Kadın mı Erkek mi???
19 Ekim 2021, 13.56 A- A+2020 Yılında bir araştırma yapılmış ve Türkiye nüfusunun %49.9 unu kadınların, %50.1 ini ise erkeklerin oluşturduğu tespit edilmiş. Ancak ileri yaş guruplarında bu oranların değiştiği görülmüş. Örneğin 60-74 yaş gurubunda kadınların oranı % 52.3 e yükselirken 90 yaş ve üzerinde aradaki farkın daha da arttığı ve %73.4 ‘e yükseldiği kayıtlara geçmiş.
Yapılan başka bir araştırmaya göre de kadınlar ortalama 5 yıl daha uzun yaşıyorlarmış erkeklerden. Böyle bir gerçek varsa ve bu gerçek globalse elbette bir ya da birçok sebebi olmalı.
Çalışma yaşamına iş müfettişi olarak başlayıp sağlıkçı olarak devam eden birisi olarak ilk aklıma gelenler şunlar;
‘’Erken teşhis hayat kurtarır’’ gerçeğine kadınlar daha çok itibar ediyorlar. Hijyen kurallarına daha çok itaat ediyorlar. Kadınların en küçük bir şikayette doktora koşmalarına karşın erkekler bu konuda oldukça inatçı .Taşikardim tuttu, böbreğim tekledi, eklem yerlerim ağrıyor, ya da sürekli öksürüyorum deyip doktora başvuran erkek sayısı öyle az ki. İçki ve sigara konusu da çok önemli elbette. Sağlığa verdikleri zararlar bilindiği halde ‘’atın ölümü arpadan olsun’’ misali umarsızca kullanılmaya devam ediliyor ve erkekler yine açık ara önde bu konuda da.Trafikte geçen zaman ve bunun doğurduğu stres ve kaza yapma ihtimali de tuz biber ekiyor olumsuzluklara.
Son yıllarda kadınlar; çalışma hayatına eskiye oranla büyük ölçüde katılsalar da evi geçindirmekle yükümlü olan erkektir gerçeği onların omuzlarına daha büyük sorumluluklar yüklemiştir. Herkes yüksek okul mezunu olmadığına göre kat kravat giyinip masa başı çalışacak diye bir kural da yok. Durum böyle olunca riskli işlerde çalışan erkeklerin kadınlara oranla daha büyük tehdit altında olduğu kesin. Soma gerçeği mesela . Ya da özellikle erkek işçilerin çalıştığı taşlama atölyelerinde silikozis hastalığıyla yüz yüze olma durumu. En basiti inşaatlarda çalışan işçilerin (ki nerdeyse tamamını erkekler oluşturmakta) karşılaşabilecekleri hayati riskler kadınlara oranla kat kat fazla..Özetle bir iki örnekle anlatmaya çalıştığım iş kazası örnekleri ve benzerleriyle meslek hastalığı riskleri de erkeklerin yaşam sürelerini tartışmasız önemli oranda tehdit etmekte; daha çok yıpranmalarına ve kadınlara oranla daha kısa yaşamalarına neden olmaktadır.
Elbette işin bir de fizyolojik kısmı var. Hormonlar ve kromozomlar. Burada vurgulamak istediğim şey şu . Östrojen hormonuna sahip olmak bile başlı başına bir avantaj biz kadınlar için; çünkü bağışıklık sistemimiz üzerinde etkili ve enfeksiyonlara karşı koruma özelliği erkek cinsiyet hormonu olan testosterona göre çok daha yüksek. Günümüzde; halk sağlığını tehdit etmeye devam eden covid-19 hastalığında ölenlerin büyük oranda erkek olması da hormonlarla ilişkili mesela.
İleriki yıllarda belki bazı konularda daha hassas davranıp biz kadınların yaşam sürelerine yaklaşmaya çalışır erkek ahalisi)))))) ki araştırmacıların beklentisi de bu yönde.
Haaa şimdi birçoğunuzun aklına şu takılacak tahmin edebiliyorum. Uzun yaşamak mı önemli yoksa kaliteli yaşamak mı? O konuyu da başka bir zaman irdeleriz kısmet olursa…
Araştırmacıların dikkat çektiği başka bir çıkarımla noktalamak istiyorum yazımı…..
''Erkek olmak, artık gelişmiş ülkelerde erken ölüm için en büyük risk faktörüdür.
!!
YORUMLAR