Türkü Türkü Türkiye'm
04 Aralık 2022, 15.21 A- A+
Türkü Türkü Türkiye'm
Türküler bizi söyler; bizi bize anlatır. Bazen, neşeli, bazen hüzünlü, bazen alaycı, bazen sevdalı... Bazen alabildiğine aşık...
" Arda Boylarından" başlayalım mı?
Arda, Istıranca Dağlarından doğan, Türkiye, Bulgaristan topraklarından geçen, Yunanistan'da Meriç Nehri'ne karışan bir ırmak... Fazla uzun değil. Fakat türkülerde en çok sözü edilen bir akarsu... Çünkü eğimli arazide aktığı, kaynağı dalarda olduğu için akış hızı ve gücü fazla. Bu durum tehlike yaratıyor. Kazara ölümlere; hatta intiharlara neden oluyor...
İlk türkümüz güzellikleri konu alıyor: Arda boylarında kırmızı erik; Halime'nin ardında on yedi belik...
Dere, çay, ırmak, nehir kıyılarında; böğürtlen, çalı, saz, kamış öbekleri... Bu bitki karmaşası içinde, yer yer; genelde erik;,bazen ahlat vb. ağaçlar boy gösterir. Hüda-i nabit ; kimsenin malı değillerdir. Meyvelerini kuşlar, yaban hayvanları; hayvan otlatan çocuklar, çobanlar yerler... Helaldir! Türküde sözü edilen can eriğidir... Kırmızısı olur, sarısı olur.
Diyarbakır,yakınlarında, Çermik'e dönmek için kamyon beklerken serinlemek için Dicle'ye girmiş, oralarda çalılıklar içinde erik ağaçları görmüştüm. Neyse ne... Biz türkümüze dönelim...
Halime'nin ardında on yedi belik... "Belik ya da pelik... Genç kızların, gelinlerin, saç örgülerinin her birine verilen ad... - Halime gür saçlı bir kız olmalı ki arkasında on yedi beliği varmış.- Bu saç örgüleri ne kadar ince örülür, sayıları ne kadar fazla olursa o kadar makbuldür... Bir de bu belikler daima tek sayı olur. Ortadaki tek belik iki tarafta eşit sayıda belik kalmasını yani simetriyi sağlar.
- "Arda boylarında, ardında on yedi beliği olan mutlu bir Halime...-"
Fakat her öykü mutlu başlayıp mutlu bitmiyor: Anası, Hatça'yı varlıklı İsmail'e vermek istemektedir. Hatça bu evliliğe razı gelmez .
"Alıverin feracemi anneciğim diksin.
O kıymatlı İsmail'e kendisi gitsin." diye sitemini, karşı çıkışını haykırır... Bununla da kalmaz kendini Arda'nın azgın sularına bırakır. Arda Nehri'nde gerçekleşen bir intihar olayı... Ancak kendisini gören sevdalısı yoksul Recep, onu; kendi canını hiçe sayarak, dalgalardan çekip alır. Baygın halde kıyıya bırakıp uzaklaşır.
Hatça kendine geldiğinde " Arda boylarına ben kendim gittim / Dalgalar vurdukça can teslim ettim." diyerek durumu dile getirir. Recep'i ortalıkta göremeyenler aramaya çıkınca, bir söğüt dalına takılmış kasketini bulur; boğulduğuna hükmederler... Hatça çok üzülür:
"Uyan uyan a Recep'im senin olayım.
Ardalar aldı ya nerde bulayım?" diye ağıt yakar.
Durum aydınlanıp, taşlar yerli yerine oturunca anası da İsmail'e vermekten vazgeçip Hatça'yla Recep'in evlenmelerine razı olur... Mutlu son!
YORUMLAR