gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Ben Bir HayalPerestim - 2

04 Haziran 2020, 20.34
A- A+

Mutsuz olduğum zamanları hiç hatırlamam. Genel de sevinçler kaplar hayallerimi. Kahkahayı, gülümsemeleri ve türlü türlü eğlenceleri anlatırım. Sen hiç hayalperest oldun mu ?. Mesela hiç uçtun mu sen ?. Ben uçmak istedim ama senden çok uzaklaşırım diye korktum. Ya ben yokken sana bir şey olursa !. Kendimi hiç affetmem. Eğer ben uçabilseydim mutlaka senin yakınlarında olurdum. Ara ara güneşini kapatırdım mesela ya da ne biliyim yağmurlu bir günde hiç kullanmadığın şemsiyen olurdum. Sen şaşırırdın “ ben neden ıslanmıyorum ?! “ diye. Seni evine kadar takip ederdim. Bilirsin insanlar kötü sana zarar gelmesini istemem. Ama ne garip değil mi ? Sana zarar gelmesini istemem diyenler en çok zararı verenler olmuyor mu ki bazen ? Ya da seni hiç terk etmeyeceğim diyenler gitmiyor mu ? Sana aşığım diyenler bir gün kaybolmuyor mu ki ? Neden insanlar tutamayacakları sözleri verirler ki ? Mesela benim hikayelerim de böyle şeyler olmaz. Aşıklar hep mutludurlar. Onları hiçbir şey ayıramaz. Ne kötü kalpli cadılar ne de ağzından ateş saçan ejderhalar. Çünkü mutluluğun ne denli önemli olduğunu bilirim ben. Bu yüzden hayallerimi paylaşanların yüzleri hep gülümser.

Mesela benim hayallerimde kimse hiç kimse için gereksiz fedakarlıklar yapmaz. Sırf başka gönüllerde mutlu olsun diye benim hikayelerim de hiçbir aşık aşkından vazgeçmez. Gerekirse bir ömür boyu bekler ama terk etmez. Çünkü bilir ki kalem bende. Mutluluklar yazacağım sayfalarına. Gülücükler yerleştireceğim tüm hücrelerine. Sabırla bekler. Elbette hikayemde kötüler olacak. Az önce söyledim ya Cadılar, ejderhalar, cüceler bile olabiliyor ve tabii ki can sıkıcı zamanlarda yaşanıyor bazen hikayelerimde ama önemli olan sevenlerin kavuştuğu ve mutlu olduğu sonlarla bitiyor daima. Araya birkaç kötü yazmazsak olmaz. Onlarsız hiç olmaz. Onların varlığı biz gibi iyilerin değerini arttırıyor. Kalem bende yazarım oradan bir tane bulunmaz hint kumaşı olur biter.

Daha önce de yazmıştım hikayelerimde ki prenses sensin diye. Kahramanım sensin benim. Evet. Seni bir kahraman olarak görüyorum. Bu dünyanın tüm acımasızlığına rağmen benim yüzümü güldüren kahramanımsın. İnsanların bencilliğine fedakarlıklarınla karşı çıkıp mücadele edensin. Sen bu dünyada merhametiyle hayatıma güneş gibi doğansın. Sen yalnızlığımın tek çaresi, Sen gün batımında denize vuran yakamozsun. Sen adını bilmediğim ama tattığım tüm duygularsın. Sen Aşksın dersem Aşk küser bana. Sen her şeysin demeliyim. Sen Her şeyimsin demeliyim. Ama çok üzgünüm ki aslında sen hiçbir şeyimsin. Sen bir hayalsin. Sen yazılarımda ki kahramanımsın. Sen hiçbir zaman gerçek olmadın. Sen gerçek olmasını istediğim, Sen hayatımda olmasını talep ettiğim, Sen mutlu olmasını dilediğim, Sen yüreğinin acı nedir bilmesine dahi kıyamadığım, Sen kalbimin sahibi, Sen Aşık olduğum kadın…

Sizin hiç göz pınarlarınız ağlamaktan kurudu mu ? Siz hiç mutlu görünmek zorunda kaldınız mı ? Siz hiç sevdiniz mi ? Sizin hiç sevip, sevilmediğiniz oldu mu ? Siz hiçbir hayalperestten Aşk’ı dinlediniz mi ? Şimdi size bir hikaye anlatırım burası sel olur göz yaşlarından. Öyle ki yutkunmalarınız çare olmaz. İmkanı yok ağlatmadan bırakmam sizleri. İlla ki bir göz yaşınızı alırım. İlla ki hüznüme ortak ederim sizleri. Hem bakmayın öyle garip garip. Elbette yüzümüz her zaman gülüyor çok şükür ama işte içimiz bir başka be. Ben öyle “ nasıl anlatsam bilemiyorum ? ” diyenlerden değilim. Çatır çatır anlatırım. Yüzüne yüzüne. Gözlerinin taaa dibine bakarak. Uzun zamandır gözlerim bozuk artık yakını net göremiyorum. Sanırım yaşlanmış olabilirim. Neden olmasın ki. Hayalperestler de yaşlanırlar. Hadi başlayalım hikayemize. Bu arada şimdiden söyleyeyim bu bir HAYALPEREST hikayesi. Sonra yok ben anlamadım ne demek istiyor bu adam demeyin. Hadi kelimeler uçuşsun havalarda. Hadi sözcükler şiirler dans etsin mısralarda. Hadi şarkılar eşlik etsin göz yaşlarımıza. Başlayalım artık. Hadi.

Korkularla dolu bir hayatımız var sanki her yanımız hayaletlerle kaplıymış, her an bir yerlerden bööö diye karşımıza çıkacaklar gibi. İçimiz dışımız korku dolmuş. Var olan gücümüzü de yitirmişiz. İnancımızı da. Hayal dünyamız yerle bir olmuş sanki. Umutlarımız kırılmış. Kanatlarımızı çırpamaz olmuşuz. Kaçacak bir yer yok. Ya yüzleşeceğiz korkularımızla ya da yenilgiyi kabul edeceğiz. Konuşmaya korkuyoruz dinlemezler diye. Dokunmaya korkuyoruz hissederiz diye. Anlatmaya korkuyoruz anlamazlar diye. Arkadaşlıktan korkuyoruz güvenimiz yok diye. Sevmeye korkuyoruz bizi sevmezler diye. Aşık olmaktan korkuyoruz acı çekeriz diye. Ne gariptir ki tüm bu korktuklarımız tek tek başımıza geliyor. Ne kadar çok incinmişiz meğer. İncilerimiz dökülmüş de toplamaya gücümüz bile yok gibi. Halbuki birileri el uzatsa ayağa kalkacağız ve her yanımızı tebessümler kaplayacak, mutluluk pencereleri açılacak evlerimize. Gel gör ki bundan da korkuyoruz. Gel gör ki mutlu olmaktan korkuyoruz. Kendimize hiç mi hiç yakıştırmıyoruz. Kesinlikle mutlu olsak yüzümüze gözümüze bulaştırırız onu da. O kadar da ödümüz kopuyor mutluluktan. Köşe bucak saklanıyoruz tebessümlerden. İncinmişiz ya biz. Hani acılara alışmışız ya. Hani hayatımız surat asmak olmuş ya. O kadar yabancıyız işte. İnanın mutluluk kapımıza gelse, zile bassa içeride kimse yok deriz içerden. Taa derinlerden. Kalbimizden. Korkumuz dilimize vurmuş adeta. Sözlerimizle mutluluğu yerin dibine sokarız biz. Acımasız davranırız ona. Geldiğine geleceğine bin pişman ederiz.

Çok sevilesi bir yönlerim vardır benim. İyiliklerle dolu bir kalbe sahibim. Sürekli iyi düşünen ve iyilikler yapan bir kalp. Ne kadar sıkıcı değil mi ? Hiçbir zaman kötü düşünmeyen bir kalp. Mesela bir randevunuz var ve kız arkadaşınız geç kalıyor siz ne düşünürsünüz bilmem ama ben hiç kötü bir şey düşünmem. Olabilir derim. Trafik vardır derim. Mesaiye kalmıştır derim. Derim de derim ama hep iyi şeyler derim. Yolda bir çuval dolusu para bulup karakola koşanlardanım ben. Metroda birisi gelse de yer versem diye bekleyenlerdenim ben. Sırf arkadaşlarım gülsünler diye saçma sapan şakalar yapanda benim. Onlarca kez dinlediğim bir anıyı birisi tekrar anlattığında hiç dinlememiş gibi yapanda benim. İyiliklerle bezenmiş bir kalbim var. Hiç kimse bilmez ama çoğu insanın kahramanı da benim. Yere düşen teyzeye el uzatan da, pazardan eve gelirken taşıdığı ağır poşetlere yardım edende benim. Banka da emekli maaşı için sıra bekleyen yaşlılara sırf işlemlerini hızlı yapabilsinler diye kredi kartımla sıra numarası alan da benim. Sevgilisinden ayrılmış arkadaşımı avutan da benim, yeni evlenecek arkadaşlarıma destek olanda. Gizli bir kahramanım ben. Çoğu kişi bu özelliklerimi bilmez bile. Kendi halinde kırgınlıklarıyla yaşayan bir insanım ben. Acıların türlü türlüsünü çektim ama yüzümün gülmesinden hiç vazgeçmedim ben. Yıkıldım, düştüm ama ayağa kalkmasını bildim ben. Siz daha okurken sıkıldınız bu insandan ve kalbinden. Düşünün ki ben bununla yaşıyorum ve ben ölene kadar sizlerde katlanmak zorundasınız. Bir gün karşınıza çıkı veririm, korkmayın ama benden size zarar gelmez. En fazla gönlünüzden biraz sohbet isterim. İki kelamın dibine vururuz. Sözcükleri raks ettiririz. Baktık ki sohbet çok sarıyor bizi gülücüklerimizi eşlik ettiririz. Gülücük dediğime bakma büyükçe kahkahalarda olabilir. Artık nasıl sohbet edeceksek mutluluk göz yaşlarını da unutmayalım. Ağlamak zayıflık değil ya. Belki de bir dert sen anlatırsın iki dertte ben. Kim bilir belki sana kırgınlıklarımı anlatırım göz yaşları içinde. Belki de yedi cücelerden, topal cadıdan bahsederim. Seni de hikayelerime ortak eder. Belki de seni de yazarım. Kim bilir belki bir kahraman olursun ya da prensesin öpmesini bekleyen bir kurbağa. Endişe etme sevdim seni. Güzel bir yerin olacak hikayelerimde.

YORUMLAR

05 Haziran 2020, 18.41
Teşekkür ederim.. :)
07 Haziran 2020, 13.46
Hoş buldum :)
07 Haziran 2020, 20.44
Kalemine sağlık
18 Ağustos 2020, 10.15
Söylediğin gibi "Mutlu olmaktan korkuyoruz."
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın