Askerin Hakkari ye Yolculuğu
22 Nisan 2021, 12.33 A- A+Kanaryalar kazandığını düşündüğünde timsahlar yürüyüşe geçmişti ki şampiyonluğu kaybettiğimiz o üzücü gecenin sabahında Atatürk hava limanından uçakla Elazığ'a gitmiştim. Bu arada benim ilk uçak yolculuğumdu. Elazığ'a vardık o günün nasıl geçtiğini anlamadım akşam olduğunda rengarenk LED ler ile dekore edilmiş Harput Kalesi bize selam dururken serin bir hava vardı . Tıpkı sürü gibi toplandığımız KTM nin gazinosunda ne kantin sırası gelirdi ne de langırt oynayacak sıra boş bir sandalye bulduğum için çok şanslıydım . Kafamı kirden kararmış duvara dayayıp TV izlerken enseme yediğim şaplak ile kendime geldim. Bir baktım ki bizim Caner, köylüm ve çocukluk arkadaşım meğerse o da Erzincan'da görev yapıyormuş hastane işleri için Elazığ'a yollamışlar . Neyse ki o vardı muhabbet ettik ... Sıra uyumaya geldiğinde bizi belki yarım saat yürüttüler lojman gibi bir yerde kalacaktık lakin sıkıntı büyüktü. Bir yatağa 4 asker yatmak zorundaydı pijama giymek yok öylece üstümüz ile balık istifi gibi dizildik hayatımın en kötü uykularından birisiydi. Bir ara keşke dedim bende bir sedye bulup yatak bulamayanlar gibi koridorda uyusaydım.
Ertesi gün oldu yolculuk Hakkari'ye ama önce Van'a gitmek gerekiyordu. Elazığ'dan ayrılırken 4 kişiye hücum yeleği 5 şarjör ve 1 tane de HK-33 veriyorlardı. Hiç kimse bu sorumluluğu almak istemiyordu. Ben Lapin gibi atlayıp silah ve hücum yeleğini aldım . Meğerse yolda baskın yesek ilk silahı olanlara sıkarlarmış korkuları o yüzdenmiş . Hayatımda en fazla Konya'ya gitmişliğim var iken kendimi doğunun ücra köşelerinde buldum. Muş ,Tatvan , hatta konvoyu basılan ve şehit edilen askerlerimizin olduğu yerden geçtik .. Üstümüzde bir skorsky önümüzde ise bir kara cobrası bize Van'a kadar eşlik etti. Hayatımda ilk defa Van'ı gördüm sokaklarından otobüsle geçerken bir mahallesinde küçücük çocuklar bize el kol hareketi çekiyorlardı. Bu sefer Hakkari yolculuğunun 2. günü de Van KTM de geçecekti. Van KTM de oldukça kalabalıktı ama kendime çok şükür pis olsa da bir yatak buldum.Çantamdaki örtüyü çıkarttım yatağa yaymak suretiyle uyku çektim. Orada da ranzaları çok dar yapmışlar. Tabiri caizse uykudan aniden başını kaldırsan kafanı üst ranzaya kesin vurursun. Oradaki 2 günümde hijyen sıfır , her yer çer çöp fokur fokur kaynayan insan sürüsü gibiydik. Neyse ki günlerimi geçirdim ve Hakkari konvoyu hazırdı yolculuk başlayacaktı .
Rakımın çok yüksek olduğu o bölgelerde araç ilerledikçe yutkunuyordum her yutkunduğum da ise kulaklarımda bir hareket oluyordu . Yolculuğun bir kısmında uyudum . Epey bir yolculuktan sonra bir kaç barakanın bulunduğu amatör bir dinlenme alanında aracımız durdu şoför gelen kişiye 5 TL uzattı o kişi 5 litrelik su şişesi içindeki yakıtı araca doldurdu .Bütün bunlar olurken araçta yetkili rütbeliler de vardı. Yolculuk ilerledikçe Zap deresinin kendine has güzelliğini izliyordum ama bir yandan ilerlediğimiz yolun ne kadar tehlikeli olduğunu düşünüyordum çünkü kenarlarındaki kayadan olma dimdik sarp tepelerden acaba biri RPG sallar mı diye düşünmeden edemiyordum . Tabi ki öyle bir şey olmadı ama baya korkutucu bir yolları var hatta o yolda o tepelerden biri çökmüş geçen gün haberlerde görmüştüm. En sonunda Hakkari merkeze geldik. Şöyle bir baktım içimden burası nasıl il dedim Gemlik bile iki katıydı . Merkezi köy gibi ama önemli olan ben nereye gidecektim .
Teslim noktam olan Otluca köyündeki Tugayıma doğru devam ederken etrafı süzmeye devam ediyordum . Tugayın bulunduğu yol üzerindeki boş duvarlara T.C. yi karalayan yazılar , Terörist başını öven yazılar hep karşımızdaydı . Bazı kerpiç evler dikkatimi çekti önlerinde lüx arabalar ... Derken birliğime teslim oldum ... Başyurt kışlası girişinde 2 tane tüfek birbirine çatılmış görkemli bir kaografisi vardı ve çok bayırdı . Arkamı dönüp baktığımda Hakkari'nin görkemli dağı Sümbül beni selamlıyordu . Bir yanım Şivekör yanında Nizar tepe ileride de Kırmızı tepe 12 ayım burada geçecekti .Kendimi vatanıma borcumu ödemek için en uygun yerde olduğumu çoktan hissettirmişti. Bundan sonra beni hangi maceralar bekleyecekti bu da başka bir günlüğümde sizlerle olacak...
YORUMLAR
Dedim, -Bekir, bu kapı ahiret kapısı, burası sırat köprüsü, bu sefer de geçersen bi daha geri dönemezsin.-. -İyi düşün- dedim. Düşündüm, düşündüm, ama olmadı, dönemedim. Sonra -Bak oğlum- dedim kendi kendime. -Yolu yok, çekeceksin, isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. Yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi.”