HAYAL-ET
07 Ağustos 2020, 04.50 A- A+Bazı insanların gerçeklik algıları tüm hayatın önüne geçer.....
- Yanlışmış
- Neymiş ? ne ? Anlamadım ne yanlışmış ?
- Bildiğim her şey.......
- Biliyor musun seni hiç bir şey değilse bile bu melankoli öldürecek .... Yahu ne var herkes gibi olsan , Beyrut'taki patlamaya üzülsen mesela , ne bileyim kadın cinayetlerini ve nedenini konuşsak hatta hayat pahalılığını işin gücün ne olacağını falan ya hatta seninle Corona'yı tartışsak ben labratuvarda yapıldı desem sen saçmalama kuzum desen .... falan filan yani ne bileyim yahu ben işte ama Allah aşkına yeter bir akşam gel aç Raki 'yi yaz akşamı kavun bulurum kusana kadar iç ulan hiç konuşma ona bile razıyım .
- Raki :)) Şuna kaç yıldır Raki diyorsun
- Vurdu mu deviriyor ya ondan :)
- Sabahtan beri normal olmaktan söz eden genç ihtiyar , neredeyse ciddiye alacaktım seni İnstagram'da kendi ayaklarını kollarını , yüzlerini çekenler kadar bile normal olmayı düşledim konuşmanın ortasında hatta yediği balığın kılçığını çekip altına '' balığdamı yemiyek '' yazabilirim diyordum ki Raki nin gongu çaldı.
- Üfff ne var yaa İnsanların kendini önemsemesinin nesi kötü neresi tuhaf ?
-Bugün senin normalliğin üstünde konu bana gelmeyecek anlaşılan , ben gidip anormal paranormal
ve mel-alkolik takılayım .
Ama öncesinde bir sorum var sana
- Haydi sor sor
- Bir insanın bildiği her şeyin yanlış olduğunu farkettiğinde yapması gereken nedir ?
- Hiç zor değil ki bu soru.... Öğrenmenin anahtarıdır bu durum .
- Nasıl yani ?
- Bir şeyi yani herhangi bir şeyi gerçekten öğrenmenin iki şartı vardır : birincisi O konu hakkında hiç bir şey bilmemek , ikincisi de , o konu hakkındaki bildiğini sandığın her şeyin yanlış olması ihtimaline açık olmak .
Yani mesela bak babana okuduğu kitaplara hep sol cenahın siyaset içerikli kitaplarını okuyor bu ne demek hiç düşündün mü ?
Bu kapalı insan modeli davranışı yani karşı fikre o kadar kapalı ve tahammülü yok ki hep bildiği şeyleri destekler nitelikte şeyler okuyor . Ödü kopuyor bildiğinin yanlış olma ihtimalinden.
Özetle cicim korkak sarılır cesur salınır :))
- Peki ya konu yaşamın ta kendisiyse?
- Bana bak o sorunun cevabı için saat ücreti altıyüz TL idi pandemiden önce bi kere.
- Ulan bende diyorum her ay dekoru değişiyor bu evin meğer nedeni buymuş
- Popon kadife gördü sayemde. Herkes senin gibi kasıntı şeylerden hoşlanmak zorunda mı ? sana kalsa tüm dünya chester koltuklarda kocaman avizelerin altında takım elbiseyle ve pullu payetli elbiselerle uyumalı .
- İşte sorun tam olarak bu !
- Bu işte çok iyiyim beeee altıyüz TL paramı ! bak ilk seansın on dakikası sorunu buldum :)
- Ben ciddiyim .
- Evet biliyorum ama senin başka bir sorunun da ciddiyet ile gerginliği karıştırman yani ben de ciddiyim ama sen farkında değilsin.
-Hayatımdaki herşey başkalarını etkilemek üzere kurgulanmış ortalama şeyler hatta çoğu filmlerden çıkma yani ofis takımlarının kasvetli ciddiyeti , takım elbiselerin kalitesi ve renkleri her takıma hatta gömleğe farklı saat takma takıntısı , ayakkabı seçimleri ve evet arkadaş seçimleri hepsi ama hepsi bulunduğum zümrenin takdir edeceğini umduğum materyaller.
- Hayaller yani.
- Ne ?
- Hayaller yahu hayaller. Yaşadığın şey senin düşün değil , olmak zorunda olduğunu düşündüğün yani şuan yaşadığın hayat başkalarının hayalleri .
Herkes bu problemi yaşar inan bana , asıl herkesin yapamadığı şudur :
Başkasının hayalinde yaşadıklarını fark ettikleri anda silkinip kendi düşlerini kurmak .
- E nasıl yapsınlar ki kırk yılımı harcadım bugün için şimdi sırf hayal kuramadığımı farkettim diye tüm hayatımı mı sileceğim
- Mustafa Kemal diyor ki : Şayet hayatın içerisinde yapılması zaruri değişiklikler keskin bir kararlılık ve ivedilikle uygulanmıyorlarsa sonuç almak mümkün değildir ''
- Beni Mustafa Kemal'le mi kıyasladın sen az önce ?
- Hah hah komik şey seni . Diyorum ki ya hayal eden olursun ya da hayalet olursun .... Hayal kur yani
ille de peşinden gitmen gerekmez hayalinin ama bir büyüsü vardır ki hayatın hayalin neyse bir gün sen o oluverirsin...
Hali , hayali olmayanlara.....
Aslen ve hayalen Isientus....
-
YORUMLAR