Geçer Bayan (Mahur)
26 Nisan 2021, 01.37 A- A+
Bir şarkıda duymuştum o kelimeyi, o mahur beste çalıyordu ve şarkıyı söyleyen müjganla bir ağlaşıyordu.
İtiraf etmeliyim ki mahur kelimesinden ziyade ben müjgan kelimesine odaklanmıştım o şarkıyı dinlerken ve sonrasında şarkının bestelendiği şiiri okurken. İçerdeki acının artık yerinde duramayıp dışa düşerken o acıya yol arkadaşlığı eden kelimeye. Gözyaşlarının önce önünü kesen ama onlara engel olamayınca da yoldaşlık eden kelimeye.
Peki ya o mahur beste de neyin nesiydi?
Gri niye “mahur” kelimesini seçmişti? Hüznün kokusu geliyordu bu kelimeden ya da bana öyle geliyordu.
Türk Musikisinde neşeli, şuh bir makam ismi diyordu sözlükler mahur kelimesi için, bir de meyhane ve kumarhane anlamlarını veriyordu.
Mahur makamındaki eserlerden bir kaçını dinledim önce. O zaman düşündüm mahur kelimesinin diğer anlamıyla olan bağını, ya da ben bir bağ kurmaya çalıştım diyelim, meyhane diyordu ya Ferit amcam bir de kumarhane.
Meyhaneler hüznün ve serkeşliğin; kumarhaneler ise hırsın ve zaafın mekanıydı bir anlamda. Türk musikisinde bir makam olarak mahur bunları mı barındırıyordu bünyesinde acaba.
Kelimelerin sırrı vardı kanımca ve bu kelime başlı başına sır kaplıydı, korkuyordu belki de sırrın ayan olmasından.
Ben didikledikçe o kendine kapanmıştı iyice, ser veriyor sır vermiyordu bu kelime. Oysa uzatmıştım elimi, hadi tut diyerekten.
Belki de küsmüştü bizlere, asırlardır vardı, asırlardır güzelliğini koruyordu. Oysa şimdi dikkat çekmişti, nedeni neydi dikkat çekmesinin…. Bir dizide başrol oyuncusuna verilen bir isim olması mıydı insanlarının onunla birden ilgilenir olması. Kırgın olmalıydı ve bence haklıydı da kırılmakta.
Velhasıl zihnimdeki tüm bu keşmekeşten sonra “mahur” ile “mühür” kelimesi arasında bir akrabalık aradım, mühürlüydü zira mahur kelimesinin sır kapıları. Ben açamadım o kapıyı ama biliyordum kapının ardında durduğunu ve biliyordum değerli olduğunu.
Dünya kelimelerden ibaretti ve şimdi o kelimelerin biri bana emanetti.
………….
Saat gecenin bilmem kaçı…. Yatağından kalkıp perdesi yarı açık olan pencerenin önüne gidiyor, sehpada duran sigara paketine ilişiyor gözü. Bir sigara çıkartıp yakıyor. Sigarasıyla birlikte şehri seyretmeye başlıyor. Her neyse diyor.
Kurgudan başka bir şey düşmeyen kaleminden izin alıp geçiyor pc’nin başına. Yazıya dökerken aklından geçenleri, Maraşlının sesi geliyor:
--Geçer bayan.
Babette
İtiraf etmeliyim ki mahur kelimesinden ziyade ben müjgan kelimesine odaklanmıştım o şarkıyı dinlerken ve sonrasında şarkının bestelendiği şiiri okurken. İçerdeki acının artık yerinde duramayıp dışa düşerken o acıya yol arkadaşlığı eden kelimeye. Gözyaşlarının önce önünü kesen ama onlara engel olamayınca da yoldaşlık eden kelimeye.
Peki ya o mahur beste de neyin nesiydi?
Gri niye “mahur” kelimesini seçmişti? Hüznün kokusu geliyordu bu kelimeden ya da bana öyle geliyordu.
Türk Musikisinde neşeli, şuh bir makam ismi diyordu sözlükler mahur kelimesi için, bir de meyhane ve kumarhane anlamlarını veriyordu.
Mahur makamındaki eserlerden bir kaçını dinledim önce. O zaman düşündüm mahur kelimesinin diğer anlamıyla olan bağını, ya da ben bir bağ kurmaya çalıştım diyelim, meyhane diyordu ya Ferit amcam bir de kumarhane.
Meyhaneler hüznün ve serkeşliğin; kumarhaneler ise hırsın ve zaafın mekanıydı bir anlamda. Türk musikisinde bir makam olarak mahur bunları mı barındırıyordu bünyesinde acaba.
Kelimelerin sırrı vardı kanımca ve bu kelime başlı başına sır kaplıydı, korkuyordu belki de sırrın ayan olmasından.
Ben didikledikçe o kendine kapanmıştı iyice, ser veriyor sır vermiyordu bu kelime. Oysa uzatmıştım elimi, hadi tut diyerekten.
Belki de küsmüştü bizlere, asırlardır vardı, asırlardır güzelliğini koruyordu. Oysa şimdi dikkat çekmişti, nedeni neydi dikkat çekmesinin…. Bir dizide başrol oyuncusuna verilen bir isim olması mıydı insanlarının onunla birden ilgilenir olması. Kırgın olmalıydı ve bence haklıydı da kırılmakta.
Velhasıl zihnimdeki tüm bu keşmekeşten sonra “mahur” ile “mühür” kelimesi arasında bir akrabalık aradım, mühürlüydü zira mahur kelimesinin sır kapıları. Ben açamadım o kapıyı ama biliyordum kapının ardında durduğunu ve biliyordum değerli olduğunu.
Dünya kelimelerden ibaretti ve şimdi o kelimelerin biri bana emanetti.
………….
Saat gecenin bilmem kaçı…. Yatağından kalkıp perdesi yarı açık olan pencerenin önüne gidiyor, sehpada duran sigara paketine ilişiyor gözü. Bir sigara çıkartıp yakıyor. Sigarasıyla birlikte şehri seyretmeye başlıyor. Her neyse diyor.
Kurgudan başka bir şey düşmeyen kaleminden izin alıp geçiyor pc’nin başına. Yazıya dökerken aklından geçenleri, Maraşlının sesi geliyor:
--Geçer bayan.
Babette
YORUMLAR
Cezbem "bir kelime bir blog" etkinliği senin fikrinle ortaya çıktı, öncelikle bunun için bir teşekkür sana. ... Bu karenin içinde olmaktan mutluyum. Keyif aldım bu yazıyı yazmaktan. Ha okuyucu keyif alır mı bilemem :))
Grim Kelimem, neden bilmiyorum ilk andan itibaren beni cezbetti. Cidden sevdim, ha neyini sevdim onu da bilmiyorum. :)
Bak nasıl sahiplendim, kelimem diyorum. Benim o. :)) Yorumundaki tanımlamada kelimenin senin kalemine de çok yakıştığını gördüm, gözden kaçmadı yani :)
Şimdi :)
Kelime seçme ve kelimeyi emanet etme vakti di mi :))
Kelimemiz: Pinhan
Eğer kendisi kabul ederse ben kelimeyi Blue'ye emanet etmek istiyorum. Gerçi kendisi karabatak gibi maşaallah. Arada bi görünüp kayboluyor. En kısa zamanda ortaya çıkar umarım.
Yok, ben iş güç sahibi adamım sizinle vakit geçirecek vaktim yok falan derse de hep birlikte taşa tutarız artık. :)))
Ben şimdi izninizle ikinci bir kelime daha seçmek istiyorum:)) Çok oluyorum farkındayım ama dediğim gibi daha fazla renk gerek bize alaimisemayı oluşturmak için.
Kelimemiz: Sızı
Emanet edeceğimiz arkadaşımız BirAdamYaratamamak :))
Umarım beni kırmazlar ve umarım kalemlerini bizim için kullanırlar. İkisinden de olumlu bir tavır göremezsek artık kendi kendimize çalar söyleriz :))
Bu arada eğer ben de bir şeyler yazmak istiyorum, bana da bir kelime verin diyen arkadaşlarımız olursa onlara da kelimelerimizi emanet edebiliriz. Tür önemli değil dedik en başta, istediğiniz türde yazabilirsiniz.
Güzellerim seviyorum sizi Teşekkürler
Notunuz: Patron, tüm kelimeler senin olsun istersen sen de buyur :)))
Oradaki müjganın bayan ismi olmadığını ve o şiirin hangi duygularla yazıldığını biliyoruz efendim. :)) Yazının giriş bölümündeki paragraftaki anlatımda kelimeyi "kirpik" anlamında kullandığımı görüşsündür zaten :)) Tırstım yaaa aaa dövüyor yine :))
O şirin aşk şiiri olmadığını şiiri okuyan anlar heralde diye düşündüğümden yazmaya gerek görmedim açıkcası. Evet bahsettiğin konuyu okumuştum daha öncesinde, hatta bir gemide mi yazmıştı ilk mısralarını, tekrar edip durmuştu şair anlatılana göre. Aman yanlış bir şey demeyeyim şimdi :))
O kelimeler aynı kökten demedim haa :)) O konuda da azarlama lütfen :)
Zahmetin için teşekkürler, biz seni kızdırıp ortaya çıkarmaya uğraşıyoruz işte böyle.
Sen onu bunu bırak da sana emanet ettiğim kelimeyle yazmaya başla istersen. İtiraz yok efendim. :)))
Hem şu sıralar Cezbe ile kavga halindeyim, tek cephe yeter, ikinci cephe ile baş edemem. Hem allah aşkına Karnabahar nedir ya, asıl olması gereken Karnıbahar'dır kesinlikle.
Bakın burası çokomelli; "Tabii yazıları sildiğim için referans linki yollayamıyorum". Demek ki neymiş, yazıları silmemek gerekiyormuş, o uzun yorumdan benim anladığım (gmsnn sen anla denilmiş) bu oldu. Hatta blogların silinmesini önlemekle aslında ne kadar güzel bir şey yapmışız, ancak geç kalmışız, keşke çok daha önce yapsaymışız.
Ha bak yazıp da seçici olursan aha da blog, biri seni kızdırdı mı kaldır tahtaya, tek ayak üzeri bekletip yazdır istediğin kelimeyi binlerce defa. :))
Karnabahar mevzusunda ise o sebzenin diğer adı çiçektir, Ben öyle hatırlıyorum çocukluğumdan, bizim evde öyle denirdi. Bu durumdan bakarsak hani sebzemiz çiçeğe benziyor ya :)) eee yediğimiz zaman da karnımızda bahar oluyormuş. O açıdan karnabahar denmiş. ı sesi düşmüş orada :)))
Cafo olsa şimdi "olur olur gider" derdi. :)
Gerçi görmüşsündür talebi ama ben bi daha duyurayım. İnsanlar senden "karnabahar" hikayesi okumak istiyor. otherandın da dediği gibi sen buraların neşesisin. Senin kelimen yoğun istek üzerine karnı karnına karnabahar..
Cezbem dediğin gibi bu iki güzel adamın ikisinden de ses çıkmadı, olumlu ya da olumsuz bi dönüt vermediler. Beklemedeyim, ama hoşuma gitti bu kelime seçmece.
Ne kelimeymiş ama bu mahur da :)) Bak şimdi Cezbem hani BirAdam mühür ile mahur arasındaki farkı göstermek için osmanlıca harfler kullanmış ya :)) ben de Ferit Amcanın lugatine baktım bu makam olan mahur ile efendim meyhane, kumarhane anlamı taşıyan mahur arasında da o 'H' farkı var lugatte. şimdi beceremeyeceğim burada yazmasını da :) belki ondan sebep anlam olrak da fark vardır. Neyse biz unutalım kelimeyi :))) Çok eşelememek lazım :) Dayak var sonunda...
Ah be Gri :) tam bi çorap örmüşsün başımıza:))
Şimdi,
Kelime : Ezel, emanetçisi Cafo
Kelime: Kader, emanetçisi Gri
Kelime: Ahir, emanetçisi Cezbe
İtiraz yok....
Hüpppppppppppppppppppp Jiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiittttttttttttt
O mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız
Gitti dostlar, şölen bitti, ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda, sıralı sırasız
o mahur beste çalar, müjganla ben ağlaşırız
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı;
güneşten ışık yontarlardı, sert adamlardı
hoyrattı gülüşleri, aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan, ortalık karardı
Bitmez sazların özlemi, daha sonra daha sonra
sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara;
simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
Evet Cezbem dediğin gibi herkes bi yan çizmece sen de dahil :)) Tamam ben işi abarttım herkesi seçtim ama ben hepinizden okumak için öyle yaptım :) Siz normale döndürebilirsiniz yeniden.
Şiiri eklemen çok güzel olmuş, onca bahsedip de eklemesydik cidden hoş olmazdı. Teşekkür ayrıca bunun için de.
Gri cancanım, Cafo artık yazılarını sadece benimle paylaşıyor, son yazısı cidden harikuladeydi. Ama paylaşmadı burada.
Cezbe'nin de dediği gibi kimse benim kelimelerimle yazmaya niyetli değil gibi. Blue de çıkmaz ayın bilmem kaçıncı gününe attı.. Sİzler keza.. Galactickus ne alemde bilmiyorum, görmedim bayadır. İyidir inşaallah..
Otherand, patrondan anca rica edebilirim ama onun da işi başından aşkın muhtemelen o sebeple bilmiyorum yazar mı yazmaz mı. Ben yazmaz diyorum, belki şaşırtır.
Blue, gamyunun karabatağı seni görmek güzel..
Yelove, umarım güzel yerlere götürmüştür...
Görüşürüz canlar
Çay için gari :)))