Kırık...
20 Mart 2020, 10.30 A- A+
Söz bittiğinde dilinde,yanağından süzülen gözyaşının çığlıklarıyla boğuşmak zorunda kalıyor insan.Yaşamadığı hissetmediği ama zihninden bir an olsun eksik etmediği bütün onca şeyin,damla damla yere düşmesini hazmedemiyor belkide.Sorularına aradığı cevabın muhatabı kendisiyken bile karşısında soru sorabileceği birini arıyor umutsuzca.Bir anda haketmediği sevginin bekçisi iken buluveriyor kendini.Sabunlu elleriyle sevdasına su taşırcasına tedirgin.Bardağın kırıldığına mı üzülmeli,susuz bıraktığı sevdasının yüz ifadesine mi.Anlam veremediği okadar çok şeyle yüz yüze geliyor ki insan,bütün bunları bana sol yanım yaptırıyor olamaz diyecek cesareti bile kendinde bulamıyor.Her gece aynı rüyadan uyanıp,her gün aynı korkuyla yaşamanın sıkıntısını atamıyor sırtından.Gitti gidecek çırpınışlarıyla kanat savuran serçesi hava alsın diye bile cam açamıyor onu havasız bırakma pahasına.Neresinden tutarsa tutsun elinde kalan kırık bir parça.Peki ya ben! cevabıyla karşılaşmamak için özledim bile diyememenin mutsuzluğu.İnsan yanlış zamanda doğru yerde olmanın cezasını çekiyor biyerde.Elinde olmadan yaptığı hataların bıraktığı izi,gözyaşımı silerim düşüncesiyle yüzüne bulaştırmasıyla son bulmuyor.Karşılık beklerken vermediği umudun esiri oluyor insan.Okadar çaresiz kalıyor ki bazen gözyaşın bile yetmiyor.Kısacası sevdim demekle olmuyor...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir