gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Bir Sevda Masalı

14 Mayıs 2020, 20.54
A- A+
Bir Sevda Masalı
Onunla karşılaştığımızda ikimiz de çok küçüktük. Ben on iki'mde, o dokuzunda... Küçücük bedenlerimizde kocaman yüreklerimiz vardı! Birbirimizi görür görmez yüreklerimize sevda ateşi düştü. Ansızın ve aynı anda!... Sevda nedir bilmiyorduk ki... Yüreklerimize düşen bu ateşin sevda olduğunu sonradan öğrendik ... Evet; yüreklerimizde büyüttüğümüz bu duygu sevdaydı. Hem de en karasından, kara sevda!...
Senelerce senelerce evveldi deniz kıyısında yaşayan bir kız vardı bileceksiniz./O çocuk, ben çocuk memleketimiz o deniz ülkesiydi / Sevdalı değil kara sevdalıydık ben ve o küçük kız / Üşüdü rüzgarından bir bulutun hastalandı küçük kız/ Şimdi dualarım hep onun için/ Şifalar diliyorum Tanrı 'mdan!
Bu masal bir varmış bir yokmuş diye başlamıyor. Bir varmış, hep varmış, hep de var olacak diye başlıyor.
İstanbul'un kenar mahallelerinden birinde dayımla halamın evleri, evlerinin önünde oldukça büyük bir bahçeleri vardı. Ev; önünde sundurması, kapıları, pencereleri sundurmaya açılan; üç odası bulunan bir köy eviydi. Evin hemen önünde oldukça büyük bir incir ağacı, sağda bahçenin komşu bahçeyle sınırına yakın armut ağacı, sonunda vişne ağaçları, tulumbalı bir kuyu, kuyuya yakın, kocaman bir ceviz ağacı vardı.
Soldaki komşu ev kızın dedesine, daha içerideki küçük ev kızın ailesine aitti.
Küçük kızla tanışmamız ve sevdalanmamız tatillerde dayımlara gittiğim zamanlarda oldu.
İlkokuldan mezun oluncaya kadar köyde kaldım. Sonra İstanbul'da bir süre Babam ve Cevriye annemle yaşadım ve Eyüp Ortaokulu'na başladım. Bu arada zafiyet nedeniyle bir ay prevantoryum 'da yattım ve okuldan ayrılıp köye döndüm. Küçük kız hiç aklımdan çıkmadı.
Altı yıllık yatılı öğretmen okulu, sonra iki yıllık İstanbul Eğitim Enstitüsü... Eğitim Enstitüsü 'nde okurken küçük kızla - o artık küçük kız değildi; ben de tıfıl küçük oğlan değildim.- bir kez buluştuk. El ele tutuşup dolaştık. Yarım kilo kiraz alıp Gülhane Parkına gittik. Saray Burnu 'nda denize karşı oturup kiraz yedik. Yediklerimiz kiraz değil sanki cennet bahçesinden çıkmış sevda meyveleriydi.Bu son buluşmamız, son görüşmemiz, son konuşmamız; ilk ve son kiraz yiyişimiz oldu!
Ben Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde öğretmenlik yaptım. Evlendim. Çocuklarım torunlarım oldu.Boşandık. Fidan gibi bir oğul kaybettim. Yüreğime sönmez ateşler düştü.Çocuklarımın annesiyle, son olarak kızımın evinde buluştuk; helalleştik. Niçin ona bir kez sımsıkı sarılmadım diye pişmanlık duyuyorum. Kısa süre önce onu da kaybettik. Melek oldu cennete uçtu. Allah'ım gani gani rahmet eylesin.
Altmış altmış beş yıl önceki küçük kız şimdi torunları ile mutlu tonton bir nine;inşallah tez zamanda şifa bulur. Ben kaç kez yıkılıp ayağa kalkmış, acılara belenmiş, kızlarını torunlarını canından çok seven ak saçlı ak sakallı bir dede...Bizi bir telefon görüşmesi ile altmış beş yıl sonra buluşturan kız kardeşe gönül dolusu teşekkürler.
"Ben seni hiç unutmadım" dedi. Ben de onu hiç hiç hiç unutmadım.
Bu sevda masalı burada bitti demek hiç gelmiyor içimden ama. Yüreklerimizde sonsuza kadar yaşayacak olsa da burada bitti. Elveda...

YORUMLAR

19 Mayıs 2020, 14.29
İki yüz on üç kişi okumuş. Allah razı olsun. Lakin tek kelime yorum yok. Yazmaktan niye bu kadar korkuyorsunuz anlamış değilim." Beğendim, güzel olmuş;" " duygulandım..." " Beğenmedim, içimi kararttı" "Falan cümlede kullandığın şu sözcük uygun düşmemiş." "Her zaman aynı temaları işliyorsun; biraz değişiklik yap..." vb. teşekkür ederim var olun... Sevgi ve selamlarımla...
19 Mayıs 2020, 23.25
Yazılarınızı okuyorum hep ellerinize, yüreğinize sağlık..Çok duygu yüklü bir yazıydı..
20 Mayıs 2020, 09.23
Çok teşekkür ederim. Memnun oldum. Selam ve sevgilerimle
20 Mayıs 2020, 21.33
Serzenişinde çok haklısın Ali Abi.Yazmak, bir tutku, yazılanın okundugunu görmek lezzetli bir yemeğin verdiği haz misali. Keşke bir yolu olsa da kimler okuyor yazılarımızı görme şansımız olsa. Kimlerden eminiz bir tek? Yorum yapan arkadaslardan..Hani dedik ya okunmuş olmak haz veriyor diye  yorumlar da o hazzın  tadı tuzu gibi.
Gelelim asıl konuya, eminim benzer hikayeleri yaşayan bir sürü kırık kalp vardır.Keşke, keşke herkes sevdiğine kavuşabilse...Herkes mutlu bir ömür sürebilse. Yıllar sonra bir ''sevda masalı'' olup anlatılmasa.....

Müsadenizle  çok bilindik bir şiiri burda paylaşmak istiyorum...Aklıma düştü, dilime dolandı okurken bu anlamlı bloğunuzu....

BU KALP SENİ UNUTURMU


Yıllar geçse de üstünden
Bu kalp seni unutur mu?
Kader gibi istemeden
Bu kalp seni unutur mu?
Bir hasretlik yüzün vardı
İçinde bir hüzün vardı
Söyleyecek sözüm vardı
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalbim seni unutur mu?
Bir hasretlik yüzün vardı
İçinde bir hüzün vardı
Söyleyecek sözüm vardı
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalbim seni unutur mu?
Anlamı yok tüm sözlerin
Sensiz geçen gecelerin
Yaşanacak senelerin
Bu kalp seni unutur mu?
Bambaşka bir halin vardı
Farketmeden beni sardı
Benliğimi benden aldı
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalbim seni unutur mu?
Bambaşka bir halin vardı
Farketmeden beni sardı
Benliğimi benden aldı
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalbim seni unutur mu?

22 Mayıs 2020, 17.24
Sevgili zeRRya. Çok teşekkür ederim; yüreğine, duygularına, düşüncelerine sağlık. Mutlu oldum. Paylaşım olmadığı ve kopyala yapıştır gibi teknikleri beceremediğim için yazdığın şiiri kağıda yazdım kendi sayfama aktaracağım. Selam ve sevgilerimle.
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın