doğum günü...
21 Eylül 2019, 05.30 A- A+Hocam bir metin yazmış doğum günüme, 3 kez okusam, varlığımdan çok mutlu olup ulan 150 yıl
yaşamalıyım diyeceğim. Ben kendimi biliyorum o kadar çekilmem hatta ben kendimi nasıl çekiyorum
bilmiyorum. Hoca hep duygusal.
Düşüremedim beni koyduğu yerden, bırak düşmeyi sendelemiyorum bile!
Hani bazen bir ihtimal olsun düşeyim diye hayal ederken.
Hatta karşılaşırsa bu son cümleyi okuduğunda da gözü dolacak muhtemelen, düşünün öyle kurulu
bir tahtım var sağolsun kendisinde. (Ha bir de, gözlerine müdahale anlamında not bırakayım buraya
söz hocam, okursa anlayacaktır nasılsa.)
Neyse yıl bilmem kaç doğmuşum, aslında tarihi de yıllardır sır gibi saklıyorum kendimden bile ama
son günlerde zırt pırt kimlik çıkar diyenlerim var. Ben o günün nasıl olduğunu merak ederdim
eskiden, sorduğum herkes farklı bir şey söylerdi. Babam hatırlamadı, annemi ben hatırlamıyorum.
Galiba Eylül ayı her hava durumunu uygun oluyor hatırlamak için. Neyse bir yere varamadım.
Sadece, güzel bir bebek olduğum konusunda hemfikirdi kuzgunlarım. Şahindim!
Ama kendi resimlerimi de görmüştüm. Kendime laf söylemek işime gelmediğinden kapattım konuyu.
Şimdi yaklaşık 250 yıl sonra yine bir doğum günümde, En depresif halimden yazıyorum.
Bıktıklarımı sayamıyorum ama her umursamamayı öğrendim dediğimde kendime vurduğum darbeleri
biliyorum. Bir de onu, sadece onu...
Konu aşka gelmese kudururdum!
Galiba yazmayı beceremiyorum aşkı bir cümlenin ardına koyamayacağımı düşündüğümde.
Yazabildiğime yüksek inancımdan değil bu cümlem. Ukalalık algılanmaz umarım ya da hala aklımda
asılı duran saçmalamak türünden sayılmaz.(Her pazar kendisine zenginlik hayali için dua ediyorum)
Sadece onu dedim ya!
İlk kez bir doğum günüme başka bir heyecanla yürüdüm kendi halimde. Parmaklarımın parmaklarına
karışmadığı, bilmediğim bir kokunun peşine düşüp, hiç bakamadığım gözlerin hayalinde, her sabaha
gözlerimi açtığımda yanımda bulduğum bir heyecanla. Hatırlar mı, onu bile bilmiyorum benim
unutmak için çabaladığım günü. Umarım hatırlar...
Çünkü;
o kısacık dokunduktan sonra hayatıma, aklıma düştüğünde, kalbi değdiğinde, sızladığında
içime yığılan kendinin olmadığı özlemini bıraktığı anlar, her defasında çok acıyor canım.
Çünkü;
Hatırlasın istiyorum tüm yaralarıma kendini basar gibi. Ve unutmasın tüm yaralarında olmak istediğimi
Şimdi yaklaşık 250 yıl sonra bir doğum günümde en depresif halimden yazdım.
Dün ve dünümün neye benzediğini unutup, yarına biraz mavi katarken. Ve!
Bir de onun, minnetle avuçlarından öperken...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir