gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Bilemiyorum...

10 Ağustos 2020, 02.14
A- A+

Nasıl anlatsam?

Nereden başlasam?

Hem neden anlatsam…?

‘’Bilemiyorum Altan.’’

Nuri defol git, defol git saniyede 24 karene. Hiç halim yok…



Yürüyorum. Haziran yada Temmuz yada Ağustos. Kan ter içindeyim. Kan ayak bileklerime kadar ulaştı. Ter ise kıçıma. Birleşmeleri yakındır. Durmaksızın yürüyorum. Bir amacım, bir hedefim olmadan, sadece yürüyorum. Nadiren kısa bir an için de olsa duraksıyorum. Duraksatıyorlar. O duraksama anlarında pişmanlık ve boş vermişlik karışımı bir duygu kaplıyor benliğimi. Ama bu hal o kadar kısa sürüyor ki, bu tarifsiz duyguyu tanımlama gereğini bile duymuyorum. Devam ediyorum amaçsız yürüyüşüme…



Çok susadım. Hiç suyum yok. Eğilsem biraz kan içsem. Hayır hayır çok tuzludur, içtikçe içerim. Henüz erken intihar için. Daha öğrenemedim... Devam etmeli yürümeye. Her adım bir cana daha mal olsa da…



Güneş tepemde şiddetle parıldıyor. Şikayetçi değilim. Tek parlak şey…



Evvelce kızarıp dökülen yüzümün derisi, kaşlarımı da beraberinde götürdü. Alnımdan süzülen ter gözlerime doluyor. Ter yakıcı. Ohh bu bir ispat, demek rüyada değilim, demek bu gerçek. İyi. Yoksa bu her şeyi daha da anlamsız kılardı. Derin bir nefes çekiyorum ciğerlerime. Ter daha da yakıcı olmasın diye elimi gözlerime siper ediyorum. İleriye bakıyorum. Ama niye? Ne umduğum, ne bildiğim bir şey var. Yine de bakıyorum. İleride hiçbir şey yok. Hiç olmadı ve hiç de olmayacak… Yine de bakıyorum işte ve bak yine hiçbir şey yok.



Cırkkk. Al işte, bir tane daha. Dur dur, farklı bu. Bu da onlardan, sürekliliği bozanlardan, bir an duraksatanlardan.. Eğilip bakıyorum.. Hala canlı, hala atıyor ve kanıyor...




Bilmek istiyorum ama. Neden…? Acımıyorum, kanamıyorum, durmuyorum, sadece bilmek istiyorum. Sadece bilmek. Neden…? Suçlu kim, ceza çeken kim…? Kanı akan mı, kanı döken mi…? Kim kimin Cengiz'i...?



Bilemiyorum Altan bilemiyorum.  

Nurii   s… git...

YORUMLAR

11 Ağustos 2020, 10.14
Bugünü yazmak isterken bir baktım dünü yazıyorum Cafo. 

Dostum bilesin ki kelimeler daha öldürücü daha kanatıcıdır. İş gereği görmediğim yara bere kalmadı. Ama emin ol hiç biri kelimelerin açtığı yaralar kadar kanatıcı değildi. Öte yandan şu da bir gerçek ki, hiç bir yara açıcı şiddet konusunda suskunluk ile yarışamaz. 

Teşekkür yorumun için. 
11 Ağustos 2020, 13.49
 ''Öte yandan şu da bir gerçek ki, hiç bir yara açıcı şiddet konusunda suskunluk ile yarışamaz ''diyorsun ya yorumunda _Mavisakal_....Çok haklısın.  Suskunluk aslında en büyük ceza. Hatta canımızı yakan en etkili silah. Suskun kalanı;  ellememek,  dillendirmemek,  dürtmemek gerek.Neden mi? Çünkü yüreğinden dökülenler  en acı ölümlerden birine sebep olur... Boğuluruz Allah muhafaza....

Kaliteli bir yazıydı. Yazdıran yüreğinize, yazan ellerinize sağlık...
12 Ağustos 2020, 00.48


"Her yara iyileşir. Ama her bir yaranın iyileşmek için ihtiyaç duyduğu zaman farklıdır.
Ve biliyor musun; çoğu zaman iyileşmek için herhangi bir çabaya gerek de yoktur, kendini bırakmak ve kusmak kafidir.

Yaraları başkalaştırmak, dönüştürmek, umudu yok etmek...

Bilmem, bence fuzuli... " 


Hatırladın mı bu cümleleri?   :))  smile Resmi 

Haaa bu arada Allah için güzel yazı. 

Notunuz: Baktım gördüm yazı sahibinin cümleleriyle yorumlar yapılmış :))  Benim başım kel mi be yaaa .  smile Resmi  

Yerlerde, ayaklar altında olsa da bak atmaya devam ediyor. :))

 Cııırrrrkkkkkkkk,  cıııırrrrrrkkkkkkkkkkk ...  Pardonnn pardonnnn 

Hüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüpppppp Jiiiiittttttttttttttttttttttttttttttttt






13 Ağustos 2020, 02.13
''Eyvallah'' Evet Asune çok haklısın söylenecek en iyi söz bu. Ve yine evet, belki de bize verilmiş olan en değerli hediye, pek çoğumuz tarafından bakiyesi sıfır olan amaçsız yolculuklarla tüketiliyor ne yazık ki...


zeRRya değil mi ama, en kötüsü de bu; suskunluk... Suskunluk, kendisi ile karşılaştığında şiddete başvuran aşağılık embesiller dışında kalan insanlar için aslında çok fazla bir hareket alanı da bırakmıyor. Belki de en kötü ceza...


Babette evet hatırladım, benim sözlerim bunlar. Acı başkasının olunca, şifacı olmak kolay oluyor... Bunu yeni yeni anladım. 

Cafo'ya da dediğim gibi yazı, kahramanımızın dününü anlatıyor. Kahramanımız bugün bambaşka bir yerde de olabilir. Bir başka gün onun bugününü de anlatırım belki.

Genelde hiç kimseye haksızlık etmemeye çalıştığımdan, kahramanımızın da haksızlığa uğramaması amacı ile şunu da özellikle belirmek zorundayım ki; kahramanımız hiçbir zaman kalpleri taammüden ayaklar altına almamış, kanlarını dökmemiş. Amaçsız yürüyüşüne denk gelen bazı bahtsız yoldaşlarının felaketi bu... O bundan hiç bir zaman hoşnut olmamış, hatta zaman zaman duraksamış da, ama nihayetinde hiç durmamış ve amaçsız yürüyüşüne devam etmiş.. Zannımca kendisi de kanayana dek bu böyle sürer gider... 

Hatta belki kanamaya başlamıştır bile, ama bu da dediğim gibi başka bir günün hikayesi.



13 Ağustos 2020, 13.48
Oooooooooooo severim haşin kalp hikayelerini :)

Yolda her türlü şey başına gelebilir insanın pek tabii, kazalar kaçınılmaz. Yol kazasıyla, kişinin bizzat kendisinin kaza olma hali bambaşka şeylerdir ama :) Bunu bir kabul edelim öncelikle. Bu tip kahramanlar riski göze almışlardır, bi nevi adrenalin bağımlılığı. Yine de dikkat etmek gerek; seninkisi, bastığı yere dikkat etmeli, misal; kalp görünümlü bir muz kabuğuna basıp yarım bir perendeyle kafa üstü yere çakılabilir. En sağlamı; dağına göre rüzgar seçmektir sevgili kahraman.dddd hem öyle daha eğlenceli olur. Ben kahramanın tarafındayım gerçi, biraz benim kanamalı-yanmalı kalp hikayesindeki kahramanıma benzetip taraf tutuyor olabilirim .pp Hiçbirinize kahramanı yedirtmem .dd Sen dahil Mavicim!


Çok ekstrem, hayata kasteden vs. durumlar olmadıktan sonra; kimse, kimsenin kalp sağlığından sorumlu değildir bence. Genel bakış açısıyla; karşınızdakiler bir şeyler ister, siz de elinizden geleni, kalbinizden geleni, aklınızdan fikrinizden geleni yaparsınız. Hepsi o. Bir adım ötesini de yapabilirsiniz şartları zorlayıp. Ama iki adım ötesine geçerseniz kendinize ihanet etmiş olursunuz, 'kendi'liğinizi kaybedersiniz .p Yani neymiş: "Sadığım... sadece kendime" la la la :)

https://www.youtube.com/watch?v=R_XFhswZSys

Duygu yoğunluğuna halel getiren, biraz sert rasyonel şeyler yazdım galiba ama gerçekler işte... :) Kalemine sağlık MaviSakal, zevkle okudum, yorumladım.

10 Eylül 2020, 06.27
Ah Cezbeciğim her zamanki gibi akıllısın. Doğru okumuş ve doğru da anlamışsın. Tek yer dışında. Kahramanımız hiçbir şeyin bağımlısı değil. Bir arayışı yada amacı da yok. Umudunu kaybetmiş çünkü. Anlayacağın senin belli belirsiz kelimelerle araya sokuşturduğun acımasızlığını haketmiyor. Baksana "Acımıyorum, kanamıyorum..." diyor ama bal gibi de acıyor ve kanıyor. Acımasa, kanamasa bu soruları sorar mı?

Ve bence dediğin çoktan olmuş, senin kelimelerinle değil belki ama, olmuş işte... 
https://youtu.be/zv4y9puMKwQ
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın