gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Susku...

23 Eylül 2019, 06.32
A- A+





Sen istediğini söyle kelime dağarcığının yettiği kadar. Bir yer geliyor yetmiyorsun hiç bir şeye, Adım
atmak istediğin her yer cam kırıkları, her adımın can kırığı...



Birini seviyorsun canın yana yana, biri beni sevdi diye her şeyi bir kenara iteliyorsun. 
İnanıyorsun. İnsan nefsi yeniliyor. Bir çift söze teslim oluyorsun hesapsızca...
Zaman geçiyor zaten bir an sonrasından haberin olmadan.
Eyüp peygamber sabrı dileniyorsun yaratıcıdan. Eşiğinde bekliyorsundur ölümün, ölmüyorsun!
İçindeki ses daha çekeceğin var diyor, öylece susturuyor!



Birini özlüyorsun ha geldi ha gelecek diye gözün yolunda, elinle eşiğindeki her şeyi süpürüp.
İnanıyorsun. Nefsin eziyet ediyor. Çok uzaktan bir selama diz çöküyorsun. Yenilenen umutla...
Hayat bitiyor zaten sen farkında olmadan.
Canıyla imtihan olan Hz. İbrahim oluyorsun. Ateşinde dururken ömrünün, tarafım belli olsun 
diye çırpınıyorsun. Olmuyor!



Gün geliyor Yusuf peygamber oluyorsun, en yakınlarının seni attıkları çukurda terkedip gittiğini
seyrederken. Bir umut bekliyorsun. Sabrediyorsun. İnsan nefsi terbiye ediliyor ama yine inanıyorsun.
Her defasında Sadri Alışık edasına bürünüyorsun bari bu gol olsun heyecanıyla.
Kazanmana yetmiyor!



Bir başına kaldığında, durup dalıp sesleniyorsun yokluğuna; 
Sen bilmeden dünyayı ayağımın altına serdiğini, sadece küçücük kalbimi veriyorum sana. 
Benimki cimrilik, bencilce seviyorum seni. Oysa gözlerim kapanırken sunduğun hayal ve açarken 
gördüğüm sen, benim kurduğum hayattan çok büyük görünüyor her defasında.


Sen bilmeden her gün benzimin solduğunu, nevrimin döndüğünü seni merak ederken, hesapsız  
sitemler ediyorum sana. Benimki yalnızlık, içim kalabalık seviyorum seni. Bil ki, sözlerim 
dökülürken susturduğum aşk ve konuşurken kalbimde dolaşan sen, senin bildiğinden çok daha fazla büyüyor her defasında. Yokluğu duymuyor, yüzüne anlatamıyorsun. 



Nihayetinde Davut peygamber gibi olmak istiyorsun. Kendi ellerinle yaptığın zırhını kuşanıp, emrine 
verilmiş dağlara kuşlara içini dökmek istiyorken buluyorsun kendini. Nefsin susuyor. 


Kabuğunu mesken tutmuş kaplumbağa oluyorsun. Sadece kendine inanıp, artık bir şeye de 
yetişemiyorsundur zaten. Sallana sallana, ağır aksak, kimisi için bir köroğlu bir ayvaz yaşıyorsun.



Ben istediğimi söyledim kelime dağarcığımın yettiği kadar. Yeri geldi, susuyorum!

















*** Müsaadenizle 
Yazan, okuyan ve tahammül eden herkese teşekkürle.
Bir de, hayalimi öpüyorum avuçlarından minnetle...







YORUMLAR


Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın