"Küçüğüm. Çok Küçüğümmm!!!"
12 Şubat 2020, 19.31 A- A+
"Küçüğüm. Çok Küçüğümmm!!!"
Okula başlamama daha bir kaç yıl var. Arka tarafta komşularımız "Tekkeliler... Hasan Aga, Fatma Abla, Büyük kızları Necmiye, oğulları Hüseyin küçük kızları Necibe... Bir de Necibe Nineleri var... Küçük kıza onun adını vermişler.
Necibe nine bana "erik gözlü" diyor. " Aaa! Erik gözlü gelmiş! Gel bakalım erik gözlü." deyip, başımı okşuyor beni seviyor. Çok sonra neden öyle dediğini anladım... Gözlerim yeşile çalar ela... Yeni olgunlaşmaya başlamış can eriğine benzettiği için öyle diyormuş ninecik.
Onlar Bulgaristan göçmeni değiller. Pınarhisar 'ın Tekke köyünden bizim köye geldikleri için onlara "Tekkeliler" deniyor... Aileler çok iyi anlaşıp kaynaşmışlar;akraba gibi...
Her gün onlara gidiyorum. Hüseyin benden bir ya da iki yaş büyük; ama çok iyi arkadaşız. Aynı yaşlarda başka çocuklar da var... Küçük olduğum için ben onların oyunlarına
pek katılamıyorum.
Bir gün Hüseyin bir başka çocukla bilye oynuyor. Ben de çömelmiş onları seyrediyorum. Arkada yeni kazılmış bir kuyu var. Henüz su çıkmamış ve kuyunun çevresi taşlarla örülmemiş.Dibinde de yumuşak bir toprak öbeği var...
Çocuklar oynayarak bana doğru geldikçe ben geriye çekiliyorum. Çekile çekile arkaya giderken birden kendimi kuyunun dibinde buldum! Çocuklar "Ali kuyuya düştü!" diye bağrışarak bizim eve koştular.
Bekir dedemle Hanife ninem bağa bahçeye; bir yerlere gitmişler. Evde dedemin annesi felçli,belden aşağısı tutmayan Cemile Nine ile ninemin babası Osman Dede var. Merdiven de bulamamışlar. Kuyuya bir urgan salladılar. Ama belime bağlayamıyorum ki... Büyük çocuklardan biri kuyuya atladı. Beni sıkıca bağladı. Diğer çocukların da yardımıyla dede beni çıkardı.
Yan komşularımızdan biri; Deli Hasan'la Kaniye teyze. Çocukları yok. Kaniye Teyze Hasan Agadan bir kaç yaş büyük... Beyaz tenli, ufak tefek, güzel bir kadıncağız. Çocuk delisi! Bana sarılıyor; "çocuuuk, çocuk, çocuk çocuk..."- sadece erkek çocuklara "çocuk" diyorlar.- O zamanlar bizde kalan Nedime Halamın kızları,ikiz gibi, Sabiha'yla, Nazmiye'ye sarılıyor; "Kııızz, kız, kız kız!! öyle seviyor bizleri...
Bir gün Deli Hasan bir radyo getirdi. Upuzun teller çekti. Antenmiş! Bir tek kuvvetli istasyon Ankara Radyosu... O bile her zaman iyi dinlenemiyor. Her gece komşular radyo dinlemeye eve doluşuyor. Radyoyu sadece Hasan Amca açıp kapıyor. Başka kimsenin dokunmasına izin yok.
Diğer yan komşumuz: Ahmet Ustalar. Ahmet amca demirci... Kırılan körelen, saban ve pulluk demirlerini tamir ediyor; başka demir aletler de yapıyor. Demirlere istenen şekli vermek için ateşte kor haline gelene kadar kızdırmak gerek.Ateşi kuvvetlendirmek için büyük bir körük var. Körüğü çekmeyi çok istiyorum ama gücüm yetmiyor!
Ahmet Ustaların da bir gramafonu var! Yan tarafından bir kurma koluyla kuruluyor. Bir çok plak almışlar: Şarkılar türküler dinliyorlar. Bir tek aklımda Hafız Burhan diye söz ettikleri şarkıcının plağı kalmış.
Karaağaç Köyü 'nden okul öncesi ilk anılarım bunlar. Okul yıllarım, Kepirtepe, ve sonrası... Bu hamur daha çok su kaldırır!
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın
YORUMLAR