Hülasa
28 Eylül 2021, 18.26 A- A+
Küçüğüm daha, ninem ayaklarımı havaya kaldırıyor: Keserin kaçaaaaaa, vermem beşe…………… Babam dışarı çıkmak için hazırlanıyor, paçalarına yapışıyorum gitme diye. Gitme baba, gitme. Gitmiyor. Oyunlar oynayıp masallar anlatıyoruz birlikte, belki ondandır masallara düşkünlüğüm.
Aynı odada uyuyoruz kardeşimle. Uyku öncesi kızıl dericilik oynuyoruz yataklarımızda. Yorganlarımız çadırımız oluyor. Kovboylar gelmiyor oyunlarımıza, biz o zaman da sevmiyoruz onları. Aslanlarla savaşıyoruz uyku öncesi. Sonuç her seferinde aynı neredeyse. Aslanlar bizi kovalıyor, biz kaçıyoruz uyku diyarına.
Bazı geceler kabuslar çörekleniyor üstüme, gidin diyorum, gidin. Bir daha gelmesinler diye dualar ediyorum. Çocuk aklıyla sadece kendimin kabus gördüğünü sanıyorum, sadece ben yaşıyorum bunları diye düşündükçe daha da çok korkuyorum.
O zamanlar günler çok uzun, tam da istediğim gibi bitmek bilmiyor. İstediğim kadar oyun oynayıp itlik yapabiliyorum. Tırmanmadığım ağaç kalırsa ardımdan ağlar diyorum. Ağlatmıyorum ağaçları. Canım sıkılıyor, komşunun çiçeklerinin önünde buluyorum kendimi. Çiçekler çok güzel, koparıp yüzüme yapıştırıyorum birkaç çiçek, ben de çok güzel oluyorum.. Arkadaşlarla salyangoz topluyoruz bahçeden, yarıştırıyoruz onları bağrış çağrış. Öküzlük edip geride kalıyor benim salyangozum.
Nihayetinde büyüyoruz daha gün görmeden. Artık organiklikten çıkıp hormonlu meyvelere dönüyoruz zaman içinde, ne tadımız kalıyor ne tuzumuz…
Hülasa; zaman ömrümüzün yüz görümlüğünü verip,alnımızda ıslak dudaklarının izini bırakıp, geçip gidiyor.
Zifaf gecesinin titrekliği kalıyor kalplerde ve daha halvet olmadan kandiller sönüyor.
Acı tatlı anılar kalıyor avuçlarımızda, bazen bağrımıza basıyoruz onları, bazen usulca koklayıp öpüyoruz incitmeden.
Öyle bir geçer zaman ki......
Babette
Aynı odada uyuyoruz kardeşimle. Uyku öncesi kızıl dericilik oynuyoruz yataklarımızda. Yorganlarımız çadırımız oluyor. Kovboylar gelmiyor oyunlarımıza, biz o zaman da sevmiyoruz onları. Aslanlarla savaşıyoruz uyku öncesi. Sonuç her seferinde aynı neredeyse. Aslanlar bizi kovalıyor, biz kaçıyoruz uyku diyarına.
Bazı geceler kabuslar çörekleniyor üstüme, gidin diyorum, gidin. Bir daha gelmesinler diye dualar ediyorum. Çocuk aklıyla sadece kendimin kabus gördüğünü sanıyorum, sadece ben yaşıyorum bunları diye düşündükçe daha da çok korkuyorum.
O zamanlar günler çok uzun, tam da istediğim gibi bitmek bilmiyor. İstediğim kadar oyun oynayıp itlik yapabiliyorum. Tırmanmadığım ağaç kalırsa ardımdan ağlar diyorum. Ağlatmıyorum ağaçları. Canım sıkılıyor, komşunun çiçeklerinin önünde buluyorum kendimi. Çiçekler çok güzel, koparıp yüzüme yapıştırıyorum birkaç çiçek, ben de çok güzel oluyorum.. Arkadaşlarla salyangoz topluyoruz bahçeden, yarıştırıyoruz onları bağrış çağrış. Öküzlük edip geride kalıyor benim salyangozum.
Nihayetinde büyüyoruz daha gün görmeden. Artık organiklikten çıkıp hormonlu meyvelere dönüyoruz zaman içinde, ne tadımız kalıyor ne tuzumuz…
Hülasa; zaman ömrümüzün yüz görümlüğünü verip,alnımızda ıslak dudaklarının izini bırakıp, geçip gidiyor.
Zifaf gecesinin titrekliği kalıyor kalplerde ve daha halvet olmadan kandiller sönüyor.
Acı tatlı anılar kalıyor avuçlarımızda, bazen bağrımıza basıyoruz onları, bazen usulca koklayıp öpüyoruz incitmeden.
Öyle bir geçer zaman ki......
Babette
YORUMLAR