kuvvet :))))) Üfleyin Gari
Şaka bir yana, ne güzeldir Yusuf Hayaloğlu şiirleri. "Ah Ulan Rıza" der bi köşe başında, sonra gider "Yağmur İçen Kız" der.
Vs. vs. vs.....
Dramınız değil siz gülümsettiniz Detay :))) Gerçi bazen dramlar da içinde bir yerlerde tebessüm saklar, sadece üstünden zaman geçmesi gerekir gülümsetebilmesi için...
Kısacık bir yazının altında minicik bir tebessüm :) Ne demişler: Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş.
Babette Kaçar