Yüzleşme.....
24 Temmuz 2020, 16.21 A- A+
Şöyle dönüp baktım da geriye, ne çok anı biriktirmişim gelesiye bu günlere....
Doğrularımın yanında bir sürü yanlışa da imza atmışım.İmza atmakla kalsam iyi yine, dibine vurduğum zamanlar bile olmuş belaların.Hep güçlü olmaya çalıştım desem ne büyük bir gaf yapmış ve yalan söylemiş olurum en afilisinden.Ne gücü ne kudreti:))))))) Aczin alasını yaşamışım bazı demlerde.
Kimi zaman pes etmeye ramak kalmışken yeniden şahlanmış, bazen anka kuşu gibi küllerimden yeniden doğmuşum. Ne de güzel etmişim:))))))
Kazık yiyeceğimi bile bile şükretmeyi bilmiş, inanmadığıma inanmış, bazen salak rolüne bürünmüş, depresyondayken gülmüş en kötüsü de başkaları üzülmesin diye tükürdüğümü yalamışlığım ne kadar da çokmuş.
Canımı yakanlar olmuş da ben yakmamış mıyım? Yakmadım desem buna kendim bile inanır mıyım? Severken ekildiğim, terkedildiğim olmuş da terketmişliklerimi nasıl unutturacağım? Nasıl ödeyeceğim bunların vebalini, ya da nasıl ödeyecekler veballerini?
Meyve veren ağaç taşlanırmış.Buna da boynum kıldan ince de şeytan taşlar gibi olmalarıydı yaralayan her yerimden. Olsun..... Bazen gerçeklerim, bazen hayallerim, bazen de umutlarım siper oldu önüme.İçim kan ağlasa da, kan da kussam kızılcık şerbeti içtim demeyi denemişim gerçek olmadığını bile bile.İyi mi etmişim? Bilemedim....
Sıla'nın bir şarkısında dillendirdiği sözler geldi aklıma ''Sanki terk edilmiş bir viraneyim Her yanım dağılmış yıkılmışım ben. Üstüne basılan taşlar misali paramparça olmuş, dağılmışım ben''.Biraz abartılı olsa da tüm yaşamıma yaydığımda bu sözleri; sevdiklerimin zamansız kayıplarıyla viraneye değil deliye döndüğüm zamanlar olmuş.Toparlanmak zorunda olmam gerektiğinin bilinciyle yüreğime taş bastığım kara zamanlarım ve ruhumun karalara acımasızca zincirlendiği o uğursuz evreler.
Galiba en iyi becerdiğim şey; haklarını asla ödeyemeyeceğim bir anayla babaya hayırlı evlat olabilmek, merhametli korumacı abla olabilmek kardeşlerime, bazen sevgili, bazen arkadas, bazen sırdaş olmak eşime ve en ,en, en değerlisi de anne olabilmek iki güzel evlada....
https://www.youtube.com/watch?v=cVL7Gvlm59A
HAYATA OLABİLDİĞİNCE POZİTİF BAKABILMAK UMUDUYLA.....Sevgiyle ve huzurla kalın....
Doğrularımın yanında bir sürü yanlışa da imza atmışım.İmza atmakla kalsam iyi yine, dibine vurduğum zamanlar bile olmuş belaların.Hep güçlü olmaya çalıştım desem ne büyük bir gaf yapmış ve yalan söylemiş olurum en afilisinden.Ne gücü ne kudreti:))))))) Aczin alasını yaşamışım bazı demlerde.
Kimi zaman pes etmeye ramak kalmışken yeniden şahlanmış, bazen anka kuşu gibi küllerimden yeniden doğmuşum. Ne de güzel etmişim:))))))
Kazık yiyeceğimi bile bile şükretmeyi bilmiş, inanmadığıma inanmış, bazen salak rolüne bürünmüş, depresyondayken gülmüş en kötüsü de başkaları üzülmesin diye tükürdüğümü yalamışlığım ne kadar da çokmuş.
Canımı yakanlar olmuş da ben yakmamış mıyım? Yakmadım desem buna kendim bile inanır mıyım? Severken ekildiğim, terkedildiğim olmuş da terketmişliklerimi nasıl unutturacağım? Nasıl ödeyeceğim bunların vebalini, ya da nasıl ödeyecekler veballerini?
Meyve veren ağaç taşlanırmış.Buna da boynum kıldan ince de şeytan taşlar gibi olmalarıydı yaralayan her yerimden. Olsun..... Bazen gerçeklerim, bazen hayallerim, bazen de umutlarım siper oldu önüme.İçim kan ağlasa da, kan da kussam kızılcık şerbeti içtim demeyi denemişim gerçek olmadığını bile bile.İyi mi etmişim? Bilemedim....
Sıla'nın bir şarkısında dillendirdiği sözler geldi aklıma ''Sanki terk edilmiş bir viraneyim Her yanım dağılmış yıkılmışım ben. Üstüne basılan taşlar misali paramparça olmuş, dağılmışım ben''.Biraz abartılı olsa da tüm yaşamıma yaydığımda bu sözleri; sevdiklerimin zamansız kayıplarıyla viraneye değil deliye döndüğüm zamanlar olmuş.Toparlanmak zorunda olmam gerektiğinin bilinciyle yüreğime taş bastığım kara zamanlarım ve ruhumun karalara acımasızca zincirlendiği o uğursuz evreler.
Galiba en iyi becerdiğim şey; haklarını asla ödeyemeyeceğim bir anayla babaya hayırlı evlat olabilmek, merhametli korumacı abla olabilmek kardeşlerime, bazen sevgili, bazen arkadas, bazen sırdaş olmak eşime ve en ,en, en değerlisi de anne olabilmek iki güzel evlada....
https://www.youtube.com/watch?v=cVL7Gvlm59A
HAYATA OLABİLDİĞİNCE POZİTİF BAKABILMAK UMUDUYLA.....Sevgiyle ve huzurla kalın....
YORUMLAR
Galiba zaman zaman herkesin isyan edip başkaldırdığı anlar olabiliyor. Bizlere bahşedilen hayat çok uzun gibi görünse de aslında sonsuz degıl.Sınırları belli.Acısıyla, tatlısıyla bazan güzel bazen kötü sürprizleriyle, bilinmezleriyle insanoğlunu ürkütebilen bir süreç.
Hani derler ya''gemicinin istediği rüzgar her daim esmiyor'' diye...Hayat da öyle değilmi? Bazen ılgıt ılgıt esen bir meltem gibi bazen yakıp yıkan fırtına misali....
Mutsuzlukların, aczin, kötülüklerin, acıların,çekişme ve kavgaların, hayal kırıklıklarının yeni doğan günle yok olmaları dileğimle...
Ne de güzel demişsin, derken de çok doğru demişsin.İnsan olmak çok zor günümüzde. Art niyetsiz, beklentisiz, sırtından bıçaklamadın dostunu, ya da karşılıksız severek...
Çok severim Mevlana'nın insanları konu alan sözlerini. Birini eklemek istiyorum müsadenle...
İnsanları kitaplar gibi düşün,
Ve
Kapaklarına bakıp aldanmayın
Asıl değerini, Okumaya başlayınca
Anlarsınız!!!!!
Sevgiyle, huzurla kal...
Yorumunuz öyle içten ve ruh okşayıcı ki.....Bayram çocukları gibi sevindim desem çokmu abartılı olur.Sizin de okuyan gözlerinize, erinmeden yazan ellerinize sağlık:)))))
Umarım biz de sizin bloglarınızı okuma şansını yakalarız.Pes etmek yok...Haydi kolay gele