Yazının giriş, gelişme, sonuç bölümlerini şahane biçimlemişsin Agresif. Bunu da söylemeden geçmek istemem. Aklına, kalemine sağlık.

Bundan  yirmi yıl önce taliban yönetimini deneyimlemiş bir toplum afganistan. Ve biliyor talibanın yönetimi ele geçirdiginde olacakları.  Şimdi burada bir duralım. Afganistanın egitimli bir ordusu var sayısı 300.000  ve karşılarındaki taliban sa 75. 000 kişiden oluşmakta. Ve ne hikmetse  ülkenin cumhurbaşkanı ülkeyi para dolu bavullarla terkederken bu 300.000 kişilik ordu bir anda yok oluyor. İnsan vatan millet aşkına savaşır en azından ama bunlarda tık yok. Yani birileri belli ki çekilin kenara demiş,  çekilmişler.

Şimdi kaçanlara bakalım hepsi erkek. Oysa talibanın en büyük zulmü kadınlaradır. Bekar olmaları bir şey ifade etmez ailelerindeki tüm kadınları arkalarında bırakarak hareket ediyorlar. Bunların osmanlıdaki azepleri olması mümkünmüdür? Hiç sanmıyorum.. Azeplerin görevi düşmandan gelen ilk akınları karşılamaktı. Bunlar akın karşılamak şöyle dursun direk kaçıyorlar. Bunlara illa bir ad verilecekse çapulcu takımı demek sanırım daha yerinde olur.

Geriye dönüp bakarsak suriyeden gelen sıgınmacılarında aynı mantıkla sadece  (istisnalar olsada) erkeklerden oluştugu aşikar. Ve bunca erkek neden Türkiye hedef gösterilerek yola çıkarlar durup bir düşünmek gerek. Başka ülkelere basamak olması adınamı hiç sanmıyorum. Hedef daha büyük olmalı ve bu korkutucu. Ve dilerim agrsif iç sesiniz yanılıyordur.

Ve son olarak talibanın kurdugu bir devleti siyasi olarak tanıyacak ülkelerin,  kadın seçmenlerinin yüzüne nasıl bakacagını ben bir kadın olarak cidden merak ediyorum. Kadınlara yaşam hakkı tanımayan bir devleti tanıyan bir ülke, kadınlarını yok saydıgınıda açıkça göstermiş olacaktır bana göre. İnsani olarak illada sıgınmacı alınacaksa erkekler degil, baskı altında yaşam hakkı elinden alınmış kadınlar alınmalıdır tüm dünyada. Erkeklere gelince vatan namustur savaşsınlar... Hudutlarımıza gelince; kimsenin yol geçen hanı degil.. Şehidimin kanıyla sulanan hudutlarımız; vatan gibi ana gibi namustur...

Başka bir ülkede yaşıyor olsaydık mükemmel "analoji" derdim ama Türkiye gibi "inşaat" hariç hiçbir alanda bırak uzunu, orta vadeli bir gelecek hesabı dahi yapmayan yöneticilerin, insanların yaşadığı topraklarda yaptığın çıkarım akim kalıyor. Bu arada "gelecek planı yap(a)mamak" sadece şimdinin değil, Osmanlı'dan bugüne kadar tüm zamanların problemi. Mesela 62 sene olmuş Avrupa Birliği'ne ortaklık için başvuralı ve hala aynı yerdeyiz. Avrupa Birliği iyidir, kötüdür başka bir konu ama bizi almadıkları için sürekli "Hıristiyan birliği onlar, tabii ki bizi almazlar" diye salak salak yorum yapan insanlar şu günlerde üye ülkelerin en azından mülteci politikalarına bakarak neden bizi içlerine almadıklarını anlamaları lazım. Avrupa ülkeleri iyi-kötü önce kendi halkının "geleceği"ni düşünüyor. "Afganlar, Suriyeliler zor durumda, biz de hümanist insanlarız, şimdi alalım da ilerde nasıl olsa topluma entegre olurlar" diyerek gerizekalı gibi kapılarını açmıyorlar. Estonya Başbakanı çıkıp "10 mülteci alabiliriz" deyince sosyal medyada sadece bizim insanımızın tepki göstermesi, dalga geçmesi, mizaha başvurması aslında Türk insanının zihninin, anlayışının, hesapsızlığının aciz olduğunun göstergesidir. Yani bu hükümet Afganlara, Suriyelilere kapılarını açtıklarında "gelecekte onları Toroslara, Akdeniz'e konuşlandırırız, onlardan şu şekilde faydalanırız v.s" gibi bir düşünceye sahip değiller. Tıpkı: "biz bu insanları alıyoruz da zaten sıkıntılı olan ekonomik şartlar içinde bunlara nasıl istihdam yaratacağız? Ekonomi kısmını geçtim, sosyolojik anlamda bu göç, ilerde ne gibi sorunlar yaratacak? O insanları ülkeye entegre edebilecek miyim? v.s" gibi soruları kendilerine sormadıkları gibi. Aslında hükümetin yaptığı, Fatih Terim'in Arsenal maçında söylediği gibi: "taktik maktik yok, bam bam bam". E o kafayla şansına sadece bir defa kupa alırsın, sonrasında rezil olursun. [Fatih Terim'in futbol bilgisi olmadığına inanan bir Galatasaraylı olarak yazıyorum bunu]