gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

I'm sorry, But...

11 Mayıs 2022, 22.30
A- A+

   Irkçı değilim ama... Ama ile başlayan cümleleri bilirsiniz ki amadan sonraki cümle ondan önceki cümlenin samimiyetini azaltır. Maalesef kullanılan "amalı" sözcükler daha fazla anlam içeriyor. İnanın ırkçı değilim ama ırkçı sayılmak için bazı sebeplere sahibim. 

Sitemizde iki yabancı uyruklu aile var. Özünde kendince iyi insanlar. Hepsi iyi olma konusunda aynı özelliklere sahip. Örneğin hayvanseverler, tamam; örneğin yere çöp atmazlar bu da tamam. Bu özellikler bizimkilerde de var. İstisnalar her ülkede olduğu gibi bizim ülkede de illa ki vardır. Bizde de iyiler olduğu gibi kötüler de var. İyiler olduğu gibi çok iyiler de var, buradaki "çok iyi" olma özelliği bizim ülkeye ait bir huydan mıdır nedendir ben bilmiyorum... Çok iyiye örnek düşündüm de konu biraz karışacak gibi geldi neyse eğrisini doğrusunu bilen varsa yazar, anlatır. Bakarım yanılıyor muyum? 

Bu iki aile neden aynı derecede iyiler söyleyin bana bi hele, neden biri diğerinden daha fazla iyi değil. Robotlar mı bunlar, bunları tasarlayan kişi böyle olsun mu istedi? Bizde bilirsiniz uzaktan gelen her misafire ayrı ayrı özen gösterilir. Sokakta olsun evde olsun samimiyete göre ilgi alaka gösterilir ve ikramlar da ona göre çeşit kazanır. Hele tanıdık tanımadık ülkemize gelen yabancılara ayrı bir özen gösteririz. Arada samimiyet kurulduysa ya da biz öyle sanıyorsak nasıl da özenle sarar sarmalarız onları. İyi de niye karşılığını alamıyoruz yahu? Bizde küçüğe sevgiden aşırı şebekleşme, büyüğe saygıdan da neredeyse büyükleri gerçek anlamda başımızın üstünde taşımak varken; onlarda niye benzer davranışları göremiyorum. Küçüğe sevgi büyüğe saygı gösterisi belli bir noktada son buluyor. Arada nedense  bir mesafe var. Birbirlerinde kalmaları bile bir plan doğrultusunda sanki. Tamam kültür farkı çok bariz. İyi de insanlıkta nereye kadar kültürü taşır herhangi bir insan? Empati kurayım diyorum, kurunca da kendi kendime diyorum ki, bir yerde bir farklılığım olurdu ve bana kucak açan bir yabancıya bana bir kötülüğü dokunana kadar asla soğukluk yapmazdım. Sonra kucak açan yabancının şahsım olduğunu hatırlayıp yine kendi kendime diyorum ki yerler öyle kültür farkını! Irkçı değilim ama bize yine bizden başkasından karşılık yok gibi. Tamam dünyanın geneli benim sitemdeki iki yabancı aileden ibaret değil ama benim dünyam bu iki aileyi de kalbine sığdırabilecek kadar yeterdi yani büyüktü. Kalbim kırıldı be. Bak, yara bantlı kırık kalp kapak resmi seçecektim seçilmiyor, mecburen kapaksız blog gönderdim, benim kalbim buna da kırılır. Bana kapak resmi seçtirmeyen site şimdi beni buradan kovmaya kalkar ha.


YORUMLAR

14 Mayıs 2022, 09.53
Konu belki de başlı başına ayrı bir blog konusu olabilir. Burada bir yanıt verme şeklinde olması ister istemez etkileşimi azaltacaktır. Ancak yine de yazınızın bende uyandırdığı duygu ve düşünceler nedeniyle burada yazmak daha doğru geldi.

Bir soru ile başlayayım. Bir davranışı neden yaparız?
Örneğin "hayvanlara iyi davranırız", peki neden?
Çok genel 2 yanıtı olduğunu düşünüyorum. İlki iyi davranırız çünkü toplumda hayvanlara iyi davranmak desteklenen bir davranış şeklidir.
İkincisi, hayvanlara iyi davranmak zaten "benim" doğal halimdir.

Veya "komşularımızla güzel ilişkiler kurarız." Neden?
Komşuluk iyidir, çünkü onlarla iyi geçinirsek yarın bir gün ihtiyaç duyduğumuzda onlar da bize yardıma gelir.
Veya insanlarla sağlıklı, düzeyli, "iyi" ilişki kurmak yine "benim" doğal davranış şeklimdir.

Çok uzatmayayım. Davranışlarımızın altında hangi dürtülerin yattığını incelemek ve ona göre kendi rotamızı düzenlemenin gerekli olduğunu düşünenlerdenim.

Bana karşılık versin diye mi davranacağız, bu davranıştan dolayı somut bir çıkarımız olduğu için mi öyle davranmalıyız? Yoksa "böyle davranmak zaten doğal halim" olduğu için mi davranıyorum.

Bir beklenti noktası belirleyip, gösterdiğim davranışa karşılık olarak o seviyede bir geri dönüş alamazsak ne yapacağız?
Kediye mama verirken elimi tırmaladı diye bundan sonra kedi görünce tekme mi atacağım? Yoksa kedilere mama bırakmak onlar bunu anlamasalar bile benim zaten doğal hayvan sevgimin bir sonucu mu?

Mama verip "köle" kediler mi etrafımı sarsın istiyorum, yoksa sokakta aç susuz yaşamaya mahkum edilen canlıların hayatlarına bir nebze olsun yararım olsun böylece ben de kendimle barışık olayım diye mi? İçimden yapmamı söyleyen sesi mi dinleyeyim, yoksa toplumsal baskılara, şekillere göre mi davranayım?

Çok sayıda soru ortaya çıkıyor gibi.

Bence davranışlarımızın itici gücü "elalem  ne der?" motivasyonu ile değil, içimizden gelen, doğalımız olan enerjiden beslenmeli. Elbette içimizde bir canavar yaşıyorsa, onu da ıslah etmek, aklımızı iç güdülerimizi geliştirmek, düzeltmek için kullanabiliriz. Kendimizi eğitip, ehlileştirebiliriz. Zaten insan olmanın farkı da burada değil mi?
25 Mayıs 2022, 11.09
     İyilik, hayır da yarışmak, sahiplenmek bu milletin mayasında var öyle ki  Osmanlı zamanında
 sadaka taşları vardı hayır yapmak dileyen bu taşlara kimselerin görmeyeceği bir vakitte gelir 
gönlünden geçen miktarı oraya bırakır giderdi ihtiyacı olan ise sadece o kadarını oradan alırdı bu 
döngüde alanda verene de  belli olmazdı yani hayır yapmak dileyen demezdi ki dur yahu şu köşede 
gözetleme yapayımda kimler ne kadar alıyorlar. Önemli günlerde semtlerde bulunan  fakirlerin 
borçlarının kimin tarafından ödendiğinin bilinmediği gibi....

  Sevmekte böyleydi bir beklenti olmaksızın  bütün sıcaklığıyla sarmalamaktı muhattabını acabasız 
belkisiz, gözden kaçan, hayatın içinden ıskaladıklarımız sevgiye dair temel esas bunlar olduğu 
kanaatindeyim şimdilerde  o sevginin yükünü karşıdakinin omuzlarında görmek dileğimiz hal böyle 
olunca sitemlerimiz oluyor   göremiyoruz bize sığınanların ürkek yanlarını farkedemiyoruz haleti 
ruhiyelerini  insan diyoruz insan genel bir tanımın içine sokarak buda beklentilerimizi yükseltiyor
beklentilerimizde bizi hayal kırıklığına itiyor sanırım

   Yaradılanı sevmek Yaratandan ötürü ve iyilik yap denize at balık bilmezse halik bilir sözleri sevgiye 
dair   ne varsa özetlemiş durumda , sitenizdeki Özbek kardeşlerimize selamlar olsun
     ("ama" sız bir yazı oldu sanki :) )
 
  
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın