Korku Dağları Bekler!!!
22 Kasım 2019, 15.52 A- A+
Yıllardır sürüp gelen bir atasözü bu. Madem ki korku dağlarla sırdaş, korkunun sığındığı yerler dağlar biz niye birçok şeyden bu kadar korkuyoruz.Neden gelmiş içimize bu kadar sinsice sızmış...
Korku nedir? Doğuştan var olan birşey mi , sonradan kazanılan bir duygumu? Bilmiyorum. Galiba sonradan oluşan bir şey.Tarifi varmı peki?Mutlaka vardır.Bilimsel araştırmalara hiç bakmadım ama yaşa, cinsiyete göre azalıp çoğalabildiğini hatta bazı korkuların zamanla aşılabildiğinin gözlemliyorum hayatın genel akışı içinde...
Kimimiz hamamböceğinden korkar, kimimiz minicik bir fare gördükmü koltuğun tepesine çıkarız.Yolda dalgın dalgın yürürken aniden karşıdan bir pitbul köpeğin geldiğini hayal edebiliyormusunuz?Kaçacak delik mi ararız, tabana kuvvet kaçarmıyız yoksa donup olacaklarımı beklerız? Düşünmesi bile titrememize, soğuk soğuk terlememize hatta kalp atışlarımızın son sürat atmasına sebep olur...
Geriye dönüp baktıgımda, ta çocukluktan sürüp gelen bir korku var ki ne mantık, ne akıl nede ikna yoluyla yenebilmişiz..O koltuk yokmu o koltuk oturması bir bela, ağzımızı açıp o kulak tırmalayan iğrenç sesin sonrasında bedenimizden ayrılacak dişimizi hayal etmek daha beter bela. Ağzımıza dansedercesıne giren kerpetenin (tıbbi terimle davyenın:))) )gözümüze bir canavar gibi görünmesi ve yüreğimizi hopul hopul hoplatması da işin cabası.Siz hiç diş hekimine güle oynaya giden birine tanık oldunuzmu:))))
Mantığımızın devre dışı kaldığı durumlardan biri de yolculuk hallerimiz. Bir sürü insan uçak ve yükseklik korkusu yüzünden otobüs ya da arabayla yolculuk etmeyi tercih eder...Oysa ki uçakla yolculuk etmek herhangi başka bir araçla yolculuk etmekten daha güvenli, güvenilir denmekte...Böyle dense de ayaklarının yere basmasına alışkın olan biz insanoğlu için kuşların cesurca uçtukları gökyüzü, ürkütücü ve büyük bir korku sebebi...
Bir bir yazmaya kalksak ne çok şey varmış hayatımızda korkuya dair der de şaşar kalırız...Ne bileyim işte çocukken, soğuk kış gecelerınde aniden kesilen elektriklerin sebep olduğu karanlık,ve bunun neticesinde korkunç hayali yaratıklar hangimizin gözünün önünden geçmedi. Yalnız kaldığı zamanlarda hangi çocuk dolapların içini ya da yatagın altını korkuyla kontol etmedi. Etmekten vazgeçtiğimiz zaman da zaten artık birer erişkin olmuşuz demektir.
Babamı kaybettım..Hem de zamansız...Kardeşimi de kaybettim .Deli gibi uyanmak istediğim bir kabustu bu kaybedişler.Korku daha büyük korkuları beraberınde getirir derler. Şimdilerde en büyük korkum annemi kaybetme korkusu...Yüce rabbim tüm sevdiklerımıze sağlıklı uzun ömürler versın..Bu tür korkuları da yüreklerimize salmasın.
Korkularımız ruhumuzun sınırlarını aştığında salıverelım onları çokkkkk uzaklara gitsinler.....Biz de arkamıza yaslanıp köpüklü birer Türk kahvesi içip keyif yapalım:))İşte belki o zaman korku dağları bekleyecektir...
Korku nedir? Doğuştan var olan birşey mi , sonradan kazanılan bir duygumu? Bilmiyorum. Galiba sonradan oluşan bir şey.Tarifi varmı peki?Mutlaka vardır.Bilimsel araştırmalara hiç bakmadım ama yaşa, cinsiyete göre azalıp çoğalabildiğini hatta bazı korkuların zamanla aşılabildiğinin gözlemliyorum hayatın genel akışı içinde...
Kimimiz hamamböceğinden korkar, kimimiz minicik bir fare gördükmü koltuğun tepesine çıkarız.Yolda dalgın dalgın yürürken aniden karşıdan bir pitbul köpeğin geldiğini hayal edebiliyormusunuz?Kaçacak delik mi ararız, tabana kuvvet kaçarmıyız yoksa donup olacaklarımı beklerız? Düşünmesi bile titrememize, soğuk soğuk terlememize hatta kalp atışlarımızın son sürat atmasına sebep olur...
Geriye dönüp baktıgımda, ta çocukluktan sürüp gelen bir korku var ki ne mantık, ne akıl nede ikna yoluyla yenebilmişiz..O koltuk yokmu o koltuk oturması bir bela, ağzımızı açıp o kulak tırmalayan iğrenç sesin sonrasında bedenimizden ayrılacak dişimizi hayal etmek daha beter bela. Ağzımıza dansedercesıne giren kerpetenin (tıbbi terimle davyenın:))) )gözümüze bir canavar gibi görünmesi ve yüreğimizi hopul hopul hoplatması da işin cabası.Siz hiç diş hekimine güle oynaya giden birine tanık oldunuzmu:))))
Mantığımızın devre dışı kaldığı durumlardan biri de yolculuk hallerimiz. Bir sürü insan uçak ve yükseklik korkusu yüzünden otobüs ya da arabayla yolculuk etmeyi tercih eder...Oysa ki uçakla yolculuk etmek herhangi başka bir araçla yolculuk etmekten daha güvenli, güvenilir denmekte...Böyle dense de ayaklarının yere basmasına alışkın olan biz insanoğlu için kuşların cesurca uçtukları gökyüzü, ürkütücü ve büyük bir korku sebebi...
Bir bir yazmaya kalksak ne çok şey varmış hayatımızda korkuya dair der de şaşar kalırız...Ne bileyim işte çocukken, soğuk kış gecelerınde aniden kesilen elektriklerin sebep olduğu karanlık,ve bunun neticesinde korkunç hayali yaratıklar hangimizin gözünün önünden geçmedi. Yalnız kaldığı zamanlarda hangi çocuk dolapların içini ya da yatagın altını korkuyla kontol etmedi. Etmekten vazgeçtiğimiz zaman da zaten artık birer erişkin olmuşuz demektir.
Babamı kaybettım..Hem de zamansız...Kardeşimi de kaybettim .Deli gibi uyanmak istediğim bir kabustu bu kaybedişler.Korku daha büyük korkuları beraberınde getirir derler. Şimdilerde en büyük korkum annemi kaybetme korkusu...Yüce rabbim tüm sevdiklerımıze sağlıklı uzun ömürler versın..Bu tür korkuları da yüreklerimize salmasın.
Korkularımız ruhumuzun sınırlarını aştığında salıverelım onları çokkkkk uzaklara gitsinler.....Biz de arkamıza yaslanıp köpüklü birer Türk kahvesi içip keyif yapalım:))İşte belki o zaman korku dağları bekleyecektir...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir