Karaydı Çilleri ve Saçları....
02 Ocak 2020, 16.18 A- A+Seviyorum seni,
Ekmeği tuza banıp yer gibi.
Geceleyin ateşler içinde uyanarak,
Ağzımı dayayıp musluğa,
Su içer gibi (alıntı )
Kulağına çalınan bu son sözlerin ağırlığı sessiz bir iç çekişle saplanmıştı yüreğine.Gözleri bulut misali, gözyaşlarıysa yağmura nispet yuvarlanıyordu yanaklarından...Hüzün vardı saçlarında tel tel ...Ve, kangren olmuş bir sürü acı , dalıp gittiği derinlerde.
Cümleleri olabildiğince kısır, sözcükleri buram buram hüzündü. Anılarıyla sarmaş dolaştı belki ısınırım umuduyla.
Hayatı hep gride yaşamıştı.Buydu payına düşen.Gri zamanlar ve gri hayatlar.Siyahla beyazın cümbüşünden sıyrılıp başına buyruk saltanatını ilan eden gri ve ona açılan savaşlar..
Fuzuliden elem ve ızdırap, leyla ile mecnundan acıyı yoğurmuştu yüreğinde, sahiplenemediği gönüllerin kıyısında konaklarken.
Ruhunun satır aralarında sıkışıp kalmış düşleri bodoslama çakılmıştı zemheri gönlüne.Yalnızlığı çay gibi demlenip koyulaşırken zamanla birlikte, hiçbir şey çare olamamıştı ellerinden kayıp gidenlere. Hep iğneyi başkalarına batırmak yerıne çuvaldızla ilgilenmişti köprülerini yıkıp duvarlarını örerken
Ruhunu kuşatan kocaman boşlukla yüzleşirken, beyninin reddettiği bir sürü film karesi geçiyordu gözbebeklerinin önünden.Tek bir şey yoktu içini ısıtan bu karelerde. Hep korku vardı, hep hayal kırıklıkları . Yokluk, çile, karanlık ve mezarlar ve yüreğini ürperten bir sürü bir sürü sahneler....
Kahve köpüğü saçları ve çilli yanaklarıyla, bilinmeyen bir ressamın maharetli fırçasından tuvale resmedilen bir tablo gibiydi kadın...Tek bir kusur vardı fırçanın dokunuşlarında.Koca tuvalde sadece kadın vardı ve gözlerinden yansıyan yalnızlığı.
Işığı kapattı.
Artık, karakalem bir çalışmaydı.
Karaydı çilleri ve saçları...
YORUMLAR