Farkların Birliği
26 Aralık 2022, 11.41 A- A+Öncelikle bir soruyla başlamak istiyorum.
Farklılıkların olması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Farklı karakterlerde insanlar olmamız, farklı kültürlerde yetişmemiz, farklı eğitimler almamız, farklı bakış açılarına sahip olmamız, farklı takımların taraftarı, farklı partilerin oyvereni, farklı işlerin uzmanı vs.vs.
Bütün bu farklılıklarımız aslında dünyaya, yaşadığımız yere, çevremize, ailemize hatta kendimize davranışlarımızı belirler.
Buraya kadar okuduysanız ve en azından "yani.. olabilir" diyorsanız devamını okumanızda sıkıntı yok. "Saçmalık" diyorsanız, farklı düşünüyorsunuz demektir, saygı duyarım ancak bundan sonrası sizin için zaman kaybı olacak. Boş verin gitsin.
Ben farklılıkların gerçekten zenginlik olduğunu düşünenlerdenim. Düşünsenize hepimizin aynı rengi sevdiğini, hepimizin aynı tip kadın veya erkekten hoşlandığını, her şeyin net sınırları olduğunu ve bu sınırların dışında kalan herkesin, her şeyin "kötü" kabul edildiğini.
Mıknatısın bile tek kutuplu olduğunu varsayabilir miyiz?
Elbette doğaya aykırı bir durum olurdu. Ama buraya yazınca kolay olan bu "çeşitliliğe" saygı duruşu, gerçek hayatta hiç de o kadar kolay sahip olunacak bir özellik değil.
"Ben farklılıklara saygılıyım ancak farklılıklar benim belirlediğim çeşitlikte olursa" türünden bir düşüncenin çok yaygın olduğunu gözlemliyorum.
Düşünsenize, Galileo herkesin aynı düşünmesini dayatan Katolik Klişesi gibi düşünseydi, dünya evrenin merkezinde değil, güneş sistemi içinde bir gezegen diyebilir miydi?
Farklı olmanın bedeli vardır ve Galieo da bu bedeli ödemek zorunda olanlardan birisiydi.
Tarih boyunca çok sayıda insan yerleşik kabul edilen, herkesin üstünde en azından uzlaşmış göründüğü ana konularda dahi farklı düşünce ve görüş ileri sürerek gelişimin öncüsü oldular.
Elbette biz sıradan insanların dünyayı değiştirecek düşünceler üretmesini beklemek hayal olur, ama en azından biraz da olsa "kuşkucu" olmanın kimseye zararı olmayacağını sanıyorum.
Çok net olduğuna inandığımız doğruların belki de bir kısmı hiç de o kadar net değildir. Olamaz mı?
"Böyle gelmiş böyle gider" türünden kabullenmelerimiz varsa aslında yaşadıklarımızın hiç bir bölümünden şikayete hakkımız kalmaz, diyenlerdenim.
O nedenle, "böyle gelmiş, böyle gitmesin, bizler yaşadıkça daha iyi için emek harcayalım"
YORUMLAR