Bir Kabağın Duyguları….
01 Kasım 2019, 23.58 A- A+https://www.youtube.com/watch?v=S98-BIpzZuk
Üşüyorum, üzerimde bir ağırlık, ben kıpırdamaya çalıştıkça tepemden bastırıyor. Minnacık bedenimle sere serpe yatıyorum işte o 10cmlik daracık alanda. Pamuklara sarmala mışlar beni :) İçimdeki ürpertiyle ayağa kalkmak istiyorum ama mecalim yok, enerjim hiç yok.
Nemli bedenimde biraz olsun güneşin sıcaklığını hissederek ısınıyorum. Bu nem beni deli ediyor şiştikçe şişiyorum…Engel olamıyorum, içime giriyor, kanıma giriyor, kabuklarımı delerek, yırtarak, tüm bariyerlerimi hiçe sayarcasına… Oysa ki ben ne kadar sakindim sonsuz hiçliğimde.. Tanrının eli dokunmasaydı eğer, sonsuza kadar orada kalabilirdim…
Gün geçtikçe şişiyorum, beynim patlayacak gibi, güneş yine imdadıma yetişiyor, içimi ısıtarak beni sakinleştiriyor. Isındıkça yükseliyorum :)
Bir gün hiç unutmuyorum Martın 12 siydi :) sabahın ilk gün ışığı beyaz tenimi okşuyor, bir sevinç var içimde nedensiz, haykırmak istiyorum, sanki zamanın zamanı dolmuş, içim- dışıma sığmaz olmuş, bu coşkuyla fışkırırcasına ilk sülünümü veriyorum, çekirdeğimden koparak, bu acı kopuş sonrası, bir o kadar da tatlı ilk nefes… köklerim yerde başım göğe doğru…
Zaman yol almaya başladı artık tik-tak… Artık delirtmiyordu bu nem beni, yerini çağlayana bırakmış, beni büyütmeye, yükseltmeye adamıştı kendini… İlk iki yaprağımı hatırlıyorum hayal-mayal birbirine sarmaş dolaş olmuş, ben - o ayrımı olmadan birbirine sarılmışlar. Sonraları ayrı yönlere gitselerde kökleri birdi onların….
Dış sesleri de duymaya başlıyorum, yapraklarımın üzerindeki minik tüycükler sayesinde, antenlerim onlar benim :)) bir sürü çanak antenim var… Birden tepemde yumuşacık bir ses duyuyorum,
-Ay sen ne kadar şeker bir şeysin, büyüdün mü bakim sen…
Antemlerimi kıpırdatmaya çalışarak evet-evet demeye çalışıyorum, ama beni fark etmiyor :)) bile.
Nerden bilirdim ki bu melek sesin bir gün yavrularımın celladı olacağını
Gün geçiyor boyum 5 cm e yükseliyor. Hiç büyümeseydim keşke diyorum. Haşin iri bir elin avuçlarındayım, İlk evden ayrılışım. Yapraklarımı büküyorum yere doğru… Ama farkedilmiyorum :(( Gitmek istemiyorum şekli yapıyorum ama anlaşılmıyorum :)))
Ama o da ne! benim ayrılışım meğer sevgiliyle buluşmak içinmiş. O nemli iğrenç vıcık şeyin içinden serin mis kokulu topraklara salıyorum kökümü, ve vucudum güneşe doğru dimdik…
Yumuşak sesim nerde benim, vızır vızır sesler duyuyorum ama anlamıyorum, bir bağırıştır kopuyor kıyamet, bu arada bir damla düşüyor bedenime tuzlu ıslak, bir emeğin teri…
Gel zaman, git zaman, özgürce esen rüzgarla arkadaş oluyorum, toprağa köklerimle bağlanıyorum, yağmurda yıkanıyorum… Bu mutluluğun bir anlamı olmalı diyerek içimde biriktirdiklerimi dışarı taşırmak istiyorum… Çiçekler açıyor bedenimde….
O da ne yine sabahın ilk ışıklarında hiç unutmuyorum Temmuzun 2 si :)) o kadife sesi duyuyorum…
-Çiçek mi açtın sen…
evet-evet :) demek istiyorum, antenlerimi kıpırdatıyorum ama yine farkedilmiyorum :(((
-yanındakine anlatıyor kadife seslim, dişilere dokunmuyoruz onların meyvesi var, neslin üremesi için var olmalı, erkeklerin yanında tomurcuk yoksa devamı gelmeyecekse erkek çiçeklere de dokunmuyoruz, yanında tomurcukları olan erkekleri topluyoruz, döllemek için erkek çiçekler olmalı...
-Merak etme çiçeğin bir hayata can olacak..
Yumuşak eliyle iğne yapar gibi koparıyor benden tam 3 çiçeğimi…Canım üç sinek ısırığı kadar açıyor, bu güzel sesi tekrar duymanın armağanını O’na sunduğum için, kanamıyorum, aksine neşeyle doluyorum, arkasından bakarken benden aldıklarının, bir canana-can olacağını biliyorum.
Kökler güçlüdür ama çiçek o kadar güçlü olamaz, bütün güzelliği de o kadar güçlü olmamasındandır.
Osho
Bu güzelliği bir Can’a armağan ettim, Canan’ a hayat versin diye...
Editörden not :) Şimdi size kabak çiçeği dolması yemeğin demeyeceğim, kabakla empati yapın hiç demeyeceğim :) Canlı-canlıyla beslenmek zorunda, canlılığını koruması için bu şart, her canın kendi algısındaki ölümü belki acıdır, belki tatlı, ölüp geri gelen olmadığına göre tadını bilen yoktur...Ama bu bir ritüeldir bir bedende hayat bulduğunda, ya da bir hayatı koruduğunda, ya da bir amaca hizmet ettiğinde, bu ritüelin gerektirdiği şekilde uğurlamayı her canlı hak ediyor.
Bitki deyip geçmeyin onların da antenleri var :)) Farkındalığımızı arttıralım...Kabakları koruyalım... Dolmadan, kabak tatlısından uzak duralım zira kg yapıyor :) Kabak kemanenin sesi güzeldir, rakıyla iyi gider :) Kabak tadı vermeyin da artık yeter..
YORUMLAR