ADAM-3
16 Aralık 2019, 14.57 A- A+
ADAM-3
Delikanlı; şimdi orta yaşlılığa adım atmak üzereydi. Başından evlilik geçmiş; çocukları olmuştu.Sanatçıydı... Başkalarının ne dediği umurunda değildi. O sanatçı olduğunu biliyor sanatı yüreğinde hissediyordu ya; o yeterdi!
Adam "evet" anlamında başını sallayarak onayladı."Hem de iyi sanatçısın" dedi. "Çok yönlü bir sanatçısın: Yazarsın bi kere; hem de iyi bir yazar! En iyilerinden..., Oyuncusun, tiyatro oyuncusu..." Oyuncuydu evet;tiyatro oyuncusu... Hiçbir sanatı tiyatro oyunculuğundan üstün görmüyordu. Tiyatro oyunculuğu başkaydı; seyirciyle doğrudan duygu iletişimi kurabilmek, birebir göz temasında bulunmak; beğeni ve takdirleri anında hissetmek...
Seslendirmeye gittiği günlerde, dizilerde roller çıktı. İlk Ferhunde Hanım ve Kızları dizisine çağırdılar. Baba Ocağı, Orta Bereket ve başka diziler de takip etti...
Adam için güzel bir anıydı. Arkadaşlar edinmişti, onların tavsiyeleri kendisi için çok faydalı oldu. Meral Niron'la, Mahir İpek'le, Haluk Cömert'le arkadaş oldu. Kendilerinden yaşlı olduğu için ona "Ali Abi " diyorlardı.
Bir dernek kurdular. Ses Der... Nedense "dernek"e, "der" kısaltmasına büyük başların alerjisi vardı. Mecburen derneğin adını " SES-BİR" yaptılar. TRT binasının zemin katında,seslendirme stüdyolarının yanında küçük bir odaya konuşlandılar.
Tiyatro yönetmeni İsmail Bekir Ağlagül, Savaş Vurgunu Kadınlar adlı oyunda kendisine "Doktor Dede" adlı bir rol verdi.Delikanlının şansı açılmıştı. Özel bir tiyatroda "Gizli Örgüt Nasıl Kurulur?" adlı bir oyunda rol aldı. Zaten öğrencilik yıllarından beri tiyatroya tutkundu. Öğretmen okulunda "Yelkovansız Saat" adlı bir oyunda rol almış çok takdir toplamıştı.
Ankara onun için hem çok sevdiği aşık olduğu bir şehir, hem de sanatçı kişiliğinin gelişmesine vesile, yardımcı olan bir yer oldu. Gerek Devlet Tiyatroları, gerekse özel tiyatrolarda oyunlar oynadı. Devlet Tiyatrolarında misafir sanatçı olarak roller aldı. Adapazarı'ndan Erzurum'a kadar birçok şehre düzenlenen turnelere katıldı. Tiyatro uzun yıllar devam etti. Son olarak Necip Fazıl Kısakürek'in "Para" adlı oyunda oynadı.
Ankara en uzun süre yaşadığı şehir oldu. İki yıldır, Aydın'da kızlarıyla yaşıyor.Son olarak duman renkli çok güzel bir kedi katıldı aileye; ama çok kalmayacak. Kedi Bandırma'daki torununun.
Adam artık bir dede... Tek başına sokağa çıkamayan; odasında oturup anılarını yazan bir dede... Çok istediği ama gerçekleştirme olanağı bulamadığı bir arzusu vardı: Bir Delinin Hatıra Defteri' ni oynamak. Bugün bir olanak doğsa, iyi bir yönetmenin yönetimiyle bu oyunu oynayarak Aydın'ı, İzmir'i sallayacağından kuşkusu yok.
Nereden nereye; anılar alıp delikanlılık, yıllarına,olgunluk, babalık dönemlerine, ve nihayet dedelik gerçeğine getirip bıraktı adamı.
Acı talı - daha çok acı - olaylarla geçen , kırk beş, elli yıllık bir yaşam kesiti.Acısı hiç dinmeyen, gittikçe koygunlaşıp, yerleşen, bir yara...Göz bebeği bir evlat kaybı.Ne söylenebilir ki... Takdir-i ilahi... Allah'ın dediği olur.
AliÇ.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir