Nerden Bilsinler..
15 Ocak 2024, 19.21 A- A+Kuşlar da gittiler
Yar kalır mı bu kış kıyamette….
Boş yere dilime dolanmamış bu güzelim parça. Kış mevsimi bir başka güzel bizim yaştakilere. Hele bir de emekli olduysanız. Yar da yanınızdaysa)))) değmeyin keyfimize. Erken kalkma derdi yok. İşe yetişme gailesi yok. Trafik çilesi hiç yok. Ehhh o kadarcık da olsun. Az mı süründük yollarda.
Bizim gibiler için en keyifli öğün sabah edilen kahvaltı diyorum ben. En azından bizim evde öyle. Özenle hazırlanmış bir kahvaltı(tembel gününüzde değilseniz bütçe de elveriyorsa tabiii ) ocakta fokurdayan çayla birlikte dünyanın en keyifli şeylerinden biri. Bu öğünü Türk kahvesiyle taçlandırmak da olmazsa olmazlarımızdan…
Kış günü kısa olsa da; evde olanlar için uzun.. Sürekli evde olmak can sıkıcı. Soğuk havaya rağmen bazen canınızı atmak istiyorsunuz sokağa. Sokak dedimse bir dosta ya da arkadaşa. İki çift laf etmek , bazen dertleşmek, minik minik dedikodu yapmak))))) iyi geliyor ruhumuza. En iyisi ben kalkıp gideyim arkadaşıma, yazının devamı da gelsin gezmenin ardına)))))
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Güler yüzle ve samimi bir karşılamadan daha değerli ne olabilir ki. İçerden gelen onlarca kokodilin karşılamasıyla giriyorum içeri. Paylaşmak istemiyorlar sahiplerini ya da evde yabancı bir sese tahammülleri yok. Yaklaşık 30_35 metre kare bir odaya yerleştirilmiş kafeslerinde krallar gibi yaşıyorlar Her birinin ayrı ismi var. Yemleri, suları, meyveleri hatta kuru yemişleri derken bütün bir gününü alıyorlar sahiplerinin. Hiç evlenmemiş, dolayısıyla anne de olmamış canım arkadaşım. Bir ''annemmmmmm'' deyişi var ki severken kuşlarını, vallahi anneyim diyen bazılarına ders niteliğinde. Kuzeni önermiş emekli olduğunda kuş besleme konusunu, çok iyi yoldaş olurlar sana diyerek. Bir, iki üç derken yirmiyi aşmış sayıları.Onun deyişiyle canları.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
‘’Herkes kendi kaderini yaşar’’ dedi sohbetin bir yerinde. Az çok değil; eni konu biliyorum yaşadıklarını, hissettiklerini yüzde yüz anlayamasam da. Ayni mahallenin çocuklarıydık. Baba figürü çok bir anlam ifade etmese de küçük yaşlarda; aklı kesmeye başladığında evdeki yokluğunu sorgulamaya başlamış annesine. Bir kavga esnasında mahalleli çocuklardan biri ‘’ Sizi bırakıp gitti ‘’dediğinde toz konduramamış babasına. Annesi hep gelecek dediği için tersini düşünmekten sürekli kaçmış yıllarca. Yakınları mütemadiyen koca arayışı içinde olmuşlar ona. Hep de başarısız olmuşlar nihayetınde. ''Onlar aklımda başkası var sandılar yıllarca o nedenle evlenmediğimi varsaydılar. Oysa nerden bilsinler ki asıl suçlu babamdı'' dedi. ''Bütün hayatım boyunca beni koşulsuz ve karşılıksız sevmesini dilediğim; yanımda olmasını özlediğim; yuva kurarken korkularımın, kararsızlıklarımın vazgeçişlerimin odağındaki kişi...Asıl suçlu babam dedi zar zor duyabileceğim bir sesle ve ekledi yeniden….Nerden bilsinler!!!
Sustum.
Yutkundum.
Baba sevgisine en çok ihtiyacı olduğu zamanlarda; kendine asıl ailesinden uzakta başka bir hayat kuran bir baba evladına; öfke, utanç, güven eksikliği, endişe ve üzüntüden başka ne verebilir ki bedensel ve ruhsal çöküntü dışında.
Her kız çocuğunun örnek alabileceği; hayatına yön verırken kötü davranışlarından etkilenmeyeceği bir babanın kızı olması umuduyla...
YORUMLAR