3 Nergisel hikaye
30 Ağustos 2023, 22.49 A- A+O kadar güzeldi ki yayıldıkları yerde nergisler; o kokuları sanki hayata yeniden başlamayı anlatıyordu. Altında çiçekli şalvarı, başında yemenisi, ellerinde kınası ile bir Roman kadın nergisleri toplamaya başladı. Onları demet haline getirdi ve bir köprü altında; -" Abilerim nergis alır mısınız?" diye bağırmaya başladı.
Orta yaşlarinda bir abimiz parasını uzattı ve bir demet nergis aldı. O elinde tutmaya alışık olamadığı bir demet nergis ile uzaklaşırken genç bir adam geldi, sayarak çıkarttığı para ile ikinci demeti de o aldı. Nergise bakıp gülümsüyordu, sanki karşısında biri varmış gibi.
Roman ablamız son nergis demetinide yoldan geçen bir kıza uzattı "son demetim sen de al be bacım, illaki verecek güzel bir insan tanırsın." dedi. Genç kadın nergis demetine baktı, hiçbir şey demeden son demeti aldı.
İlk demeti alan adamın adı Ferhat idi ama hayatı hiçte Ferhat gibi değildi. Genç yaşta görücü usulü evlenmiş, Ferhat elinde tutmaya alışık olmadığı bir demet nergis ile yoğun ilaç kokusu ile dolmuş oturma odasına girdi, hasta yatağındaki ona 3 çocuk vermiş çok iyi eş olmuş, saçları dökülmüş karısına baktı. Gülmeyi pek bilmezdi, çiçek vermeyi de.
Gülümsedi; karısı ona bakarken uzattı nergisleri "- Hani hatırlıyormusun 2 ci çocuğumuz cennet dünyaya geldiğinde sizin köyde idik? O gün nergis bahçesine gitmiştik, her yer nergis kokuyordu ve sen ne zaman nergis koklasan - Seneyede nergis toplar, evimize götürürüz demiştin. Sana bu nergisleri aldım bu sene toplayamazsın ama seneye toplamaya gene gideriz söz sana." dedi. Karısı o kadar şaşkındı ki, dağ gibi kocasına baktı. Ona hiç nergis almamış, böyle bir söz vermemişti. Kanserin 3 cü evresinde seneyi nasıl düşünürdü? Sonra yumdu gözünü, nergis bahçesini düşündü, gülümsedi. Ferhat sözünü tutardı seneyede gideceklerdi. Gözünü açtı "-çocukları da götürürüz hatta piknik yaparız" dedi. Bitti sandığı yaşam hevesi bir demet NERGİSTE UMUT tekrar hayat buldu...
2 ci nergis demetini alan Suat 25 yaşında makine mühendisliğini yeni bitirmiş ama 1 yıldır işsiz bir gençti. Küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiş. Öğretmen ablası tarafından çok zor maddi ve manevi şartlarda büyütülmüştü. Ablası o kadar çok fedakarlık yapmıştı ki; Suat hep kendini onun için feda eden ablasını, bir gün en iyi şartlarda yaşatma hayali kurmuştu. Hala ablasının ona hala harçlık vermesi ağrına gidiyordu. Mutluluk isminin anlamında kalmış mutsuz bir genç adamdı. Evin kapısını açtı, ablası daha gelmemiş ti,"- bari sofrayı hazırlayım. Keşke daha çok param olsaydı; hediyeler, pasta alırdım ablama." dedi. Gözleri doldu. Nergisleri bir vazoya koydu. Vazoyu kendi küçükken, süslemiş, gene bir doğum günüde ablasına hediye etmişti. Ablası için çok değerliydi. Gülümsedi "- Ne muhteşem ablaya sahibim." dedi, şükretti.
Telefonu çaldı, aynı anda kapıda çalıyordu. Telefonu cevaplarken kapıya yürüdü "Efendim " diyerek açtı telefonu ve kapıyı. Ablası yorgun, eli dolu. Elindeki poşeti alacaktı bir an durdu ve telefondakine "-08.30 da gelirim, peki efendim. Teşekkür ederim, iyi akşamlar." O yosun yeşil gözlerini kocaman açtı, ablasına bakarken o kadar geniş güldü ki dudakları yüzünün tamamını kaplamış gibiydi. Ablası "- ne oldu?" der gibi baktı. Suat hızla konuşmaya başladı, o kadar hızlı konuşuyordu ki ablası son cümleyi anlayabildi sadece. İş başvurusunu kabul edilmişti. Ablasına " -İyi ki doğdun, doğum günün kutlu olsun ablammm." dedi. Ve nergis demetini vazosu ile uzattı. Ablası yılların yorgunluğunu o anda sırtından atmıştı, artık annesinin babasının emaneti küçük kardeşi eline ekmeğini almıştı, hayata hazırdı, kardeşinin elindeki nergislere huzurla baktı. İki kardeş aynı anda babasının annesine iltifatlar yağdırarak elinde bi demet nergis ile önünde diz çöktüğü, dördünün de çok gülüp mutlu olduğu o anıyı düşündüler. En güzel hatıralardan biriydi o an ve başrolde gene Nergisler ve mutluluk vardı...
3.cü Nergis demeti ile genç kadın hızlı adımları ile hastanenin önüne geldiğinde, bir kaç arkadaşı ona el salladı. 3 gün önce aldıkları mesaj ile bu hastaneye gelmişlerdi. Onlar önemli bir kulübün kadın basketbolculari idi. Hepsi ellerinden tutan, onlara yol gösteren, her dertlerini dinleyen, eğiten, destek olan güzel yürekli adam, antrenörleri için gelmişlerdi. Bir kaza olmuş; sabah sporu yaparken antrenörlerine sarhoş bir sürücü çarpımıştı. Kazada 2 bacağını da kaybetmişti antrenörleri. Nasil olurdu hayatı spor yaparak geçmiş bir adam, şuursuz bir sarhoş yüzünden inanılmazdı. Hergün geliyorlar, antrenörlerinin iyileşmesini bekliyorlardı. Hoca 2 bacağını da kaybedince tamamen çökmüştü.
Elinde nergisler ziyaret saati beklerken aklına birşey geldi.
Hızlıca kafasında bir plan yaptı, odaya girdi. Diğer kızlara durun der gibi bir işaret yaptı ve yüzünde kocaman bir gülümseme ile "- Hocammmm!" dedi. "-Kardeşim bu nergisleri size yolladı." Önceden kardeşim derdi ki "-Seni hep kıskanıyordum abla, neden sizin antrenörünüz gibi bizimde bir antrenörümüz yok, neden hep kupaları antrenörünüz sayesinde siz kaldırıyorsunuz? Şimdi hoca bizim antrenörümüz olur kesin " hatırladın mı hocam? Hani 4 sene önce kaza geçirmişti 2 bacağında da felç kalmıştı hastaneye gelmiş ve ona nergis getirmiştiniz. Daha önce onun sporcu olamak istediğini söylemiştim size, o kaza ile spor hayatı bitti demiştim. Siz hastaneye geldiğinizde kardeşime "- Seni gidi merinos kafa ayakların felç diye spordan kaçamazsın bak sana birkaç resim getirdim tekerlekli sandalyede basketbol, bu da Antrenörün telefonu burdan çıkınca doğru ona gideceksin anlaştık mı? " demiştiniz hocam." Hoca bunları dinlerken o güne gitmiş, aslıda çok üzgünken motive etmek için çocuğa bunları söyledigini anımsamıştı ama sonra çocuk onu, dinlemiş tekerlekli sandalye basketine başlamıştı, hem mutlu hem başarılı olmuştu.
Eline aldığı nergislere baktı adam ve 4 yıl sonra aynı nergisler başkasına verdiği motivasyonu, umudu ve hedefi ona geri getirmişti. Kızlara bakarak "- Evet." dedi. "- Sporcu sporu bırakmaz, hele hoca asla öğrencilerini bırakmaz, demek ki şimdi hedefim o merinosun ve arkadaşlarının kupa kaldırmaları için çalışmak ama önce onlar bana tekerlekli sandalye kullanmayı öğretecekler ;) " Kocaman gülümse di, gözleri ışıldadı, hedef belli idi... Kızlar mutlu, hoca mutlu vedalaştılar...
Bitti mi sandınız hayır! Bu arada NERGİS anlamı mahmur bakışlı, (Aslında ben mayhoş bakışlı derim ;) ) güzelin gözü, saygı sevgi temsil eder. Ayrıca da AŞK çiçeğidir.
3 nergis dedik birde roman ablamız. Kazandığı parayı şalvarına sıkıştırıp evinin yolunu tuttu. Kim bilir bu gün nergis paraları ile ne yemek yapacak toruna neler alacaktı ki eve kazandığı ekmeği götürmek gurur ve mutluluktu....
Mutluluk; bumerang gibi aslında. Bütün hisler öyle dönüp dolaşıp birine, birilerine değiyorsa verdiğin şey sana mutluluk olarak dönüyorsa asıl önemli olan doğru insana rastlamak sanırım. Büyük sırrımız bu....
Sonra Alp dedi ki "Ben size bir demet nergis yolluyorum. Her biriniz için mesela doğum gününüz de yüzünüze gülümseme yerleşsin çok gülün ve sizde o mutluluk bumerangını başka yüzlere yollayın.
" Nice güzel yaşlara her giden güne özlem ama gelecek güne umutla bakın. Mutluluğunuz bulaşıcı olsun ve panzehiri de olmasın ;)
( sonuna kadar okuyanlar sabırları için nergisleri kaptı ) okumayanlar da şansına küssün artık ;)
YORUMLAR