Kaniye Teyze
25 Eylül 2021, 19.37 A- A+
Kaniye Teyze
"Çocuktum; ufacıktım." Top oynadım acıktım" diyemiyeceğim; çünkü çocukluğumda hiç topum olmadı. Çelik çomak, körebe, saklambaç ...vb oyunlar oynardık. Evimizin arkasında Tekkeli Hasan Aga'yla Fatma Abla'ların evi vardı. Oğulları Hüseyin'le arkadaştık. Gerçi Hüseyin benden bir iki yaş büyüktü ama yakınımızda başka arkadaşlık edebileceğim çocuk yoktu.Hüseyin'le de çok iyi arkadaştık. Hüseyin'ler bizim köye Pınarhisar'ın Tekke köyünden geldikleri için onlara "Tekkeliler" deniyordu. Onlar bizler gibi "macır" değillerdi. Ama çok iyi komşularımızdı. Biz de Hüseyin'le çok iyi arkadaştık. Hüseyin'in Necmiye adında bir ablası, Necibe adlı bir küçük kız kardeşi vardı. Bir de yine Necibe adlı bir nineleri vardı. Zayıf, ufak tefek çok sevimli bir ninecikti. Her zaman sundurmada otururdu. Bana "erik gözlü" derdi."- Aa! Erik gözlü gelmiş! Gel erik gözlü gel!" der. Beni okşar severdi. Ben önceleri bu "erik gözlü" sözünden pek hoşlanmasam da ninenin bana gösterdiği sevgiden bunun kötü bir anlama gelmediğini düşünürdüm.
Bitişik yan komşularımız Kaniye Teyze ve kocası Deli Hasan Aga'ydı Kaniye Teyze, pembe beyaz yanakları, düzgün küçücük burnu, uzun kıvrık kirpikleri, kalem kaşları, uzun kumral saçları... Yani? Yani güzel kadındı! Çocukları yoktu; ama Kaniye Teyze bir çocuk delisiydi! Beni çağırır, " Çocuukkk! Çocuk, çocuk!!!diye göğsüne bastırır... (Bizim köyde yalnız erkek çocuklara çocuk denir. Bu kızları çocuktan saymamak anlamına gelmez.) O yıllarda bir süre bizim yanımızda kalan dayımla halamın kızları Sabiha'yla Nazmiye' yi "kııızzz, kız, kııız! diye sevip okşar... Böyle sevecen sevgi dolu bir kadıncağızdı. Allah rahmet eylesin; mekanı cennet olsun; nur içinde yatsın! Deli Hasan; dar uzun; sert görünümlü, kalın sesli, tahta bir zeminde, tahta küplerin yuvarlanmasıyla çıkan sesler gibi, takır tukur konuşan bir adamdı. Onun konuşmalarını Kaniye Teyze bize tercüme ederdi!!! Yoo! Kaba adam değildi Deli Hasan... Deli de değildi!Aksine; zevk sahibiydi...İlk gramofonu mahalleye o getirmişti. Bir gün kocaman bir sandıkla eve geldi! Radyo'ymuş! Uzun direkler dikti. Aralarına bir tel gerdi; o telden bir kabloyu eve çekti. Batarya, pil dediği bir şeyleri radyoya bağladı."Bütün bunları sen nereden biliyorsun?diyeceksiniz"Bilmez miyim? Gün gün, saat saat izlemedeyim! Uzun uğraşlar sonucu radyodan sesler gelmeye başladı. Sonradan öğrendiğimize göre; Ankara, İstanbul ve İzmir'den radyo yayını yapılıyormuş. Ankara uzun; İstanbul orta, İzmir kısa dalgadan yayın yapıyormuş. Sadece Ankara radyosu dinlenebiliyordu o sıra.
Deli Hasan; radyoyu getirdikten sonra evlerine her gece misafirlik başladı! Komşular zorunlu misafirler olarak her gece eve doluşuyorlar! Kaniye Teyze gelen misafirlere; çay yapıyor; börek , çörek, meyve Allah ne verdiyse yüksünmeden önlerine koyuyordu.
Her program; reklamlar dahil pür dikkat, bir sözcük kaçırmadan dinlenir. Özellik radyo tiyatrosu en popüler programdı. Spiker mikrofona geliş sırasına göre oyuncuları sayar; "mikrofona koyan İ. Galip Arcan derdi. Kaniye Teyze bu "mikrofona koyan" sözüne takmıştı." Mikropuna koyan; mikropuna koyan" der her seferinde kahkahalarla gülerdi.
İlkokuldan mezun oluncaya kadar köyde kaldım. Sonra altı yıllık yatılı öğretmen okulu yaşamı başladı. Kepirtepe İlöğretmen Okulun'dan mezun olunca İlkokul öğretmeni olarak Diyarbakır, Çermik İlçesi Aşağışıhlar Köyüne atandım. Yol param yoktu. Harcırahın çıkması da aylar hatta yıllar alıyordu. O sıra Birleşik Alman İlaç Fabrikası adında bir fabrika kurulmuştu. Fabrikanın inşaatı sırasından kalma bir baraka varmış. Onun yıkımı için geçici işçi arıyorlarmış. Başvurdum. Tahsilimi mesleğimi sordular; söyledim. Şaşırdılar! O zamanki Yugoslavya'dan gelmiş bir göçmen çocukla işe başladık. Bir haftada işi bitirdik. Almanlar yüzer lira verdiler. O parayla Çermik'e gittim. İlk maaşımı bir eylül 1958'de aldım 105 TL. 5 lira da İlkokul Öğretmenleri Yardım Sandığı'na bağış olarak kestiler 100 Tl. Alman Fabrikasında baraka sökmek için 100 Tl. Bin kilometre gidip alınan ilk maaş 105 TL. !... Onu da dönüş parası yaptım!
İşte böyle Kaniye Teyzeden başladık ilk maaştan çıktık.
Her ne kadar sürc-i lisan etti isek affola.
Not: Anmadan geçmeyeyim: Allah uzun ömür versin benim bir gerçek Kaniye Teyzem var: Teyzem ellerinden öpüyorum.
Hoşça kalın, mutlu kalın, sağlıcakla kalın...
TC Ali Çakır
AliÇ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir