Yaş yetmiş iş bitmiş mi?
07 Temmuz 2021, 19.41 A- A+Yaş otuz beş yolun yarısı eder
Dante gibi ortasındayız ömrün
Delikanlı çağımızdaki cevher
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün
Gözünün yaşına bakmadan gider…
Cahit Sıtkı Tarancı
Dillere pelesenk olmuş bir şiir. Şairin mısralarından yola çıkarsak 70 yaş civarındakiler için tehlike çanları çoktan çalmaya başlamış bile…Genel bakış açısı da öyle aslında…
Yaşlı kapsamına giren insanların köşelerine çekilip, artık işe yaramaz, üretemez, öğrenemez gibi saçma fikirlere kapılıp; yakınlarına hatta topluma birer kambur olduklarını düşünmeleri çok yersiz ve gereksiz bir düşünce kanaatimce.
Bunun böyle olmadığına dair öyle çok örnek var ki dünyada..
Mimar Sinan mesela Süleymaniye camisini 70 yaşında, Selimiye camisini de 86 yaşında yapmış. Şimdilerde yaşamış olsaydı köşesine çekilip ''unumu eledim eleğimi astım'' deyip geri kalan ömründe artık yapacak önemli bir işi olmadığını mı düşünecekti? Ya da başka bir ifadeyle kendi kendini kızağa mı çekmiş olacaktı? ))))) Öte yandan; ünlü Alman yazar Goethe en ünlü eseri olan Fausta’yı 18 yaşındayken yazmaya başlamış. Eser; şeytanla iddiaya giren bir adamı konu almakta. Ancak 83 yaşında iken bitirmiş bu eserini yazar.…Görüyorsunuz ki ; ben artık yaşlandım ,benden bu kadar deyip bir köşeye atmamış eserıni. Azimle sonlandırmış yaşını bahane etmeden. Otello operasını besteleyen İtalyan bestekar Verdi de örnek verebileceğimiz ünlü insanlardan biri. Opera; William shakespeare’in ayni isimdeki oyunundan uyarlanarak yazılmış 4 perdelik bir eser. Bu bestesini kaç yaşında yapmış biliyor musunuz Verdi . Tastamam 71 yaşında .Kısacası hiçbirinin yaptığı iş sıradan değil.
Yaşlarının ardına sığınıp pes de etmemişler hiçbiri.
Örnekleri çoğaltmak mümkün..
En etkileyici örneklerden bir diğeri de Lev Tolstoy.Rus yazar. Çok önemli bir yapıtın. Savaş ve Barış romanının yazarı.
Yaklaşık 150 yıl önce 7 yaşındaki oğlunu kaybedince büyük bir umutsuzluğa kapılmış. Hayata küsmüş. O zamanki derneklerden biri belki bir teselli olur, belki bir nebze acısını hafifletir umuduyla kendisine bir bisiklet hediye etmiş. Tolstoy bisiklet sürmeyi bilmiyormuş. Komşularının hayret dolu bakışları arasında , düşe kalka bisiklet sürmeyi öğrenmiş. Kaç yaşındaymış biliyor musunuz bu olay gerçekleştiğinde. 67 yaşında. İşin özü şu. Yaşlandım, artık işe yaramam ya da filan şeyi yapmak için geç kaldım diyenler ‘’Tolstoyun bisikleti’’ kavramını dikkate alsınlar. Önemli olan, saçlardaki aklar değil ya da yüzdeki kırışıklıklar. Önemli olan ‘’hiçbir şey için geç kalmış olmadığımız’’ gerçeğini hangi yaşta olursak olalım benimsemiş olmak. Başkalarının bize layık gördüğü hayatı değil. Kendi arzu ettiğimiz hayatı yaşamak. Pes etmeden, her şeyden elimizi eteğimizi çekmeden ve hedeflerimiz ve hayallerimiz konusunda geç kaldığımız inancına kapılmadan bize bahşedilen ömrü; hiçbir zaman mücadeleyi elden bırakmadan yaşamak.
Tolstoy’un bisikleti metafor niteliğinde. Söz olmaktan çıkmış felsefeye dönüşmüş hatta. İnsanlığa verdiği mesaj çok, çok önemli. Uzun yılar boyunca da önemini koruyacağına inanıyorum. Yazarın bisikleti ve verdikleri mesaj o denli önemli ki Moskova’da yaşadığı ve şimdi bir müze haline getirilmiş olan evinde o bisiklet sergilenmekte.(Yani bisiklet deyip geçmemek lazım)
Not: Bizim insanımızdan örnek vermeden bu yazı bitmez. Bitmemeli. Çok değil kısa bir süre önce sosyal medyada bir haber yer aldı sıklıkla. X kişi yıllar önce maddi imkansızlıklar yüzünden tıbbiyenın 4. Sınıfından ayrılmak zorunda kalmış. 25 yıl boyunca fırıncılık yapmış. Sonra aftan faydalanıp geri devam etmiş tahsiline kaldığı yerden.. 50 kusur yaşında da doktor ünvanını alıp görev için kollarını sıvamış.
Kıssadan hisse: hayatta hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız Yeter ki o azim ve istek içimizden eksik olmasın…
YORUMLAR
Lavoisier, giyotine giderken Matematikçi arkadaşı Langrange'i yanına çağırır: "Kafam sepete düştüğünde gözlerime bak. Eğer iki kere göz kırparsam, insanın kafası kesildikten sonra bir süre daha beyin düşünmeye devam etmekte demektir." der.
Şimdi bunu azim olarak mı yorumlayacağız.
Bu azim değildir. Bu üretmektir.
Azim için hedeflerinize giden yolda çıkan engellere karşı koyduğunuz tavır vardır.
Verdi 71 yaşında beste yapınca ''azmettim başardım'' mı dedi.
Ülkemizde eline kalem alanların en büyük sorunlarından birisi de budur maalesef. Kavram karışılıklığı.Elmayı anlatmak isterken üzümden örnek vermek. Elma ağacını sulamak lazım bak üzüm bağının da su ihtiyacı var demekle bitkinin suya olan ihtiyacını anlatamazsınız.
Elif Ata'nın yazısından (https://elifata.com208/) etkilendiğiniz ve hatta örnekleri oradan birebir aldığınız aşikar ama orada anlatılmak istenen azim değildi maalesef. Evet Tolstoy'un bisikleti bir azim örneğidir ama verilen diğer örneklerin azimle alakası yok. Elif Ata'nın yazısında da o örnekler azim için verilmemişti zaten. Yaşlılık ve Covid nedeniyle 65 yaş üste getirilen kısıtlamaya bağlamıştı.Şimdi olsaydı bu insanlar bu eserleri yapamayacaktı diyerek biraz ironi yapmıştı.
Azim başkadır,üretmek için zaman tanımamak başkadır.
Yazı güzel başlamış ama anlatılmak istenen tam oturmamış.
Hala kavramları karıştırıyorsunuz:)
Ben bu örnekleri kimse bilmez nereden buldunuz demedim. Bir yazıda bire bir olarak verilen örnekleri kibarlık gösterip ''araklamışsınız'' bile demedim.
Okuduğunuzu anlama konusunda azim göstermenizi temenni ederim.
Yazının amatörce yazılmış olması ona yanlış yapma hakkı vermez. Azim anlatırken sanatsal üretime yönelik örnekler vermeniz sizin azimi bilmediğinizi gösterir. Bilmiyorsanız öğrenirsiniz.Cehalet mazeret değildir.
Siz yazmak için azmedin.Önünüzdeki duvarı azimle delmeye çalışın.Kolay bir duvar değilimdir,umarım delebilirsiniz...