gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

ORGANİK!

09 Eylül 2022, 12.00
A- A+
Değerli blogseverler, uzun süredir dikkatimi çeken ama son zamanlarda artık zihinsel olarak  takılmaya başladığım bir konuyu sizlerle paylaşmak üzere yazmak istedim. Konu dilimizin kullanımı ile ilgili.
Gayet hoş genç kızlar var çevremde, diyorum ki “ne hoş çocuklar” ama bir konuşmaya başlıyor ki… “ Simdi mi gidelim?” yanıt geliyor “ Seyy, Yaanee ! ”… Kelimeleri değişik telaffuz edince değişik olacaklarını ve ilgi çekeceklerini düşünen, ya da bu tavırla çevrelerine “özgüvenlerini” ifade etmeye çalışan genç bir popülasyon görüyorum etrafta. Duygularını paylaşıyorlar “ Oha falan oldum!”, “Tabikide!”..Televizyonda spiker konuşuyor “korona vaakaaaları artmaya devam ediyor”…
Türkçe’mizi bozan uyduruk kelime ve kavramları kullanan geniş bir grup var. Bu uyduruk kelimelerin bazıları günlük yaşamda o kadar sık kullanılıyor ki hiçbirimiz artık itiraz bile edemiyoruz, öğrenilmiş bir çaresizlikle kabul edip teslim olmuşuz besbelli. Ama hepimiz farkındayız. Örneğin: “şarj” yerine kullanılan “şarz” kelimesi, ekonomik durumun yetersiz olduğunu ifade eden “ durumum yok” deyimi, “örneğin” kelimesi yerine kullanılan “atıyorum” sözcüğü, “inatla” anlamına gelen ama “mutlaka” anlamının yüklendiği “illaki” kelimesi.
Bir kelime daha var ki; üzerinde hiç düşünmeden en eğitimsiz kişiden en eğitimli kişiye kadar yanlış kullanımından kimsenin gocunmadığı, her aşamada rahat rahat kullandığımız, kullanım biçimi ile bir aldatmacaya alet olması çok olası bir kelime: “Organik” kelimesi.
 Günümüzde birçok kişi sağlıklı yaşam için “organik ürün” peşinde. Çevremizde satın aldığımız neredeyse her şeyin “organik ve organik olmayan” şeklinde sınıflandığını, “organik” olanların fiyatının diğerlerinin neredeyse iki katı olduğunu görüyoruz. Peki, gerçekten bu doğru bir ifade mi? Yumurta, tavuk, yoğurt, peynir ve sebze- meyve içeren geniş yelpazede ürünler için “organik” nitelemesi yapıldığını görüyoruz. Bu ürünlerin iddia edildiği gibi organik olmayanı da olur mu?
Organik kelime anlamıyla, canlı organizmalar tarafından üretilen maddeleri tanımlayan bir sıfattır. Yapısında karbon, hidrojen, oksijen içeren, hücrelerin yapı taşlarını oluşturan bileşikler için kullanılır. Karbonhidrat, protein yağlar başlıca organik maddelerdir. Elbette organizmalarda organik olmayan (inorganik) maddeler de bulunmaktadır. Bu maddeler de mineraller ve tuzlardır. Bu tanımdan yola çıkılacak olursa, yukarıda sözü edilen ürünlerin tümünün canlı organizmalarca üretildiği için zaten “ organik” oldukları ve organik olmayan formlarının bulunmadığı gerçeğine ulaşıyoruz.
“Organik ürün” pazarlayıcıları ürünlerinin” doğal” olduğunu, doğada kendiliğinden yetiştiğini ya da hiçbir hormon katkısı olmadan yetiştirildiğini, kimyasal kalıntı içermediğini bu nedenle sağlıklı oldukları vurgusu yapmak için “ organik” sözcüğünü kullanıyorlar. Ancak bunun için kullanılacak kelime organik değil “Temiz tarım” olmalıdır. Kimyasal kalıntı taşımayan gıdaların, çevre kirliliğine neden olmayacak bir teknoloji ile üretilmesi “temiz tarım” olarak adlandırılmaktadır. Ancak bu terminoloji henüz hayatımıza tam anlamıyla girmiş değildir.
Et, yumurta, tavuk, süt gibi ürünler için ise hormonsuz, doğal yemle beslenen hayvanlardan elde edildiğini ifade eden sertifikalar mevcuttur. Organik üretim sertifikası, Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetkilendirilen ve uluslararası tarafsız inceleme kuruluşları tarafından verilmektedir.
Organik sertifikalı üretim sürecinde, antibiyotik, GDO (genetiği değiştirilmiş organizma), yapay gübre, hormon, nitrat- fosfat tuzu ve benzeri sağlığa zararlı maddeler içeren hiçbir şey kullanılmaz.
Özetle, “organik ürün terimi” ile “sağlığa zararlı maddeler kullanılmadan elde edilen ürün” kast edilmektedir. Yani diğer bir deyiş ile “Sağlıklı ürün”.
Bu nedenle organik kelimesinin ürününü övmek isteyen herkes tarafından kullanılması ile bir aldatmaca ve gereksiz pahalılık yani tüketiciyi istismar yolu açılmış olabiliyor.
Bir yazı ile uygulamada hiçbir şeyin değişmeyeceğinin bilincindeyim. Ancak düşüncemi paylaşmak ve konuya ilişkin farkındalık yaratmaya az da olsa katkı vermeyi amaçladım.
Türkçe’mizi yerli yerinde kullananların sayısının artmasını, “Temiz tarım” ve “ Sağlıklı ürün” süreci ile üretilmiş besinlerin yaygınlaşması ve daha da önemlisi bunu alabilecek güce ülkemde yaşayan herkesin sahip olduğunu görebilmeyi diliyorum. Saygı ve sevgi ile.

YORUMLAR


Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın