gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Orman Kaçıyor!

01 Nisan 2020, 19.18
A- A+
Orman Kaçıyor!
Çocukluğumun ilk yıllarında köyümüz hemen hemen ormanın içindeydi. Bir orman köyü niteliğindeydi. Ağırlıklı olarak karaağaç, gürgen, kayın, meşe ağaçlarından oluşan bir ormanlık... Dere boyunda,kavak, söğüt ağaçları ve böğürtlen, eğrelti otu, sazlıklar...
Git gide ağaçlar seyrelmeye başladı. Ne oluyordu? "Orman köyden kaçıyor." dediler. A be! Orman kaçar mı be yaa?!!! Kaçıyor! Baltalar ellerinde, uzun ip bellerinde köylüler ormanın peşine düştüler. Bu orman neden kaçıyor ola ki? Köylüler durumu anlamak için peşine düştükçe orman kaçmaya devam etti.
Muhtar ve ihtiyar heyeti toplandı. Durumu anlamaya, ormanın kaçmasına bir çare bulmak için ne yapmak gerektiğine karar vermeye çalıştılar. Sonuçta daha fazla kişiyle ormanın peşine düşmeye karar verdiler. Peşindeki baltalı ipli kalabalık arttıkça orman daha hızlı kaçmaya başladı.
Baktılar ki bu muhtarla ihtiyar heyeti başarı gösteremiyor. Bir seçime gittiler. Yeni muhtar ve azaların gelmesiyle durum düzeleceğine daha da kötüleşti. Orman köyden hızla uzaklaşmaya başladı. Önce köyün iki yüz, iki yüz elli metre dışına çekildi. Orman çekildikçe köylüler, "Aman ormanımızı kaçırmayalım." diyerek arkasından koştular.
Yeni yönetim ormanın kaçmasına bir çare bulamadığı gibi, köylünün diğer dertlerine de bir çare bulamıyordu. Üst üste muhtar ve ihtiyar heyeti seçimleri yapıldı. Köylü yönetimin başarısızlığını görüyor fakat hep aynı kişileri seçiyordu. Orman da kaçmaya devam etti. Kısa sürede köyü çepeçevre kuşatan tepelere, oradan da gözle görülemeyecek kadar uzaklara kaçtı. Tepelerde ve çevrede ağaç kalmadı. Köylüler:" Oh! Ne güzel, gözümüz gönlümüz açıldı. O neydi öyle?!!! Kasvetli orman karanlığı! Güneş yüzü göremiyorduk! Allah, muhtarımızı ve ihtiyar heyetimizi başımızdan eksik etmesin." dediler. Tam on yedi yıl aynı muhtarı ve azaları seçmeye devam ettiler. Sonunda da muhtarı temelli başlarında tutmaya karar verdiler.
Derken köye bazı yabancılar gelip gitmeye başladı." Hayırdır inşallah" dedi köylüler. "Hayır, hayır!" dedi gelen yabancılar. "Köyünüze talih kuşu kondu. Çevrenizdeki tüm tepelerde zengin maden yatakları var! Hemde altın madeni..." Köylüler bunu duyunca sevinçten " Maden dağı dumandır. Deloyloy, deloyloy , kibar yarim." türküsünü söyleyerek halay çekmeye başladılar.
Madenciler hızla işe koyuldular. Madeni çıkarmak için siyanür denen bir madde kullanıyorlarmış. Bu madde toprağı zehirliyor bitkileri öldürüyormuş. Ama altını çıkarınca madenciler köylünün zararını karşılayacak; köyü, adeta çevrenin Paris'i haline getireceklermiş.
Maden ocağı için ağaç kesmek gerekmiş. Neyse ki çok fazla değil. Yüz bin kadar! Muhtar kesilen her ağacın yerine iki ağaç dikeceğine söz verdi. Bir tane diksin o da yeter de; dikilen her fidan, iyi bakılır, sulanır gübrelenir ise, en fazla otuz kırk yıl içinde güzel bir orman meydana gelir. Köylüler bi sevindiler bi sevindiler ki alkışlamaktan elleri patladı!
Şimdi bir takım kendini bilmezler "Madenciler her türlü atık maddeyi, çöplerini, petşişeleri, kullanılmış işe yaramaz malzemeyi bırakıp, bir kuruş da ödemeden çekip gittiler." diye yakınıyorlar. Ne olmuş? Dağın başı. Doğa zamanla kendini temizler
Haa! Tepenin başında bir de göl vardı. Hep söyler dururduk: "Tepe üstünde göl mü olur?" diye. "Gölün dibinde Bizans hazinesi var." demişler. Gölü kuruttular. Hazine mazine yoktu. Sadece çamur vardı. O gölden de kurtulmuş olduk.
"Peki bizim köyün bu işten ne kazancı oldu?" derseniz. Valla onu pek kimse anlayamadı. Ama şöyle bir şey dediler. Onu da hiç anlayamadık. " Hiçbir şey olmadıysa da kesin bir şeyler oldu.
AliÇ

YORUMLAR

04 Nisan 2020, 03.25
cehalet  başka  bişi  değil

07 Nisan 2020, 22.50

Eğer okudugumu anlayıp doğru değerlendirebildimse, yazıda içerik olarak (mizahi bir anlatımın altında) isyan var.İroni var.Anlayan zaten anlamıştır abi...

Ellerine ve yüreğine saglık...Mutlu kal, sağlıklı yaşa....
08 Nisan 2020, 13.35
Çok teşekkür ederim sevgili zeRRya. Çok doğru anlamışsın, doğru değerlendirmişsin. Tüm yazılarım-da mizah; ağır bir eleştiriyi, kamufle etmek için bir araçtır. Acı bir ilacı rahatça içirebilmek için şekerle kaplayıp draje haline getirmek gbi. Sevgiler selamlar sunuyor, mutluluklar diliyorum.
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın