Çaldı mı Düdüğü, Parayı Veren
10 Ağustos 2020, 02.24 A- A+
“Parayı veren düdüğü çalar” demişti sol elinin içi ile sıvazlarken ak sakallarını merkebin üzerinde ters oturmakta olan Hoca Nasreddin.
İlkokul 2.sınıfa gidiyordu Murat, Akşehirli nüktedanın bu fıkrasını dinlediğinde öğretmeninden. Dinlemişti de dinmemişti o minik ellerine düdük verilmemiş olan çocukların o an yüreklerinde yaşamış oldukları hüznün kendi o yufka yüreğinde oluşturduğu üzüntü ve acısı. Uyuyamamıştı o gece Murat, tıpkı parayı verdiği için düdüğü hakettiği söylenen Kemal gibi. Varlıklı bir ailenin çocuğu olsada hassas bir çocuktu Kemal, parayı verdiği için düdüğü almıştı da çalamamıştı.Bükük boyunlu arkadaştan öte candaşları arasında kalakalmıştı öylece ve sıkmıştı avucunu düdüğü kaybedercesine, yok edercesine elinde..
Küçük bir ders vermişti fıkranın yazarı, göle maya çalan vasıtası ile de düşünülmemişti eline düdük verilenin yanında düdük hayali kuran diğer çocukların ruh hali ve psikolojileri. Böyle bir deyimi almak İçin kaleme , kullanılmamalı idi yarının büyükleri ve belki de yaşama , topluma yön verecek olanları..
Hassas bir çocuktu Kemal ve üzülmüştü arkadaşlarına oldukça. Farketmişti ailesi de düdük parası vermişlerdi Kemal’ e arkadaşlarının sayısınca. Yine giderken pazara gökyüzündeki yıldızların sayısını bilen tek kişi olan Hoca Nasreddin, Kemal verip paraları istemişti arkadaş sayısınca düdükleri. Pazardan döndüğünde ise her çocuğun elinde bir düdük vardı artık öttürülmeyi bekleyen. Merkebinde öylece izlerken çocukları zorla helva yedirilen hocamız, hepsi bir anda düdükleri dudaklarının arasına götürüpte çalmaya başladıklarında mutlulukları ve o gülen gözleri değerdi görülmeye, ışık tutarcasına yarınlara.. Kaşların altından kirpiklere sızan ve oradan da sıvazladığı ak sakalları sulayan birkaç damla yaş akmıştı karşısındaki sahne karşısında mahareti kavukta gören Hoca Nasrettin de, verdiği küçük ders, ücreti idi sanki aldığı bu büyük dersin...
Murat mı?. Üzülmüştü ilk duyduğunda bu fıkrayı “ parayı veren düdüğü çalar” son cümlesi olduğu için ama artık çocukların sonraki mutluluklarından dolayı o üzüntünün yerini yürek nehrinin suladığı hiç solmayacak olan umut ve hayal çiçekleri almıştı, İzmir’in dağlarında açan çiçeklere eş..
İki güzel Kemal tanımıştı Murat nefes aldığı sürece. Hassas Kemal’ di birisi, diğeri ise Mustafa Kemal...
YORUMLAR
İki güzel insan tanımıştı Murat nefes aldığı sürece.Mustafa Kemal' di birincisi, ikincisi de hassas Kemal....
Kalemine sağlık.